Yolu biliyorum traducir español
504 traducción paralela
Yolu biliyorum.
Conozco el camino.
- Zahmet etmeyin, yolu biliyorum.
- No se moleste, Sr., conozco el camino.
Yolu biliyorum.
- Gracias, conozco el camino.
Hiç zahmet etme, yolu biliyorum.
No te molestes, conozco el camino.
Yolu biliyorum, size gösterebilirim.
Os acompaño. Conozco bien el camino. Voy con vosotros.
Ben yolu biliyorum.
Sé cómo salir.
Bu işten bir çıkış yolu biliyorum.
Hay una salida...
Kestirme yolu biliyorum.
Conozco un atajo.
En iyi yolu biliyorum.
Sé la méjor forma.
Bir çözüm yolu biliyorum.
Sé qué preparar.
Ben yolu biliyorum.
Conozco el camino.
Dağdan aşağıya iniyoruz. Kurtulacaksın. Yolu biliyorum.
Vamos a bajar la montaña, pero todo irá bien, conozco el camino.
Ben de yolu biliyorum.
Yo también conozco el camino.
Ve hapishaneye giden yolu biliyorum.
Y sé cómo atravesar la barrera.
Kömürü getirdik, Zahmet etmeyin yolu biliyorum.
No se moleste, conozco el camino.
- Yolu biliyorum!
- ¡ Conozco la salida!
Yolu biliyorum.
Sí, conozco el camino.
Bir çıkış yolu biliyorum.
- ¿ Cómo? - Sé cómo escapar.
- Yolu biliyorum.
- Ya sé por dónde se va.
Komiser... İsim hatırlamıyorum, ama hala yolu biliyorum.
Sr. Comisario, no recuerdo el nombre.
- Gerek yok. Yolu biliyorum.
- No, no importa, conozco la entrada.
Sanırım buna gerek yok. Yolu biliyorum.
Pienso que no será necesario, conozco el camino.
Evet, madam, yolu biliyorum.
Sí señora, conozco el camino.
Yolu biliyorum.
- Ya lo sé, soy el dueño.
- Hayır teşekkürler, yolu biliyorum.
- No gracias, sé el camino.
- Ben yolu biliyorum.
- Conozco el camino.
Ama yolu biliyorum
Pero conozco el camino
- Yolu biliyorsunuz, değil mi? - Evet, yolu biliyorum.
Sí, lo sé.
- Elbette ki yolu biliyorum.
- Claro que sé el camino.
Ne yaptığımı biliyorum. Tek yolu bu. Sensiz yapamıyorum.
Sé lo que hago. ¡ Es la única manera que puedo soportar estar sin ti!
Ve biliyorum ki başka yolu yok.. birbirimize bağlanmaktan başka.
Y sé, Que no podrá ser de cualquier de otra forma mientras asumamos conjuntamente el compromiso
Bunun onu eğitmek için doğru yol olmadığını biliyorum. Ama en kolay yolu, yani...
No es un buen método,... pero sólo así paran de llorar.
Dokuz çeşit koyun pişirme yolu var ve ben hepsini biliyorum.
Hay 9 maneras distintas de cocinarlo y yo las conozco todas :
Sözde yolu biliyordun. Gece olunca biliyorum efendim.
Por la noche, sí, señor, pero de día se ve distinto.
- Oy toplamanın çok yolu var. - Biliyorum.
- Hay muchas maneras de conseguirlos.
Yolu ben biliyorum. Kendi arabamı alacağım.
No, iré en el mío.
Başka yolu olmadığını biliyorum.
Sé que no hay otro modo.
Biliyorum. Ana yolu kullanmayın.
No puedes tomar el camino grande.
Yalnızca burası, çünkü işyerimin yolu üzerinde ve... çünkü... Biliyorum.
Sólo éste porque está camino al trabajo y... porque...
Evet, biliyorum, yolu biraz şaşırmış olabiliriz, Ama öncelikle o karışıklıktan bir an önce kurtulmayı düşünüyordum.
Ya sé que me he desviado de la ruta, pero eso no quita que os haya sacado de un atolladero.
Umuma açık yerde sarhoş yakalanmak hapse atılmanın... en kolay yolu diye biliyorum.
Que te detengan borracho en público es lo más rápido para ir a la cárcel.
Yaşattıklarımı telafi için çok geç olduğunu biliyorum ama beraber olursak bir çözüm yolu bulabiliriz.
Sé que es demasiado tarde para compensarte... pero quizás juntos, podamos encontrar algún tipo de respuesta.
Anlıyorum, o saçma yolu seçmeni öfkeni, korkunu, meydan okumanı, gururunu, cesaretini bir erkek gibi küçük bir yenilgiyi hazmedememeyi biliyorum.
Para entender por qué elegiste ese camino absurdo, imposible uno tiene que entender la rabia la belleza las horribles ansias de hacer de la muerte nuestra fulana que hasta la más mínima derrota puede traer a hombres como tú y como yo.
Evet efendim biliyorum. İnsanları buna hazırlamanın başka yolu yoktu.
Lo sé, pero no teníamos como prepararlos para esta situación.
Buna karşı ihtimalleri biliyorum ama bunu bulmamızın bir yolu var.
Sé que las probabilidades están en su contra, pero... tenemos un modo de descubrirlo.
- Yolu ezbere biliyorum.
Pero si conozco la carretera de memoria.
Yolu gösterme, biliyorum.
No hace falta, no me acompañes.
Biliyorum. Orada dikilerek yolu kapatıyorsun.
Sal de aquí, me estorbas.
Yolu ezbere biliyorum.
- No hay problema. Me sé el camino.
acı çekiyorum, inanıyorum, gerçekten! Ama biliyorum ki başka bir çözüm yolu daha var. Kanser veya delilik gibi.
sufro, creo, soy... pero sé que hay otra alternativa, como el cáncer o la locura, pero el cáncer o la locura deforman la realidad.
- Biliyorum ama başka bir yolu var mı?
- ¿ Qué alternativa nos queda?