Yemi traducir español
1,375 traducción paralela
Ama yemi attın bekliyorsun ve sanırım ben ısırabilirim.
Pero tú tienes algo que yo querría
Sarılıp bağlanmış... koca bir balık yemi gibi suda salınıyor.
Atado, bien envuelto, y flotando como una mosca para un maldito pez gigante.
Genelde bunu babalar yapar ama o solucan yemi olmuş.
Normalmente es el padre el que lo haría, pero es pasto de los gusanos. Lo sé.
Kızlarımdan ikisi yemi yuttu.
Un par de mis chicas mordieron el anzuelo.
Tamam, yemi yuttu. Yarın için hazırız.
Está bien, entonces el fue por la carnada y tenemos todo listo para mañana.
Hem yemi yuttu, hem de çok korktu.
- ¿ White lo creyó? - Sí que lo creyó.
Sence yemi yuttu mu?
¿ Habrá mordido el anzuelo?
Geri geleceklerinden şüpheliyim efendim. Tabii buraya her gün gelen birisi atlayacak cesareti göstermek yerine, zamanını arabanızın kaportasına kuş yemi atarak geçirmezse.
No volverán a menos que alguien suba aquí arriba todos los días,... buscando el coraje para saltar, y pase el rato tirando alpiste sobre el capó de su coche.
Önemli olan, Javier bizi aşağı çekmeden yemi kesmemiz.
Lo importante es que cortemos la caña antes de que Javier nos arrastre al fondo.
Fare yemi yuttu.
El ratón mordió el anzuelo.
Ahh, ördek yemi, evet, kocamın.
Comida para patos, sí, de mi esposo.
Hem yemek organizasyonu yapıyor hem de canlı balık yemi mi satıyor?
¿ Se dedica a la cocina y a la carnada?
Balık yemi işinde çok rekabet olmasaydı bu işe hiç girmezdim.
Me metí porque el negocio de las carnadas es muy competitivo.
Ama yemi yutmayacağım.. Pazar günü görüşürüz
Te veré el domingo.
Yemi asla yutmayacak, tamam mı?
Nunca va a picar el anzuelo.
- Aslında işte bu yüzden yemi yutacak.
- Por eso va a picar.
Yemi yuttu, ama onu kafese sürüklemelisin.
Ya está enganchada, pero no la dejes escapar.
Herşey tangonun yemi olabiliyor, değil mi, Bay Felisberto?
¿ Así que es buen momento para tangos, no, Mr. Felisberto?
SHEEV'İN OLTA YEMİ PALANGA DÜKKANl
TIENDA DE ANZUELOS Y APAJEROS DE SHEEV
Shade on beş yaşındayken, kız tavuk yemi dolu silonun içinde boğulmuş.
El verano en que él cumplió los 15, ella se ahogó. En un granero, lleno de gallinas.
Buradaki herkes aynı yemi kullanır.
Todos aquí comen el mísmo pienso.
O yemi kullanan bir sürü insan var.
Muchos usan su pienso.
İki buz kovası, on çift çizme, tam zamanında gelen bir kızak, 15 buz kıracağı, bir koli köpek maması, bir çift Arthur Murray dans ayakkabısı, bir fotoğraf makinası, bir ücretsiz pencere tesisatı, bir dıştan takma motor, sekiz zıp zıp, tez vakitte vefat eden bir palmiye ağacı, ömür boyu yetecek kadar kuş yemi...
Gané dos cubos de nieve, diez pares de galochas, un trineo, el cual llegó justo a tiempo, he de agregar, quince picadores de hielo, un paquete de comida para perro, un par de zapatos de baile de Arthur Murray, una cámara Brownie, una instalación gratis de ventana, un motor fuera de borda, ocho zancos con resortes, una palmera, la cual murió en breve, una dotación de por vida de alpiste y un poni,
Yemi işte böyle hazırlıyorum.
Pongo el cebo así.
Otobüsü köpekbalığı yemi olarak kullanırsak devrilir ve patlar!
Si usas el autobús como cebo, se vuelca y se incendia.
Yemi almaya geliyor!
¡ Viene por los cebos!
Bayan Kunio, lütfen yemi atın.
Maestro Kunio, por favor lance el anzuelo.
- O yemi yutacağımı sanma.
- No significa que muerda el anzuelo.
Yemi yuttu. Davada ne kadar işe yarar?
¿ Qué probabilidades de condena hay?
Zenginleştirilmiş kuş yemi tarifi ise tam bir muamma.
Su receta para el pienso es un secreto estrictamente guardado.
İzleyicilerden birini kaybettik.Yemi buldular. - Tamam.
Perdimos un transmisor, encontraron el del reloj.
Tamazaki yemi yuttu.
Tamazaki mordió el anzuelo.
- Tomazaki yemi yuttu.
- Tomazaki mordió el anzuelo.
Bakalım yemi kim yutacak.
Veamos quién mordió el anzuelo.
Eğer yemi yutarlarsa, ortalık cehenneme dönecek.
Si muerden el anzuelo, las cosas se pondrán serias.
Ringa parçacıkları, soya unu ve un kaynaklı yan ürün. Balık yemi.
Rastros de arenque, semillas de soya y trigo.
Kastettiğin insan yapımı balık yemi mi?
Alimento para peces. Hecho por el hombre.
Sahtekara tuzak yemi için kullanılıcak. Seninle aynı anda kahve dükkanında kim vardı.
Lo utilizaron como cebo para atrapar a un falsificador que estaba en la cafetería, al mismo tiempo que tú.
Ya yemi yutmazlarsa?
¿ Y si no muerden el anzuelo?
Bay Prudy kalp krizi geçirirken at yemi alıyordum. Ona kalp masajı yapıp, 911'i aradım.
Estaba comprando alimento para caballos cuando el señor Prudy tuvo un ataque detrás del mostrador le hice primeros auxilios, y llamé a la ambulancia.
Taylor yemi yuttu.
Taylor mordió el anzuelo.
Göremiyorsun çünkü sana yemi yutturdu.
Ella es problemática. Tú no puedes verlo porque ella te tiene embelezado.
Düşmanlarının hepsi, Los Angeles'ın nehirlerinde balık yemi oldu.
Sus enemigos son comida de peces en el río Los Ángeles.
Büyük bir av için Avustralya yemi.
Así llaman los australianos al cebo corto.
Yemi ısırmayan yakalanmaz.
Que no pude morder
Silvie, at yemi.
Um...
White, yemi yuttu mu?
No sentí nada.
Ya? Domuz yemi yüzünden mi?
¡ Pobres puercos!
Yemi yuttular.
Mordieron el anzuelo.
Şu üçüncü galiba şu geceleri yayınlanan balık yemi reklamlarda oynuyor.
El tercer hombre, arriba.
Pekala, yemi yutuyorum.
Te creo.
yemin 21
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ettim 31
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yeminle 42
yemin edin 17
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ettim 31
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yeminle 42
yemin edin 17