English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ü ] / Üst

Üst traducir español

13,334 traducción paralela
Görünüşe göre besin zincirinde üst sıralara yükselmek için tayfasındaki bir adamı öldürmüş.
Bueno, al parecer, que liquidó a un tipo en su equipo acaba de ascender en la cadena alimentaria.
Şimdi, kullanıcı tüm üst beden hareketlerini yapmakla kalmıyor, aynı zamanda perspektifi de değiştirebiliyor.
Así que no sólo el jugador podrá controlar los movimientos de la parte superior del cuerpo, sino también cambiar completamente la perspectiva.
Şimdi insan gelişiminin eski seviyesinden birini yapay evrimin en üst seviyesindeki bir canavara karşı göreceğiz.
un homo sapiens... el producto final de una evolución artificial?
Düşünce yangın borusunu mutfaktaki gaz hattıyla en üst derecede ısıtmaktı. Yeteri kadar ısıtılıp karışım içine döküldüğünde buharlaşacak ve tüm hastaneye dağıtılacak. Evet.
Bueno, el concepto era calentar el tubo vertical al rojo vivo usando el gasoducto de la cocina.
Aylarca üst katta ona hiçbir yararı olmayan bir araştırma yaptım, başarısız oldum.
Tengo meses de investigación arriba que no hicieron nada por ella, así que fracasé.
Chin, sen üst kata çık, olur mu?
Chin, te necesito en lo alto, ¿ de acuerdo?
Güneydoğu köşesi, üst kat.
Esquina sudeste, en lo alto.
Dinle, bence çok güzel ve çekicisin seni üst kata çıkarıp bi'güzel amını parçalamak isterim.
Así que, escucha. Creo que eres muy linda e interesante, y me gustaría llevarte arriba y destrozarte totalmente la vagina.
Şunu diyebilir misin? "Evet, üst kata çıkarıp amımı parçalayabilirsin." McKenzie, izin belgelerin tam mı?
Necesitaría que digas, "Sí, puedes llevarme arriba y destrozar mi vagina en este momento". McKenzie, ¿ tienes formularios de consentimiento?
Biz kendimizden daha üst statüde olan birini bulabilir miyiz?
¿ Podríamos encontrar alguien más allá de nuestras posiciones?
DİGY bizim en önemli davalarımızdan, en üst üçü hedeflediğimizi verecek,... bu nedenle hiçbiriniz işinizi kaybetmeyecek.
La Ley de Vigilancia de la Información Exterior aun nos permitirá tres grados de conexión en nuestros casos más importantes, así que ninguno de ustedes perderá el trabajo.
Şu anda dünya üzerinde belki üç ya da dört tane vardır onlarda üst düzey devlet araştırma laboratuvarlarında ya da üniversitelerde. Standart ikili sistem bilgisayarlardan farklı olarak kuantumlar veriyi hassas lazerlerle iletir. Tamamen gizli.
En cualquier momento, tal vez tres o cuatro de ellos existen en el planeta en los mejores laboratorios o universidades de investigación del gobierno.
Bugün burada olmanızın sebebi FBI'da tanıdığım bir grup üst düzey eleman olmanız.
Están aquí hoy porque son un grupo élite de personas que conozco en el FBI.
Beş hesaptan da ilk 10 hakkında tweet atıldı ve bu sabah Katy Perry'nin takipçilerinden bir tanesi Lawrence Drake'in tanımına uyan bir adam gördüğünü söyledi. Babasının Pelham'daki fırınının üst katını tutmuş.
Las cinco cuentas alcanzaron superaron en tuits a las diez primeras, y justo esta mañana, uno de los seguidores de Katy Perry dijo que un tipo que coincide con la descripción de Lawrence Drake, alquiló la habitación de arriba de la panadería de su padre
Gleason üst düzey bir ajan ve iyi bir adamdı... -... bir şerefsize kurban oldu.
Gleason era un agente de la parte superior y un buen hombre, asesinado por un hijo de puta.
Bunu bir üst sahaya taşıyalım.
Echemos a un tribunal superior.
Candace'in üst kattaki odasını hazırlar mısın?
* * * Antiguo dormitorio de Candace arriba.
Evet ama üst katı görmesi için nasıl kandıracağız?
¿ Cómo diablos vamos a engañarlo a subir a verlo?
Sonra benim repliğim de : Biri üst katta kalıyor olsaydı bunlar başımıza gelmezdi.
Y entonces mi línea es : si alguien se quedaba arriba nada de esto hubiera ocurrido alguna vez.
Sonra ne kadar iyi bir fikir, üst katta biri yaşamalı diyeceğim ve öpüşeceğiz.
El punto es, que voy a decir lo que es una gran idea, miel, alguien debe vivir piso de arriba y vamos a hacer un rápido beso.
Ben de, biriniz üst katta kalıp bir süre mekâna sahip çıkabilir mi diyeceğim. Peki siz ne diyeceksiniz?
Y voy a decir : ¿ Alguien puede quedarse en el bar y protegerlo por estrellando aquí por un tiempo?
Hayır, çok komik. Yakalanma şansı azmış ama dediler ki üst katta biri kalıyor olsaydı...
- Eso es gracioso y sólo una pequeña posibilidad de atraparlo, pero lo dijo si tuviéramos a alguien que vive arriba -
O üst seviye bir itfaiyeci.
Es una bombero de primera.
Muhtemelen üst katta toplanan ajanlar vardır şu an.
Probablemente se están reuniendo agentes arriba ahora mismo.
Yüksek teknik bilgi veya daha üst sertifikalı biri onu kontrol etmek için eğitilir.
Quien sea agente especial o de rango más alto está entrenado para operarlo.
Ben, adı Ses Hızı Sonik olan üst düzey bir ninjayım ve hata yapmadan bitireceğim işini.
Yo, Velocidad de Sonido Sónico, ¡ te derrotaré con el máximo ninjutsu!
Seninle tanıştıktan sonra herkesin hayatı alt üst oldu.
La vida de todos empeoró el día en que te conocí.
Orbital çukurun solunda, üst çenede ve elmacık kemiğinde kırıklar görüyorum.
Veo fracturas en la cuenca orbital izquierda, el maxilar superior y el cigomático.
Kuzeyin üst kısımlarında, ağaçların başladığı yerde başlar.
en el extremo norte.
Gündüz olduğunda orman örtüsünün üst kısımlarında değişik bir tür saklambaç oyunu vuku buluyor.
Por la mañana, un juego de captura diferente sucede allá arriba, en la copa de los arboles.
Evet, kesinlikle daha üst açıdan başlayacak bir mahfeye ihtiyacımız var.
Necesitamos un Howdah con un ángulo mucho más grande.
Görünüşe göre üst katta yaşıyormuş.
Parece que tiene un piso arriba.
Havaalanında üst araması yapılırken çok benzediğimiz söylenir.
Todo el mundo dice que nos parecemos mucho siempre que me cachean en el aeropuerto.
- Evet. - Tam üst kısımda.
- Muy bien arriba.
En azından kendisine yakın üst kademedekilere sirayet edecektir.
Y si no, al menos impregnará el siguiente nivel cercano a él.
Bu sol göz çukurunun üst kısmı sağ göz çukurunun üst kısmı, burun kemiğinin sol tarafı.
Esta es la parte superior de la órbita del ojo izquierdo, la parte superior de la órbita del ojo derecho, el hueso nasal izquierdo.
Ayrıca sağ yanak kemiğinin tamamı, sol yanak kemiğinin de bir bölümü var. Bir de sol kulak deliğinin üst kısmına kadar devam eden kemiğin bir bölümü.
También tenemos todo el hueso de la mejilla izquierda, así como una parte del hueso de la mejilla izquierda y una parte del hueso por la abertura del oído izquierdo.
Sanırım evrakların tümü üst kısımda kalmıştı.
Creo que el papel estaba arriba.
Eylül ayı için, mahalledeki Plast-A-Ware satış işbirliğinde... -... en üst sıraya çıktın!
¡ Eres la mejor vendedora del vecindario del mes de septiembre!
- Mohican dört yıldır... "En üst Büyük Göller yöresi havayolları" olarak çalışıyor?
-... fue nombrada mejor aerolínea cuatro años seguidos?
Eğer "Gizli Dosyalar" ı çekecekseniz, en üst derecede çekmelisiniz.
Si usted va a hacer "X-Files", hacerlo a la N-th grado.
Sorun yoksa, üst kattan, bir şey getireyim mi?
Traeré algo de arriba si está bien.
Merhaba Evan, ben Mike Milch, üst yöneticin.
Evan, te habla Mike Milch, de sistemas.
En üst katta çalışıyor.
Trabaja en el último piso.
Kazanan, en üst potansiyeline ulaşır.
Un ganador, que explota su potencial.
Üç yıl üst üste eyalet koşusundaydım.
Fui corredor estrella tres años seguidos.
- Bir üst sınıftaydım.
- Estaba un año arriba que tú.
Bir üst makama danışmak zorunda kalacağız.
Habría que consultar a una autoridad mayor.
BCCI "ın üst düzey yöneticilerini, kurucusunu ve başkanı olan Abedi" yi yakalayabiliriz.
Podemos agarrar a altos ejecutivos de BCCI. Podemos agarrar al fundador y presidente, Abedi.
Bugünün en üst düzey işlemcilerinden milyarlarca kat daha hızlı.
A diferencia de las computadoras binarias estándar, quantums transmiten datos utilizando láseres de precisión. Miles de millones de veces más rápido que los principales procesadores incluso actuales.
Hayat... üst üste gelen felaketler zinciridir.
El asunto es este :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]