English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yaptım

Yaptım traducir español

150,531 traducción paralela
Yaptım da.
Y lo he hecho.
- Pilatese gittim, yoga yaptım!
- ¡ Hago Pilates, hago yoga!
Bir karar verdim. Hastaneyi ileri götürmek için en iyi olacağını düşündüğüm şeyi yaptım.
He tomado una decisión sobre qué es mejor para que el hospital siga avanzando.
- Keşif yaptım. - Sonuç?
- He hecho un reconocimiento.
Bu tür ameliyatlardan çok yaptım.
Fue una buena reparación, y he hecho muchas así.
Yıldız mı aldım? Ne yaptım?
Oh, ¿ me llevo una estrella?
Vazgeçirmeye çalışacağını biliyordum. O yüzden sürpriz yaptım.
Sabía que intentarías quitarme la idea de la cabeza, así que ¡ sorpresa!
Ne yaptım?
¿ Qué he hecho?
Seni genel cerrahi şefi yaptım çünkü sağ kolum olmanı istedim.
Mira, te hice mi jefa de General porque quería que fueses mi mano derecha.
Söylediğinizi yaptım.
Es como has dicho tú.
Yetenekli bir asistana öğretmenlik yaptım. Her zaman yaptığım gibi. Minnick'den önce yaptığım gibi.
Estaba enseñando a un residente capaz, al igual que he hecho siempre, mucho antes que Minnick.
Ne mi yaptım?
¿ Qué he...?
Evet yaptım.
Sí.
Ben yaptım.
Lo hice.
Ama ben de yaptım.
Y yo también.
- Elimden geleni yaptım.
Bueno, hago todo lo que puedo.
BMI'dan alışveriş yaptım ama o kadar.
He comprado en BMI, pero nada más.
Kendi seçimimi yaptım.
Tomé esta decisión por mi cuenta.
Evet. Makineyi de ben yaptım.
Y yo construí esa máquina.
- Hep böyle yaptım!
¡ Eso es todo lo que he hecho!
Ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé qué estoy haciendo.
Yaptığımız onca şeyi yapmak zorunda kalmayacaklar.
Nunca tendrán que pasar por lo que pasamos nosotras.
Ama yaptığım her şey ölen karım için.
Pero todo lo que he hecho ha sido por mi difunta esposa.
FBI'a getirildiğimde kim olduğumu, neler yaptığımı bilmiyordum.
Cuando me trajeron al FBI, no podía recordar quién era ni qué había hecho.
Neden bunu yaptığımızı hatırla.
Recuerda por qué estamos aquí.
Neler yaptığımı bilmiyorum.
No sé lo que he hecho.
- İkinci kez yaptın mı?
- ¿ Lo hiciste una segunda vez?
Bu sabah tahtada yaptığım düzenlemelerle ilgili sorun mu var?
¿ Hay algún problema con la forma en que he organizado la pizarra esta mañana?
Bailey'nin yaptıklarına katıldığımı söylemiyorum ama- -
No estoy diciendo que esté de acuerdo con lo que Bailey hizo...
Dr. Warren, benim de yalnız başıma ilk ameliyatımı Dr. Webber'la yaptığımı biliyor muydun?
Dr. Warren, ¿ sabías que mi primera operación en solitario fue también con el Dr. Webber?
Barışı sağlayıp kendimizi korumak. Bizim yaptığımız da bu.
Conservar la paz y protegernos a nosotros mismos es lo que estamos haciendo.
Hazır bir şeyler söyleyelim ya da en sevdiğimiz restoranda rezervasyon yaptırayım.
Así que cojamos algo para llevar o podría reservar en nuestro restaurante.
Evet, ben olsam Webber'a yaptıklarından sonra nazik olamazdım.
Sí. Yo no podría hacerlo, no después de la manera en que fastidió a Webber.
Yaptığı şey için mazeret bulmaya çalışmayacağım.
No estoy justificando lo que hizo, no lo hago.
Yaptıklarımı geri alamam.
No puedo retroceder las cosas que he hecho.
İyi yaptığım bir şey.
Algo que hago muy bien.
Onunla yaptıklarım.
Es lo que hice con él.
- Saçımı yaptıracağım.
Voy a arreglarme el pelo.
Peki Maia, yaptıklarımı izle.
De acuerdo, Maia, observa lo que hago.
Peki kimin yaptığına dair bir fikrin var mı?
Muy bien. ¿ Tiene alguna idea de quién lo hizo?
Gramer tanımlaması için yaptığı yorumları elimdeki adli yazılımdan taratacağım.
Pasaré sus posts a través de este software forense para reconocimiento gramatical.
- Kendall davasında bir teklif yaptılar mı?
¿ Alguna oferta en el caso Kendall?
Yaptığınız sorgulamada Bay Gwinn'in 70 bini çaldığına mı karar verdiniz?
¿ Y el Sr. Gwinn robó 70.000 dólares según su interrogatorio?
- Yaptığım görüşmede.
Mi entrevista.
Çaldıklarımı karaborsada sattığıma dair şahitler olduğunu söyledi. - Öyle bir şey yaptın mı?
Dijo que tenía un testigo que juraba que yo había ido al mercadillo a vender los zapatos.
Kendi yaptığım bir cihaz.
Un pequeño dispositivo que he improvisado.
Tim'in uçağı rötar yaptı ben de havaalanında biraz onunla takıldım.
El vuelo de Tim se retrasó, Pasé el tiempo con él en el aeropuerto.
- Elle yaptığın ilkyardım işe yaramayacak.
La RCP manual no lo hará.
Ona yaptığım hatayı telafi edeceğim tatlım.
Voy a compensárselo, cariño.
Biz baygın haldeyken sadece bir saatlik yolculuk yaptığımız halde dört saat uçtuğumuza inandırmak için saatimi bile yeniden programlamışlar. - Neden bunları yapsınlar ki?
Cuando estábamos inconscientes, incluso reprogramaron mi reloj para hacernos creer que volamos durante cuatro horas, cuando solo nos llevaron durante una. ¿ Por qué harían todo eso?
İğneleme yaptığının farkındayım ama seni dalgakıranların ardına attım ve sen güvenli bölgeye yüzdün.
Sé que estás siendo sarcástica, pero... te tiré al agua más allá de los rompeolas, y nadaste hasta salvarte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]