Yaşıyorsun traducir español
6,981 traducción paralela
2 aydan fazla zamandır burada mı yaşıyorsun?
¿ Has vivido aquí durante más de dos meses?
Bir blok ötede yaşıyorsun.
Tú vives a una cuadra.
Hayal dünyasında yaşıyorsun.
Tienes trastorno ilusorio.
- Buralarda mı yaşıyorsun?
¿ Vives por aquí?
Dünyada, pornoya erişimi olmayan tek evde yaşıyorsun.
Vives en la única casa en la que no se puede ver porno.
Evet, zaten çok belalı bir mahallede yaşıyorsun.
Sí, porque vives en un vecindario muy peligroso.
Yalnız mı yaşıyorsun?
¿ Vives sola?
Hayal aleminde yaşıyorsun çocuk.
Sueñas, chaval.
Bilirsin... Yani, Al, bir garajda yaşıyorsun, bilirsin ya.
Ya sabes... quiero decir, Al, vives en el garaje, ya sabes.
Yani, orada kızına yakın, olabilmek için yaşıyorsun.
Quiero decir, sé que vives allí... para estar cerca de tu hija y todo.
Buralarda mı yaşıyorsun?
¿ Vives por aquí?
Niye bu insanlarla yaşıyorsun hiçbir fikrim yok.
No tengo idea por qué vive con esta gente.
Kayıtlara geçsin, gidiyorum çünkü eski sevgilinle yaşıyorsun.
Para que conste, me voy porque vives con tu ex.
- Peki, demek eski sevgilinle yaşıyorsun.
- De acuerdo. Vives con tu ex.
Gey bir adamla yaşıyorsun ve bu gey adam seks yapmana yardım edecek.
Vives con un hombre gay, y este hombre gay va a ayudarte a que tengas sexo.
Aslında benim rüyamı yaşıyorsun.
Basicamente estás viviendo mi sueño.
Artık sahte bir kimlikle burada, Hawaii'de yaşıyorsun ve hayatını kalpazanlıkla kazanıyorsun.
Y... aquí estás, viviendo en Hawaii con una identidad falsa, y falsificando dinero para mantenerte a flote.
Vay canına, yaşıyorsun.
Hola. Vaya, estás viva.
Üstelik Arandelle'de yaşıyorsun.
Y eres de Arendelle.
Sen buralarda yaşıyorsun.
Usted vive por aquí.
- Vay be. Kaç yıldır burada yaşıyorsun?
Maldición, ¿ Cuánto tiempo viviste aquí?
Yaşıyorsun.
Sigues viva.
Earl, fark ettim ki hala yaşıyorsun.
Earl, he notado que aún estás vivo.
Ne yiyorsun ne içiyorsun. Havayla mı yaşıyorsun?
No comes, no bebes...
Hayır, deli değilsin, ileriye bakıyorsun.. .. gelecekte yaşıyorsun.
Tú no estás loco, tienes la cabeza en el futuro.
- Yakınlarda yaşıyorsun.
¿ Tú vives por aquí?
- Los Angeles'ta mı yaşıyorsun şimdi?
¿ Vives ahora en Los Ángeles?
Katillerle, fahişelerle hatta Başkan Yardımcıları ile bolca vakit geçirdiğin ilginç bir hayat yaşıyorsun Liz.
Tienes una vida muy excitante, Liz, con un amplio espectro de asesinos, prostitutas, incluso del vicepresidente.
- Bu halkla birlikte yaşıyorsun...
- Vive en esta comunidad.
- Şoka girmeni anlıyorum, dostum. Fakat o kadar uzun süredir sanal dünyada yaşıyorsun ki, hepsini unuttun.
- Entiendo su sorpresa, amigo mío, pero ha estado durante tanto tiempo en el mundo virtual,
- Ne zamandır burada yaşıyorsun?
¿ Desde cuándo vives aquí?
- Peki nerede yaşıyorsun?
¿ Dónde vives?
Bak bunu belki anlamıyor olabilirsin çünkü bazen bu konular hakkında sıkıntı yaşıyorsun
Mira, tal vez no estés entendiendo esto porque sé que a veces tienes problemas con las cosas.
Sen birisiyle mi yaşıyorsun?
¿ Vives con alguien?
Nerede yaşıyorsun?
¿ Dónde vives?
"saatli bomba gibi ortalıklarda dolandı durdu." ve şimdi yaşıyorsun bu büyük bir şey.
Y no por algo tan trivial como un coche-bomba ". El que estés vivo es un gran alivio.
Yaşıyorsun!
¡ Están vivos!
Dağda yaşıyorsun ama.
Vives en una montaña.
Burada mı yaşıyorsun?
¿ Aquí vives?
Hislerini içinde yaşıyorsun.
No expresas tus emociones.
- Yaşıyorsun!
¡ Estás viva!
Yaşıyorsun demek, ölümden dönmüşsün.
Estás vivo, regresaste de la muerte.
Luther'in inancı içinde sıkışıp kalmak yaşıyorsun anlamına gelmez.
Usted no está destinada a vivir dentro de los confines de la fe de Lutero.
Yaşıyorsun!
¡ Estás vivo!
Sonu gören tek kişi sen olmana rağmen yaşıyorsun.
Usted es el único que se ha enfrentado el final y ha sobrevivido.
Hâlâ annenle mi yaşıyorsun?
¿ Aún vives con tu mamá?
Burada mı yaşıyorsun?
¿ Vives ahí?
- Şu an bir şey yaşıyorsun, o yüzden...
- Acabas de pasar por algo muy...
15 yaşındasın ve son sınıf öğrencisiyle çıkıyorsun demek.
Entonces, sólo tienes quince y sales con "senior".
31 yaşındaki yeğenim Marcus'u hatırlıyorsun değil mi?
¿ Recuerda a mi sobrino Marcus? ¿ El de 31 años?
Burada mı yaşıyorsun?
¿ Vives aquí?