Yolu biliyorsun traducir español
199 traducción paralela
Ormoc'a giden yolu biliyorsun, değil mi?
Conoces el camino a Ormoc, ¿ verdad?
Yolu biliyorsun.
Ya conoces el camino.
Sanırım yolu biliyorsun.
Creo que ya sabes el camino.
Haritan var, yolu biliyorsun.
Tienes un mapa y conoces el camino.
Yolu biliyorsun.
Tú sabes el camino.
- Tabii ki, yolu biliyorsun.
- Sí, hija, vete, ya conoces el camino.
Yolu biliyorsun.
Conoces el camino.
Yolu biliyorsun.
Ya sabes cómo salir.
Yolu biliyorsun, değil mi?
¿ Conoces bien el camino?
Yolu biliyorsun.
¿ Sabes el camino de salida? .
Evet. Yolu biliyorsun.
Sí, ya conoces el camino.
- Yolu biliyorsun.
- Conoce la ruta.
Çünkü sadece iki ifade yolu biliyorsun sessizlik ve öfke.
¿ Sabes por qué tienes una úlcera? Por que te expresas de dos maneras : ¡ con silencio y con ira!
- Martti, sen yolu biliyorsun.
- Martti, tú sabes el camino.
Tink, yolu biliyorsun.
ya sabes el camino.
Moruk, gerçekten kızların kalbine giden yolu biliyorsun.
Sabes como llegar al corazon de una chica.
Yolu biliyorsun.
Conoce el camino.
İzlediği yolu biliyorsun.
Sabes cómo opera.
Diane'le ilgili seni huzura götürecek yolu biliyorsun ama..... bunu reddediyorsun.
Sabes, el camino que conduce a la paz con Diane lo estas rechazando. Sí.
Yolu biliyorsun.
Conocéis el camino.
Yolu biliyorsun.
Ya sabes por donde llegar.
Yolu biliyorsun.
Traigo mi camión. Ya sabes la rutina.
Kesinlikle. Şimdi ben buraya takıldım. Ama sen gidilecek yolu biliyorsun.
Claro, y ahora yo me quedaré atrapado aquí porque usted supo a dónde ir.
Bu yolu biliyorsun.
Ya conoces ese camino.
Sen ilgilenirsin. - Hadi, Dora, yolu biliyorsun.
- Bien, ocúpese de sus cosas.
Yolu biliyorsun
# The way el camino
Yolu biliyorsun
# You know the way Tú sabes el camino
Aslına bakarsan Coll o kadar uzun yolu gelmemeni tercih ederim ve sen varken nasıl oynadığımı biliyorsun...
A decir verdad, Coll yo preferiría que no hicieras un viaje tan largo porque ya sabes cómo me pongo cuando tú...
Biliyorsun, başka bir yolu olsaydı burada olmazdım.
Sabes que no estaría aquí si existiera otra manera.
Bizden ayrılmanın tek yolu bu... bunu biliyorsun.
Es el único modo de dejarnos. Y tú lo sabes.
Biliyorsun, aynı arka yolu kullan.
Toma el mismo camino de la última vez.
Bunu yapmanın bir yolu olduğunu biliyorsun.
Sabes que hay una manera de hacerlo.
Nereye gidiyorsun, hiç yolu yok, biliyorsun.
- Sí, tienes toda la razón. - Vale, tío, lo pillo.
Bir yolu var, biliyorsun.
- Podría haberla. ¿ Sabes?
Biliyorsun ki başka beklenmedik misafirlerin yolu muhakkak buraya düşecektir.
Sabes que algún otro huésped está destinado a venir.
Her yolu denedim biliyorsun. Ama hala dikkatlerini çekemiyorum.
Tú sabes que lo he tratado todo, pero no me han hecho caso.
- Yolu sen biliyorsun, değil mi?
Tú conoces el camino ¿ No?
Sen de iyi biliyorsun ki, bu kitap yazmanın doğal yolu değil.
Comprenderás que ésta no es la forma en la que se escriben los libros.
Oh, biliyorsun ki yapmanın tek yolu yapmaktır.
Sabes que la unica forma de hacerlo... es haciéndolo.
Yolu biliyorsun.
- Ya conoces el camino.
Biliyorsun, Bill, belki başkası için bir şeyler yapsaydık bizim için geri dönüş yolu olabilirdi.
Es que si le hacemos un favor a alguien, podríamos ser recompensados.
Biliyorsun, başka yolu yok.
Sin ninguna duda.
- Yolu nereden biliyorsun?
- ¿ Cómo sabes que va hacia el camino?
- Bütün yolu masa başında beklemek için gelmedim. Listeye gireceğim, biliyorsun.
No vine hasta aquí a servir mesas.
Her yolu denedim biliyorsun.
Sabes que lo intente todo.
Oh, hayatım, bu adamın kalbine giden yolu iyi biliyorsun.
Cielito, sabes cómo conquistar el corazón de un hombre.
Bunun iki yolu olduğunu biliyorsun.
Sabes, un favor se paga con otro.
Bunun bir yolu bulunurdu ve sen de bunu biliyorsun.
Hay maneras de rodear eso, y tú lo sabes.
Biliyorsun ki, sadık kalarak eğlenmenin de birçok yolu vardır.
Sabes, existen muchas maneras de mantener la fidelidad y divertirse a la vez!
Jiri dağına gidin... Yolu benden daha iyi biliyorsun.
Ve a las Montañas Jiri, conoces la dirección mejor que yo.
Ama şey gibi, bu çok salak gelecek ama her zaman saçmalıyorum, biliyorsun. Ve bu da, şeyi söylememenin başka bir yolu... Neyse.
Esto va a parecer estúpido, pero yo digo muchas tonterías constantemente y ese es un modo de no decir lo que sea.
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
yolu yok 35
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
yolu yok 35