Yeni bir şey yok traducir español
331 traducción paralela
- Yeni bir şey yok.
- Nada nuevo.
Yeni bir şey yok.
Sin novedad.
Yeni bir şey yok, neyi?
Nada nuevo. ¿ Por qué?
Yeni bir şey yok, peki işin sırrı nedir?
Quizá no sea nada nuevo, pero ¿ qué lo es?
- Yeni bir şey yok.
- Nada.
Günaydın, yeni bir şey yok, eh?
ARTHUR : Buenos días. Nada nuevo, ¿ eh?
Dolabında yeni bir şey yok.
No hay nada nuevo en tu armario.
- Yeni bir şey yok.
- Nada que hacer.
Bu benim kişisel görüşüm ama duyduklarımız içinde Viyanalı hekimler için yeni bir şey yok.
Pero, personalmente, creo que no hemos oído nada que los médicos vieneses no supieran.
Bunda yeni bir şey yok. Antik Yunanlılar bu gerçeğe dair bildiklerini, farkında olmadan babasını öldürüp annesini eş olarak alan Oedipus'un hikayesinde ortaya koymuşlardır.
Esto tiene poco de nuevo, los antiguos griegos revelaron estos conocimientos en la historia de Edipo, que, sin saberlo, mató a su padre y se casó con su madre.
Güneşin altında yeni bir şey yok, dostum.
No hay nada nuevo bajo el sol, mi amigo.
- Senden ne haber? - Yeni bir şey yok aslında.
nada especial...
Hiç yeni bir şey yok mu yani?
¿ Ningún detalle nuevo?
- Bunda yeni bir şey yok ki!
- ¿ Qué noticias sobre eso?
Hayır. Yeni bir şey yok.
No, nada nuevo.
Yeni bir şey yok.
No, hay nada nuevo.
Söyledim ya, yeni bir şey yok.
Te he dicho que no hay nada nuevo.
Rapor edecek yeni bir şey yok, efendim.
Nada nuevo que reportar, señor.
Yeni bir şey yok.
Ninguna noticia esta mañana.
Senin için yeni bir şey yok, değil mi?
Seguro que eso no es nada nuevo para ti, ¿ no?
Yeni bir şey yok.
No hay nada nuevo, pero dos inspectores...
Yeni bir şey yok mu?
¿ Y para eso viene aquí?
Yeni bir şey yok, yine eski şeyler.
Nada nuevo, lo mismo de siempre.
Yeni bir şey yok. 1-2 polis işte.
Nada, sólo un par de policías.
Burada taşla ilgili yeni bir şey yok.
No hay más novedades sobre el monolito.
- Hayır, yeni bir şey yok.
Nada nuevo.
Yeni bir şey yok, sanırım...
No hay nada nuevo, creo...
Yeni bir şey yok, ama hala, içiyor, kendi kendime söyleniyor, dürtüsel olarak temizliyorum.
Pero aún así, bebiendo, rezongando conmigo misma refregando de modo compulsivo.
- Yeni bir şey yok.
No hay nada nuevo ahí.
- Yeni bir şey yok aslında.
- Yo, nada especial...
Yeni bir şey yok!
No hay nada nuevo.
- Öğrenilecek yeni bir şey yok.
- No hay nada nuevo que aprender.
Onun dışında yeni bir şey yok.
No, no hay nada nuevo.
Yeni bir haber yok, biz de her şey aynı tas aynı hamam.
No hay nada nuevo allí. Estamos como siempre.
Yapacak bir şey yok. Yeni paragraf.
Punto y aparte.
Yeni kızımız hakkındaki her şeyi dinlemek istiyorum. - Anlatacak pek bir şey yok, gerçekten. - Olur mu hiç?
¿ Queréis que os cuente cuando Kay era un bebé y Ellie la olvidó en el cochecito delante de una tienda?
Yeni bir şey yok efendim.
Nada nuevo, señor.
Yeni bir şey yok.
Nada nuevo.
Binlerce yeni veri ama önemli bir şey yok. Ve önemli şey... - Oradaki kim?
Miles de hechos nuevos y nada sobre la búsqueda lo principal
Yeni bir hayat başladı sanki Bana borcu olan herkes için aynı şey geçerli. Artık yok.
Es como si empezara una nueva vida eso vale para todo aquel que me deba dinero.
Eğer böyle dinamik bir evrende yaşıyorsak ve her şey Büyük Patlama sonucu oluşmadıysa evrenin son yok oluşu sonrasında yeni bir döngü sonucu yaratılmış olabiliriz.
Si vivimos en un universo oscilante de este tipo el big bang no será la creación del cosmos sino sólo el final de un ciclo previo la destrucción de la última encarnación del cosmos.
Yeni bir şey yok.
Nada más.
Anlaşılan zararı kabullenip yoluma gitsem iyi olacak. Yeni kocanın yasını böyle bir şey için bölmeye hiç gerek yok... öyle değil mi?
Lo tomaré solo como experiencia, no procede meter el dedo en la llaga del nuevo esposo y todo eso.
Daha yeni krom kaplattım. Bu çocukları durdurabilecek bir şey yok mu?
Estos animalejos están abusando de mi generosidad.
Yeni kundaklanmış bir bebeği göğsüne bastıran bir annenin yanında olmaktan daha güzel bir şey yok.
No hay nada más hermoso que la visión de una madre cargando su bebé envuelto y fresquito en su seno.
Şey... bu kesinlikle yeni birşey, fakat doğru değil. Yani böyle bir şey yok.
Bueno... eso es ciertamente nueva, pero eso no es cierto, eso no es un hecho,
Yeni bir şey için iznime ihtiyacın yok.
- No necesitas mi permiso.
Benim için yeni bir şey öğrenmene gerek yok.
No aprenderá a costillas mías.
Yeni bir şey yok, Majesteleri.
Nada nuevo, Su Majestad.
Yeni kafalar lazım. Çarşamba'ya kadar yapılacak bir şey yok.
No podré terminarlo para el Miércoles.
Keşke sana yeni bir şey daha hatırladığımı söyleyebilsem, ama yok.
Ojalá pudiera decirte que recuerdo algo nuevo, pero no es así.
yeni bir hayat 16
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
yeni geldim 35
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
yeni geldim 35