Yok ya traducir español
24,453 traducción paralela
Yok ya?
Oh, no.
- İyi misin, sorun yok ya? Bu ikisinin sonu iyi olmayacak.
No es así va a terminar para estos dos.
Kafasının arkasında gözleri yok ya.
No es como si tuviera ojos en la nuca.
İlacı ya da tedavisi falan yok mu?
¿ Una pastilla o algún tipo de tratamiento?
Yoksa benim ne söylediğimin senin için bir önemi yok mu artık?
¿ O mis palabras ya no tienen ningún peso para ti?
Senin hiç yemeğin yok ve Kudurmuş canavarla karşı karşıya kalıyorsun!
No tienes comida y te encuentras con una bestia rabiosa!
Sizi takip edenler tarafından vurulmaya ya da buraya getirdiğiniz karmaşık drama karşı bir tutkum yok.
No tengo ningún deseo de ser disparado por sus perseguidores o dibujado en el drama que complicada que ha traído hasta aquí.
Sanırım UGA'nın soygun görüntülerini neden geri, verdiğini biliyorum ; bizim zaten bilmediğimiz hiçbir şey yok burada.
Creo que sé por qué la NSA nos dio el material de archivo del robo de vuelta ; no hay nada en aquí que no sepamos ya.
- Patton ofiste bir temizlik yaptı, Sebastian morgu temizledi kamera ya da bir dinleme cihazı falan yok.
Patton hizo un barrido en la oficina, Sebastian lo hizo en la morgue... no habían cámaras o dispositivos de escucha.
Şimdi kafam karıştı çünkü milis kuvvetlerin sizin dağılmasına sebep olduğunuz bir radikal grup olduğunu biliyorum. - Artık öyle bir grup yok.
Oh, ve, estoy confundida, porque escuché que la Milicia es un grupo radical que usted ayudó a desbandar, ya no existe.
Şu adam yok mu ya.
Escúchenlo.
- Yok, almayım. Zaten bir şeyler yedim.
- No, ya he comido.
Ya da eski bir asker, evet ama kim olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.
O estaba. Sí, pero no tenemos idea de quién es.
Ve askeri polis parayı yok etmekle görevlendirilen kişilerin adını verebilir. Ki bu konuda bir fikrimiz var zaten.
Y los diputados serían capaces de decirnos quien recibió la orden de destruir ese dinero en efectivo... como si no tuviéramos una buena idea ya.
"Pisliğin teki değil" damgamı sana çok önce yapıştırmıştım, o konuda sorun yok.
Bueno, ya te puse el sello de "No es un bicho raro", así que por eso no te preocupes.
- Artık yok.
- Uh, ya no más.
- Pencerede kan lekeleri var ama Chase'ten ya da vurduğu her kimse ondan bir iz yok.
Tenemos restos de sangre en la ventana, pero ningúna señal de Chase o a quien sea que le disparó.
- Dwight hapiste mahkemeyi beklerken kimse ziyaretine gitmemiş. Bir sürü hücre arkadaşı değiştirmiş ama aralarında ırkçı ya da Nazi yok.
Bueno, sí, Dwight no tenía visitantes mientras estaba en espera de juicio, y alternó un montón de compañeros de celda pero no cabezas rapadas o nazis en el pelotón.
Bir şeyin yok ya?
Estás bien, ¿ verdad?
Artık gitmeme gerek yok.
No tengo que ir ya.
Bir daha kaçmak yok, tamam mı?
Pero ya no vuelvas a escapar, ¿ de acuerdo?
Artık bize faydası yok.
Ya no nos sirve.
Avukat, asistan ya da eleman tutacak paramız yok.
No tenemos el dinero para contratar asociados, asistentes legales y personal de apoyo.
- Bilmiyorum, bu yeri on tur dolaştım ve hâlâ fikrim yok.
Ya di diez vueltas a este lugar - y aún no tengo idea.
Vernon, daha fazla uzatmamıza gerek yok.
Vernon, ya no hay necesidad. Abre la puerta.
Nasıl yani, artık beyaz boya yok muymuş?
¿ Ya no tienen blanco?
Kanama ya da sızıntı yok.
No hay sangrado o fugas.
Benimle ya da onunla ilgisi yok.
No tiene que ver conmigo, o... o ella...
Madem bu göçmenlik mahkemesi, madem ki davada juri yok, o zaman Yargıç'a oynayalım.
Bueno, ya que es el tribunal de inmigración y no hay jurado, mi idea es captar la personalidad del juez.
Kötü yarım yok artık. Ne kadar güçlüyüm bilmiyorum.
Ya no tengo mi mitad malvada, no conozco mi fuerza.
Çok fazla vaktimiz yok o yüzden işe koyulalım.
Ahora ya no tenemos mucho tiempo, así que vamos a llegar a ella.
Üssün benim komutam altında ama Steelson devraldığından beri depo hakkında çok bilgim yok.
Bueno, tengo la base cubierta, No sé mucho acerca de la Depository Steelson ya se hizo cargo.
Yok artık ya, değil mi?
Oh Dios mío, ¿ verdad?
Çay tam Dr. Who işi millet. Abartmaya gerek yok.
Té, que es bastante propio del Dr. Who, ya saben.
- Yok hayır ya.
- Oh, no.
Ailesi ile bağlantıya geçmemin bir yolu yok. Ve iki gündür ondan haber alamıyorum.
No tengo forma de ponerme en contacto con sus padres, y no he hablado con él desde hace días.
Lakewood altılısı ya da ne demek istiyorsanız hakkımızda her şeyi bildiğinizi düşünüyorsunuz ama bir şey bildiğiniz yok.
Los que creéis que lo sabéis todo sobre los Seis de Lakewood, o como querías llamarnos, no nos conocéis.
Bunun kitapla ya da Ezra ile hiçbir alakası yok.
No tiene nada que ver con el libro o con Ezra.
Aria, bence bunu daha fazla söylemene gerek yok.
Aria, ya no tienes que decir eso.
Rollins artık yok.
Rollins ya no está.
Altın zincir bir bilekliğim vardı ve şimdi burada yok.
Tenía puesto un brazalete de oro y ahora ya no está.
Eğer çoktan yok olduysan neden hala kredi kartı kullanasın ki?
¿ Por qué seguir usando las tarjetas de crédito si ya has desaparecido?
Ama o artık yok.
Pero ya no está.
Alison'ın evinde ya da Lost Woods'ta hiçbir izi yok. Peki ya Jenna?
No hay señales de ella ni en casa de Alison ni en el Lost Woods.
Artık sonsuza kadar yok oldu.
Ahora eso ya está perdido para siempre.
Görevli Florida'ya taşındığın söyledi ama ondan sonra bir bilgi yok.
El operador dijo que creía que se había mudado a Florida, pero era un callejón sin salida.
Evet Karanlık'ı bile yok edecek güce sahip bir şey. Ya da Lucifer'i.
Sí, suficientemente poderosa para ayudar a destruir... una fuerza como la Oscuridad... o Lucifer.
O zaman Tim de ya yalancının teki çıktı ya da onda aradığımız o göt yok.
Okay, entonces o Tim habla pura paja o no tiene jugo.
Sanırım hiçbir sorun yok.
Yo creo que ya estás lista.
Yok, sen gerekli noktalara değindin.
No, ya dijiste todo.
Durduracak Zaman Efendileri de yok.
Ya no están los Amos del Tiempo para impedirlo.