Yaptım bile traducir español
2,013 traducción paralela
Yaptım bile.
¿ Qué pasa, Sarah?
- Yaptım bile, kazak örüyorum.
- Sí, vamos, tejo suéteres.
Yaptım bile.
Ya está hecho.
Yapabilirim. Yaptım bile.
Puedo y acabo de hacerlo.
Yaptım bile.
Lo acabo de hacer.
Biliyorum, çoktan bir liste yaptım bile.
Lo sé, ya he empezado una lista.
Çoktan yaptım bile.
Ya lo he hecho.
Kafamda 6 şey yaptım bile ona.
Ya hice seis cosas con él mentalmente.
Kısrakları ve tayları satarız. Ekspertiz yaptırdım ve bu, ihtiyacımız olanın yarısı bile etmiyor.
así que vendemos las yeguas y los primales, tenia una evaluación hecha, y eso no nos traerá ni la mitad de lo que necesitamos.
Bu yaptığım az bile Ve bu hayla davul çalıyor!
Y él sigue tocando.
Sanat yönetmenliği hatta hayvan besiciliği bile yaptım.
Lavaplatos, director artístico, hasta tuve criadero.
- Yaptın mı? - Mermerde bile.
- Hasta en mármol.
Lanet olsun. Pekala, bu yaptığından rahatsız olmaya başladım. Bana dokunmuş olmalısın, ama ben hissetmedim bile.
Me estás empezando a dar miedo porque me tocaste y no sentí nada.
Rowley zan altınayken bile göstermiş olduğun asaletten dolayı seni takım kaptanı yaptım.
Rowley por mostrar dignidad bajo falsas sospechas, te asciendo a capitán del equipo.
Biz gönderim yaptığımız sürece, Reacher Gilt tek bir dolar bile kazanamaz.
Mientras nosotros transmitimos, Reacher Gilt no gana un solo dólar.
Daha ne iş yaptığımı bile bilmiyorsun.
Ni siquiera sabes lo que hago.
Bu çok tuhaf. Ne yaptığımı bilmiyorum bile.
Es evidente que no saben lo que hacen.
Ne yaptımsa senin için yaptım ; Senin için yavrum, senin için kızım. Sen ki, daha kim olduğunu bile bilmiyorsun.
Yo sólo he obrado por tu bien, querida mía, por tu bien, mi hija, ignoras el arte de lo que tú eres.
Bu yaptığım iş zorlu olduğu kadar tatsız da olabilirdi ama hanımımı düşününce en sıkıcı iş bile bana tatlı geliyor ve çektiğim eziyetleri zevke dönüşüyor.
Mi humilde labor me sería enojosa y detestable si no fuera por mi amada, que da vida a lo muerto y placer a mis trabajos.
Seninle yaptığımı hayal bile ettim.
Incluso lo he imaginado contigo.
Dört yaşıma kadar konuşmamıştım bile ama şimdi lisans mezunuyum ve mastırımı yaptım, şimdi doktora için çalışıyorum.
No hablé hasta los cuatro años y ahora tengo un título universitario, una maestría y, pronto, un doctorado.
Her şeye o kadar saf ve temiz başlarız ki kendimiz bile böyle yaptığımızı fark etmeyiz. Çünkü bir şey bilmemek böyle bir şey.
Yo digo que empezamos con una bondad tan pura y tan transparente... que no sabemos que existe... porque así es cuando no sabemos nada.
Yaptığım tek şey kendine bile hayrı olmayan bir çocuğa yardım etmeye çalışmak.
Todo lo que hice fue intentar ayudar a un chico que no podía ayudarse.
Şu anda bile, hiç konuşmadığımız geceden beri yaptığım en iyi sohbet.
Es la mejor charla que he tenido desde la noche que no hablamos.
Yaptıysan şu anda bile, bir suç işlediğini bana söylemeden bu işten sıyrılmanın yollarını mı arıyorsun?
Y si lo hiciste ¿ todavía sigues buscando, aún en este momento una manera de manejarlo, y a mí sin decir que cometiste un crimen?
Biraz daha bile yaptım.
Acabo de hacer un poco más.
Ne yaptığının farkına bile varmadım.
? Ni siquiera sé qué es lo que estás haciendo.
- Owen kes şunu. - Artı, yeni bir iş bulmak zorundayım. Burada ne yaptığımı bile bilmiyorum.
Owen, para ademas tengo que encontrar un nuevo trabajo ahora Yo no se que demonios hago aqui no te preocupes por eso solo quiero que te mejores bueno, yo no simplemente apesta odio esto
Burada yaptıklarım için bana teşekkür bile etmedin daha.
Bueno, no me has agradecido por lo que he hecho aquí.
Ve sonra, içlerine nasıl hava basıldığını bile anlayamayacağın dev tekerleklerle iniş yaptın mı?
¿ Y luego aterrizaste de manera suave sobre ruedas... tan grandes que ni puedes concebir... como demonios ponen aire en ellas?
Yaptıklarımızı, yaşadıklarımızı bir hayattan başka bir hayata taşırız. Belki de hepimizin de içinde olduğu bir plan vardır senin, benim ve dedemlerin de içinde olduğu ve bunun farkında bile değilizdir. Nasıl bilebiliriz?
Lo que hacemos, lo que llevamos con nosotros de una vida a la siguiente quizá hay un plan que nos incluye a todos a ti, a mí y a mis abuelos y simplemente no lo sabemos.
hiçbişey söylememiş olsan bile, yinede aynı şeyi düşünürdüm herzaman yaptığım gibi devam edeceğim.
- Incluso sin haber hablado si no hubiésemos hablado, no cambiaría. Haría exactamente lo que siempre he intentado.
Neden yaptığım umurumda bile değil ama daha iyi hissediyorum.
Me importa un carajo por qué lo estoy haciendo. Todo lo que sé es que me siento mucho mejor.
White'ın cebi bile 30 bin davayla başa çıkamaz. Bu insanlara yaptığımız şeyi düzeltmekle yükümlüyüz.
aun las bolsas de White no puedes manejar 30,000 leyes rotas el pagara a estas personas por arreglar lo que ha hecho.
Tüm güvenlik kameraları çalışıyor, ama yaptığım tek sisteme bile giremiyorum.
Todas las cámaras de seguridad funcionan. Pero no puedo entrar a un sistema que yo creé.
Hoyt, yaptığım bokların yarısı bile bilseydin.
Hoyt, si supieras la mitad de la mierda que hice.
Neden yaptım bilmiyorum bile...
Olvídalo. Ni siquiera sé por qué...
Benden istediğin her şeyi yaptım, ve sen burada bile değilsin.
¡ Siempre he hecho lo que me pediste... y no estás aquí!
Yaptıklarımın yarısını bile bilmiyorsun, asla da öğrenemeyeceksin.
Todavia no conoces ni la mitad, y nunca lo harás.
Senin en yakın arkadaşınım, ama yaptıklarının yarsını bile anlamıyorum.
Soy tu mejor amigo, y la mitad del tiempo no te entiendo.
Aptallık edip ondan çocuk bile yaptım.
Y sin embargo yo... estúpida de mi, incluso tuve un hijo con él.
Ama ikinci ders gibi, kapıyorum bir yangın söndürücüyü ve salağın birinin üzerine sıkmaya başlıyorum ve bunu nasıl yaptığımı anlamıyorum bile.
Pero a la vez, tengo un extintor en mis manos, y lo estoy rociando en nerds, y nose como llegue ahí.
Seninle konuşarak bile profesyonel ahlaka aykırı altı ya da yedi kuralı çiğnediğimi biliyorum. Ve şu anda bunu neden yaptığımı ciddi bir şekilde düşünüyorum.
Sé que violo seis o siete reglas de la ética profesional al hablar con usted y sé que tengo muy serias dudas al respecto.
Seçim yaptığımızın farkında bile değildim.
No supe tampoco
Ve yaptığımdan pişmanlık duymadığım bir günüm bile olmadı.
Y desde entonces, no ha pasado un solo día que no sienta la carga por ese acto.
Ne yaptığını bile sormayacak mısın?
Iré a recogerle. ¿ Ni siquiera vas a preguntar qué hizo?
Şirket bizim yaptığımız tek bir toplantıya bile gelmedi.
La discográfica nunca ha estado en una sesión de grabación.
Artık yaşıtlarımın neler yaptığını bile bilmiyorum.
Ni siquiera se
Theo'yla arabada yaptığım röportajda bile açıkça belli oldu, bir planlama yoktu.
Esta entravista y otras vueltas, me muestran que no hay ninguna planificación.
Otopsi yaptırmayacağınızdan emindim yaptıracak olsanız bile yeterli zamanımız olacaktı.
Estaba seguro de que no haría una autopsia y, aunque la hiciera, teníamos suficiente tiempo.
- Hayır, çünkü benim için bu, eskiden yaptığımız şeyi yaparken bile nimetten faydalanma. - Ugetsu'yu 6. kez izlemeye gitmek.
No, porque para mí, los beneficios implican que aunque estemos haciendo lo mismo que solíamos hacer, como comer pierogies y ver "Ugetsu" por sexta vez...
bile 28
bilesin 23
bilet 55
biletler 91
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemiyorum ki 20
bilemedim 29
bilesin 23
bilet 55
biletler 91
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemiyorum ki 20
bilemedim 29
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
yaptı 88
yaptın 100
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21
yaptı mı 24
yaptığına bak 22
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21
yaptı mı 24
yaptığına bak 22