English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Inanın

Inanın traducir español

2,611 traducción paralela
Doppler radarı fırtınanın daha da kötüleşeceğini mi söylüyor?
¿ La chica dice que la tormenta va a empeorar?
Fırtınanın yaklaştığını biliyorduk.
Sabíamos que venía la tormenta.
- Şuan fırtınanın tam ortasındayım.
Estoy en medio de una tormenta de mierda.
Fırtınanın içine gidiyoruz.
¡ Vamos dentro de la tormenta!
Ülke ve halkın güvenliği fırtınanın karşısındaki bir mum gibi. Ne yapılabilir?
Señor, el destino de nuestra nación está bajo amenaza.
Çeşitli partiküllerin konsantrasyonunu fırtınanın izlediği yoldan elde edilen topoğrafik verilerle karşılaştırırsan suç mahallini belirleyebilirsin.
Si haces una referencia cruzada de la concentración de varias partículas con los datos topográficos con respecto a la trayectoria de la tormenta entonces se puede determinar el sitio de la muerte.
Pekala, Scott'ın fırtınanın içinde olduğunu biliyoruz.
Vale, entonces sabemos que Scott estaba en la tormenta.
Yok. Hayır. Başka hiç bir fırtınanın yakınına gitmiyoruz.
No nos acercaremos a ninguna otra tormenta.
Muayenehanenin ismini değiştirmek gibi basit bir iş yapmak istiyorsun ama kendini evraktan bir fırtınanın içinde buluyorsun.
Quiero decir, tratas de hacer una cosa, una sola cosa como renombrar la clinica, y de repente... Estoy en una tormenta de... papeleo.
Bütün işaretler büyük bir fırtınanın yaklaştığını gösteriyor.
Todas las señales indican que una gran tormenta Antártica viene en camino.
Fırtınanın ikinci gününde rüzgârlar saatte 130km hıza ulaşıyor ve dışarıdaki dolaptan erzak almak bile çok riskli görünüyor.
Al segundo día de la tormenta los vientos alcanzan 130Km / h y es aparente que incluso comer fuera en la despensa es demasiado arriesgado.
Fırtınanın üçüncü gününde rüzgâr saatte 210km hızı görüyor.
Al tercer día de la tormenta los vientos alcanzan los 210Km / h.
... fırtınanın ne zaman çıkacağını söyleyebilirim.
Pero seguro sé cuándo se viene una tormenta.
Bu banknotların seri numaraları çalınan paranınkiyle eşleşmiyor. Yani amcanı korumaya çalışıyorsun.
Los números de serie de estos billetes no concuerdan con el dinero robado lo que significa que intenta encubrir a su tío.
CID, Dale O'Reilly adında bir özel askerî şirket çalışanını soruşturmuş ama ne suçu kanıtlanabilmiş ne de çalınan sevkiyat bulunmuş.
La División Criminal investigó a un contratista llamado Dale O'Reilly pero nunca lo condenaron ni recuperaron nada de lo robado.
Ray, Long Island'ın yarısıyla yatmış. Mikroskop altına alınan benim.
Sabes, Ray se acostaba con la mitad de Long Island, y soy la que acaba siendo juzgada bajo un microscopio.
Ne yazık ki yasalarla zorunlu kılınan bu arzularını kağıda dökemedik.
Sin embargo no llegamos a documentar su deseo...
Lütfen hırsızlık raporlarını alın, bakalım Dixon'ların çalınan mallarını... onların eviyle profesörünki arasında bulabilecekmiyiz.
Por favor, haga copias de los informes del robo y vea si puede encontrar lo que se robó a los Dixon en algún sitio entre su casa y la del profesor. Sí, señora.
Kötü geçmişi olan biri ama memnuyetle söylüyorum ki çalınan eşyalarınızın çoğunu bulduk.
Alguien con un historial de mala conducta... pero estamos felices de decirles que hemos recuperado la mayor parte de los objetos que robaron de su casa.
Çünkü görünüşe göre, çalınan bağış kutusunu dolabında bulmasından dolayı senin çaldığını düşünüyor.
Porque parece tener la impresión de que has robado una caja para caridad con forma de perro, basado en que la encontró en tu casillero.
Bunlar çalınan pasaportların seri numaralarından biri.
Este es el número de lote de uno de los pasaportes en blanco robados.
Bence müdürle çalınan sınav soruları hakkında konuşmalısın.
Creo que deberías decirle al director sobre el robo del exámen.
So on the very day that we haul Billy No Mates out of the shower, bir kadın ile olmak için alınan ciddi karar mı?
¿ Así que en el mismo día en que sacamos a Billy Sin Amigos de la ducha, decides ponerte serio con una mujer?
Hey, memur bey, bu aracın içinden çalınan malları tefecilerden veya çalıntı mal satıcılarından, Boston E.M. değerinin üç katını ödeyerek satın alacaktır şeklinde dedikodu yay. Soru sorulmayacak.
Eh, oficial, haz correr la voz de que la policía pagará el triple que cualquier casa de empeños o comprador por cualquier cosa arrancada a este coche... sin preguntas.
Buradaki biri denizaltının çalınan sanat eserleri için bir oyun peşinde.
Alguien aquí trata de obtener el arte robado del submarino.
Yakın zamanda Mısır Ulusal Müzesi'nden çalınan 3500 senelik bir muskanın arka bölümünde yazıyor.
Está inscrito en la parte de atrás de un amuleto de escarabajo de 3.500 años de antigüedad recientemente sacado del Museo Nacional Egipcio.
Şimdi Mühür altına alınan aluminyumlar nerde.. Yargıç Proctor, Enkazın imha edildiğini söylüyordu.
Proctor supuestamente habría depositado los restos.
Bir Honda. Lütfen çalınan aracın sürücüsünün, silahlı ve tehlikeli olduğunun belirtildiğine emin ol.
Por favor asegúrese de que al conductor del vehículo fugado sea designado como armado y peligroso.
Teğmen Provenza, çalınan aracı arama çalışmalarını senin yönetmeni istiyorum, lütfen.
Teniente Provenza, me gustaría que supervisara la búsqueda del vehículo de la fuga, por favor.
Çalınan malların bulunması halinde bulan kişiye % 1 prim verilir.
Recibo el 1 % de comisión por recuperar objetos robados.
Prensin odasından alınan tüm kayıtların saat ve tarih etiketi var. Ben de doğrudan cinayet gecesi saat 03 : 00'a baktım. Bunu buldum.
Todas las cintas de la habitación del Príncipe tienen marcas de tiempo y fecha, así que fui directamente a las 3 : 00 am de la noche del asesinato y encontré esto.
Bilgisayarı çalınan arkadaşın az önce failden mesaj almış.
Tu amigo de la computadora robada ha recibido a un mensaje del ladrón.
Tüm insanların etrafımızda toplanıp o duygusal anı izlemesi çok kötü olur. Oradaki, bagaj kontrolü sırasında seni durduran sonra ona niyetini söylediğin yaşlı zenci kadın bile 11 Eylül'den sonra alınan önlemleri umursamadan "Yakala onu, evlat." der.
Por ejemplo, sería horrible si todo el personal de seguridad se reuniese a ver ese momento emocional incluso la mujer negra, mayor, del escáner manual que te detuvo en el control de equipaje pero que luego de que le dijeras tus intenciones, dijo "Ve por él, hijo", en un flagrante desprecio por las nuevas medidas de seguridad post 9-11.
Evet, bunu biz de düşündük, fakat roketten alınan veri, kasırgadan yarım saat önce fırlatıldığını gösteriyordu.
Bueno, sí, eso fue lo que pensamos, pero resulta que los datos de la sonda sugieren que fue disparada media hora antes del tornado.
Faith'in kolundan alınan camların laboratuar sonuçları.
Los resultados de laboratorio del cristal sacado de los cortes del brazo de Faith.
( Faturalama Özeti ) ( Devir Bakiyesi ) Sanırım Nan'in Blackberry olayını iptal edeceğim.
¿ Pensaba que Nan tenía tarifa de estudiante?
Dünyanın en şirin çocuğunu bile annen büyütürse böyle davranır.
Nan es igual que tu madre.
Ve yapılan... dünyanın çalınan ve biriktirilen gerçek varlığı bir kaç insanın elinde.
Y lo que ha hecho es robar y acumular-- --la verdadera riqueza del mundo en manos de los pocos.
Bugüne kadar gördüğün en iyi ıkınan kadın olacağım.
Voy a ser la mejor empujadora que has visto jamás.
Yeni binyılın hâlâ başlarında olsak da, sağlık kesintilerimizle alınan bu büyük ödülü Sevgili Roz'umuza takdim ediyorum.
Aunque este milenio es aún joven, siento que es hora de entregar este trofeo gigante, pagado con los recortes del plan de salud a nuestra amada Roz.
Katili yakaladın biz de çalınan paranın büyük bir bölümünü geri aldık.
Atrapaste a un asesino, y recuperamos la mayor parte del dinero.
Bu seri numarasını satın alınan kliniğe kadar izleyerek elde ettiğim bilgiyi bir kimlik bulmak için kullanabilirim.
Puedo rastrear ese número de serie hasta la clínica que las ha comprado y entonces usar esa información para obtener una identificación.
Kurbanı içinde bulduğumuz biri dışında tüm arabaların tarifleri son zamanlarda çalınan araçlarla uyuşuyor.
Ahora, todos los coches, concuerdan con las descripciones de vehículos recientemente robados, excepto por el auto en el que estaba la víctima.
Ama ben kızgın bir atın musallat olduğu bir Brooklyn evine taşınan yeni kiracı olmak istemezdim.
Pero yo no querría ser los próximos inquilinos, que tendrán que descubrir por qué un caballo fantasma está asustando gente en un apartamento de Brooklyn.
Kimliği Turner'ınkiyle birleşmektedir. Ingmar Bergman'ın önemli filmlerinden "Persona" daki bu oldukça benzer sahneden alınan bir fikir.
Su identidad se está mezclando con la de Turner una idea tomada de esta escena que se le parece notablemente una de las películas más grandes de Ingmar Bergman, Persona.
Bu durum, aylık askere alınan faal muharip güç sayısını önce 17.000'e bellli bir süre sonra da 35.000'e çıkarmamızı gerekli kılıyor.
Esto hará que sea necesario aumentar nuestras fuerzas de combate aumentando el llamamiento mensual de 17.000 en un período de tiempo a 35.000 hombres al mes.
Smokey'nin Who's Lovin'You şarkısını ilk dinleyişimdi. Asistanım çalıyordu. Partide, kırmızı ışıklı bir ortamda, bodrumda çalınan, öyle bir şarkıydı.
La primera vez que oí Who's Lovin'You, de Smokey, la tocaba mi ayudante, y es de esas en plan fiesta, luces rojas, sótano y al rollo.
Chad'in otel odasından alınan kanıtların içinde değişik konser bileti koçanları bulmuştuk.
Pues si hemos encontrado varios tickets de concierto en la evidencia tomada de su habitación de hotel.
Hani şu Hououin bilmem-ne isminde başkalarının yiyeceklerini tıkınan bir eleman var ya!
Un tal "Hououin no-se-que" anda comiéndose el pudín de los demás.
Zhong Nan Hainan sahili ve bütün doğu sahili yolcu artışıyla batı sahil turu. At binicilik alanı kurulması, golf merkezi kurulması... Bunlar mağazamızın en iyi şekilde bu endüstriye girebileceğini gösterir.
En Jeollanam-do, Haenam-gun y Chungcheong-do en el sur... parques recreativos, arenas de pelea, campos de golf y más... están planeados para ser establecidos de manera que se promueva el turismo... creando las mejores circunstancias para la tienda departamental LOEL Jeollanam-do.
Beni hatırladınız mı? Ben muhabir Zhu Nan. Ortağım Quanzi, sizinle röportaj yapmıştı.
Soy presentadora de tv Zhu nan mi compañero, Quanzi, lo entrevisto

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]