Yapacağım traducir español
56,580 traducción paralela
Sanırım ben de öyle yapacağım.
Como yo, creo.
Kusura bakmayın. - Bu arada ben ne yapacağım?
- ¿ Qué se supone que haga mientras tanto?
Aralarında iki kişiden biri veya üç kişiden biri veya on kişiden biri her an beni öldürmeye çalışırken bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
No sé cómo hacer eso cuando uno de ellos o tres o diez de ellos intentan matarme, señor.
Ne istiyorsan yapacağım.
Haré lo que quieras.
Ne istiyorsan yapacağım!
¡ Haré lo que quieras!
Bununle ne yapacağım?
¿ Qué hago con esto?
yapacağım.
Sí, lo haré.
Yapabileceğim her şeyi yapacağım.
Voy a hacer todo lo que pueda.
yapacağım.
De todos modos, lo haré.
Tamam, öyle yapacağım.
Sí, lo haré.
- Elimden gelenin en iyisini yapacağım.
No te prometo nada.
"Wall Street Journal" ı ara ve bu adamlarla şimdi bir anlaşma yapacağımızı söyle. Yoksa yanlarında kimse olmayacak.
Llama al Wall Street Journal y diles que o hacemos un trato ahora con estos tipos, o no van a tener a ninguno.
Ben de bunu yapacağım.
Eso es lo que haré.
"Şimdi ne yapacağım?"
- ¿ Qué voy a hacer ahora?
" Şimdi ne yapacağım?
¿ Qué voy a hacer ahora?
Görevimi yapacağım ve her an tetikte olacağım!
Estaré alerta cada minuto mientras yo cumplo con mi deber.
Başka ne yapacağımızı bilmiyoruz.
No sabemos que más hacer.
8 yaşında bir çocuğa el kaldırmak doğru bir şey değil biliyorum ama yapacağım.
Sé que tú no vas a patear el trasero de un niño de ocho años, pero yo lo haré.
Liam, ne yapacağımı bilmiyorum.
Liam, no sé que hacer.
Yap yoksa ben yapacağım
Hazlo, o yo lo haré.
Bu adaya ayak basmadan önce kazanmanı sağlamak için icap eden her şeyi yapacağımı söyledim.
Y ya te dije antes de que pusiéramos el pie en esta isla que haría todo lo necesario para asegurar tu éxito aquí.
- Yapacağım.
- Lo haré.
Yapacağım.
Voy a hacerlo.
Nasıl yapacağım?
¿ Cómo voy a hacerlo?
Yapacağım.
Lo haré.
Gerek ayarlamaları yapacağım.
Me encargaré de arreglar todo.
Bugün yapacağımız ilk iş Geleneksel Sonbahar Bağış Gecesi ile ilgili.
Vale, nuestro primer punto del día es sobre nuestra fiesta anual de otoño para recoger fondos.
Ne yapacağımı bilmiyordum ama bana bir şeyler yapıyormuşum hissi verdi.
No sabía que hacer, pero me hizo sentir que estaba haciendo algo.
Daha sonra onu ne yapacağımıza karar veririz.
Luego decidiremos qué hacer con ella.
O zamana kadar ne yapacağım?
¿ Qué haré hasta entonces?
Elimden ne gelirse yapacağım efendim.
Los ayudaré, señor.
Biraz baskı yapacağım.
Hay que mantenerlo presionado.
O zaman kendime o kraliçeyi bulunca yapacağım ikinci salvoyu bekle.
Espera hasta que vean el segundo golpe, cuando me consiga a esa Reina.
Bu yüzden, bazı testler yapacağım. Tamam?
Así que voy a hacerle algunas pruebas.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
No sé qué hacer.
Benim yapacağım bir hata değil bu.
No es un error que yo vaya a cometer.
Kaybedersem eğer Votan'la gideceğim ve ne istiyorsa yapacağım ve diğerlerinin önünde kafamı sallayacağım.
Si pierdo, yo iré con Votan y haré lo que él pida, y voy a asentir frente a los demás.
Bu kadar parayla ne yapacağım?
¿ Qué voy a hacer con todo ese dinero?
Elbisende bazı değişiklikler yapacağım. Ve eğer sen de istersen... Gelmeye karar verirsen...
Le haré algunos cambios a tu vestido, y si estás lista, sólo si lo estás te estará esperando, ¿ sí?
Bunu nasıl yapacağım?
¿ Cómo hago eso?
Şu kadar film yapacağım, emekli olduğumda web sayfam için şu kadar içerik olacak.
Produciré varias peliculas. Una vez que me retire subiré muchos contenidos a mi sitio web.
Ama bu konuda ne yapacağım?
Pero, ¿ qué voy a hacer al respecto?
Bugün şununla seks yapacağım, şunu becereceğim, şunun vajinası yiyeceğim! "
"¡ Sí, voy a tener relaciones sexuales con esta persona hoy! " Voy a follar a esta persona, comerá mi vagina ".
Porno yapacağım, dedim.
Y así fue como decidí, "sí, voy a hacer porno".
İşletme okuyorum, mezun olduktan sonra emlakçılık yapacağım.
Mi prioridad es el negocio. Así que una vez que me gradúe, entraré en bienes raíces.
Bana ne yapacağımı söyleme.
" Así que no me hables, ya sabes,
Bir sete çıktığımda ne yapacağımı bilmek isterim.
Me gusta, cuando voy a un set, Me gusta saber que tengo que hacer.
Hanımefendi ve ben bu sabah kahvaltımızı nehir kıyısında yapacağız, sağ ol.
La dama y yo desayunaremos esta mañana en la playa, gracias.
Aynen onu yapacağım.
Es lo que yo haría.
Öğretmeni çok takılmamamızı, önümüze bakmamızı söyledi. Biz de öyle yapacağız sanırım.
Creo que la profesora dijo que deberíamos dejarlo pasar, seguir adelante, así que supongo que es lo que vamos a hacer.
Uzun zaman bunu sakladım, benimle ne yapacağını bilmiyor.
Lo oculté tanto que ahora no sabe qué hacer conmigo.