English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Israr

Israr traducir español

5,942 traducción paralela
Suçlu Jack Bauer'i teslim etmenizde ısrar ediyorum.
Insisto en que usted entregue al criminal Jack Bauer.
Aslında bunu yapmak istemiyorum ama Yoshioka-sensie çok ısrar ediyor.
Realmente no quiero hacerlo, pero Yoshioka-sensei es tan agresivo.
Monu, onu kriket maçına götürmem için ısrar ediyor!
Monu quiere que le llevemos al partido de cricket!
Efendim, Bayan Murray'e yapılan saldırının arkasında Tarikat'ın olduğu konusunda ısrar ediyorsunuz ama iki hafta önce bana yapılan saldırının arkasında yoldan çıkmış yüksek mevkilerden biri olduğu çıktı.
Señor, insiste en que la Orden estaba tras el ataque a la señorita Murray, cuando no hace ni dos semanas, concluyó que mi secuestro fue el trabajo de un granuja solitario entre sus filas.
- Sizi bekliyormuş, ısrar etti.
- Lo está esperando. Probé de todo, pero insistió.
Ancak sen Kaptan Flint ile aynı yolda olmakta ısrar ettiğin sürece ben de yolunuza taş koymak isteyeceğim.
Pero mientras insistas en seguir ese rumbo junto al Capitán Flynt siempre me veré tentado a interferir.
Hayır, ısrar ediyorum.
No, insisto.
Madem bu kadar ısrar ediyorsun.
- Si insistes.
Caroline ısrar ediyor.
Caroline insistió.
Yaşlı üstat ısrar eder.
El viejo maestre va a insistir en ello.
Madem bu kadar ısrar ediyorsunuz, o halde geliyorum. Tayland malı.
Ya que insistes tanto vendré
Blade ısrar ediyor.
Blade insiste.
Maalesef Bayan Symes, ısrar etmek durumundayım.
En realidad, Srta Symes, me temo que debo insistir.
Hayır, bazı politik nedenlerden otobüsün arka tarafında oturmakta ısrar etti.
Sí, sólo que insistió en sentarse en la parte trasera por razones políticas.
Anlaştık ama, ısrar ettiler.
Sí, pero insistieron.
Şu lanet konsere götürmek için ısrar eden sendin.
Fuiste tú quien insistió en llevarlas al puto concierto.
Her şeyi bilmek için hep ısrar ettin.
Tú siempre insistías en saberlo todo.
Babam fıskiyeyi tamir etmekte ısrar edip boruyu koparmıştı.
Y mi padre insistió en arreglar la fuente de agua y rompió la tubería.
Hiçbir koşulda Sen Casterly Rock sol olmaz ısrar etti.
Usted insistió en que no sería a la izquierda en Roca Casterly bajo ninguna circunstancia.
Çok ısrar edeceksen söyleyeyim.
Te la diré, ya que insistes tanto.
Ben basit bir şeyler istemiştim,... ama babam ısrar etti.
Quería algo más simple, pero mi padre insistió.
Jay, suların % 80'inin vajinal sıvıdan üretildiği konusunda ısrar etse de eğlenmek için sabırsızlanıyorduk ya da burada çalışmak için.
Y a pesar de que Jay insistió en que el 80 % del agua era fluido vaginal, No podíamos esperar para probar las atracciones. O, mejor aún, para trabajar allí.
Artı, Kayla ısrar etti.
Además, Kayla insistió.
Evet ama Nagano sana bunu vermek için ısrar etti
Sí, pero Nagano insistió en que le diera esto.
- Korkarım ısrar edeceğim.
Me temo que debo insistir.
Korkarım ısrar etmek zorunda kalacağım.
Me temo que voy a tener que insistir.
Ama babam ısrar ediyor.
Pero mi padre insiste.
Bana ziyaretim için baya ısrar ettiğiniz mektubu aldım.
Recibí su mensaje, casi insistiendo en que le hiciese una visita.
Daha önce kimse orada o tür bir yaratık görmemişti ama Darwin, bu tanıma uyan bir hayvanın var olduğu konusunda ısrar etti.
Nunca nadie había visto una bestia así allá pero Darwin insistía en que un animal con esa descripción debió existir.
Çünkü bilseydin gitmem için ısrar edecektin.
Porque si lo hubieras sabido, hubieras insistido en que fuera.
Olanları bir anneden duymayı hak ediyor. Ayrıca bu bilgiyi saklayalım diye ısrar eden bendim.
Ella merece oír lo que ha pasado, de madre a madre, y yo fui la que insistió en no informarle.
Bize katılman için ısrar ediyorum.
Realmente le animo a unirse a nosotros.
Kayıt şirketin albümünü çıkarmak, ve tüm bu söylentilerden tamamen kurtulmak istediğin yönünde ısrar ediyor.
Tu discográfica insistió en que querías salir al aire, y deshacerte de los rumores, de una vez por todas.
Ağırbaşlılıkta ısrar eden kişilerin her zaman ki yöntemi değil midir?
¿ No es la forma en la que la gente mantiene la dignidad?
Eğer kıtada savaş çıkarmakta ısrar ediyorsan sadece birkaç atlı gönderme, işini tam yap.
Bueno, si insiste en declarar la guerra en el continente, entonces... no envíe sólo a una pequeña avanzadilla, hágalo como es debido.
Fransa'nın itidalini takdir ediyorum ve bu şekilde devam etmesine ısrar ediyorum.
Bueno, aprecio el autodominio de Francia y les rogaría que continuaran en ese rumbo.
- Çok fazla ısrar ettiler.
Bastante jodido insistente, en realidad.
Oyundan yoksunluk beceriksizlik ve ısrarın acınacak ortası.
La falta de juego, la patética mezcla de torpeza y urgencia.
Başkanın seni, yeni baş dedektifimiz olarak işe almam için niçin ısrar ettiğini çok iyi anlıyorum.
Ciertamente puedo ver por que el alcalde insistió en que lo contrate como nuestro nuevo detective en jefe.
Liderleri yoktu ve beni izlemekte ısrar ettiler.
No tenían ningún líder, e insistieron en seguirme.
Genellikle bunu onlar yapar. Ama ısrar ettim. Ve izin verdiler.
Normalmente son ellos que lo hacen, pero insistí... y aceptaron.
- Ben ısrar ettim.
- He insistido yo.
Moz gelme konusunda ısrar etti.
Moz insistió en venir.
Keşke bu ameliyat için ısrar etmeseydim.
Si no hubiera insistido con éstos implantes.
Arkadaşında kalmaya gidiyordu. Sırf bana karşı çıkmak için kal diye ısrar ettin.
Él se iba a quedarse en casa de un amigo, pero insististe en que se quedará sólo para contradecirme.
Hasta resimleri tam olarak çizdiğinde ısrar ediyor.
La paciente insiste en que ha copiado cada uno de esos dibujos exactamente.
Skylar'ın okulundan onu kontrole getirmem için ısrar ettiler.
La escuela de Skylar insistió en que le hiciera una revisión.
Önerdiğim yok zaten, ısrar ediyorum.
No lo sugiero. Insisto.
Bana yapılan saldırıdan sonra benimle iletişimi kesmeme ısrarını takdirle karşılıyorum.
Yo... agradezco tu perseverancia en interesarte en mí después de mi ataque.
Ortalıkta ilaç olmamasında ısrar ediyor.
Insiste en que no haya pastillas a la vista.
Fakat kendi domuzumu seçme konusunda ısrar edeceğim.
Pero debo insistir en la selección de mi propio cerdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]