Şüphe traducir español
7,635 traducción paralela
Deminki gerzekçe hareketine rağmen sana şüphe etme şansı verip tamamen gerzek olmadığını varsayacağım.
Te daré el beneficio de la duda y supondré que no eres una imbécil total, pese a esa estrategia de poder que acabas de intentar.
Senden bir an olsun şüphe etmemiştim.
¡ Yo nunca dudé de ti, ni por un segundo!
Bu işe karışmış olabilecek fakat kaynaktaki şüphe havuzunun bir parçası olmayan tüm çocuklar için Intel'e ihtiyacımız var.
Necesitamos información sobre todos los chicos que podrían estar involucrados, pero desde una fuente que no sea parte del grupo de sospechosos.
Hiç şüphe yok, Frieza,
No hay manera de evitarlo, Freezer,
Şüphe duyuyorsun.
Incredulidad.
Görsel olduğuna hiç şüphe yok.
Claro que es algo visual.
Artık bu rahip grubunun Kelt'lere iyi bir lider olacağı konusunda şüphe duymaya başladım.
Comienzo a dudar de que los druidas puedan seguir liderando a los celtas.
Ayrıca, gerçek bir şövalye olduğundan şüphe ettiğim için üzgün olduğumu söylememiştim.
Y yo nunca me disculpé por dudar de que eras un verdadero caballero.
Ve tabii ki böylesine bilge birinden asla şüphe duymam.
Pero en realidad he recibido un mensaje del Maestro Señor Supremo.
Bu krizi, hayatlarımızın anlamında ve toplum bilincimizin kaybında zuhur eden, artan bir şüphe olarak görebiliriz.
Podemos ver esta crisis en la duda creciente sobre el sentido de nuestra propia vida y en la pà © rdida de una unidad de propà ³ sito.
Bir kelimenden şüphe edersem yolda ölü bulunursun.
Si dudo una palabra te conviertes en carne de carretera.
Artık hiç şüphe kalmadı.
Ya no quedan dudas.
Hemen cevap gönderirsek şüphe uyandırırız. Bekle.
Si enviamos pronta respuesta, ellos sospecharán.
Bu notların doğruluğuna dair kafanızda hiç şüphe var mı?
¿ Hay alguna duda en tu mente que estas notas son genuinas?
Kimse onun yeteneğinden şüphe etmiyor.
Nadie puede dudar de su habilidad.
Dedim ki " Sevgilim, hiç şüphe yok ki dört yeterli.
Dije : " Cielo, yo creo que con cuatro νeces basta.
Üstat Wolkan şüphe bırakmayacak kadar kesin konuştu.
El maestre Wolkan nos lo aseguró sin duda.
Varlığımızdan şüphe duyuyorlar.
Dudan de nuestra existencia.
Ona ne şüphe.
DRIFTY : SIN DUDA
Ona ne şüphe.
Sin duda.
Ailenden hiç bir zaman şüphe etmemek gerekir.
Nunca dudes de tu familia.
- Bayan Marks'dan olduğuna şüphe yok.
Fue la señorita Marks, sin duda.
Yeteneklerimden şüphe duyduğunu onlara söylemelisin.
Usted debe decirles que usted duda de mi capacidad.
O zamana kadar karşılarına başarılı girişimlerle çıkarım diyordum. Böylece şüphe bulutlarını dağıtabilirdim.
Esperaba que para entonces tuviera algunos resultados que podría adelantarme a sus dudas mostrando progreso.
Benden şüphe edecekler.
Dudarán de mí.
Benden şüphe ettiğini biliyorum.
Sé que tiene dudas sobre mí.
Bana iltimas geçildiğinden şüphe edilmesin diye bu ilişkileri gizli tutarım.
Mantuve esas relaciones privadas para que nadie dudara de mi imparcialidad.
İstersen bunun hakkında seninle konuşurum ama kendinden şüphe ediyorsan buna izin veremem.
Hablaré sobre esto contigo si quieres pero si estás dudando de ti, no puedo consentirlo.
Onun hakkında herhangi bir bilgi sizin hakkınızda ettiği tanıklıktan şüphe duymamıza bir gerekçe midir?
Nada nos haría dudar de su palabra como su coartada, ¿ verdad?
Mahkemelerce reddedileceğine hiç şüphe yok.
No hay duda de que lo impugnarán en los tribunales.
# Moralin bozulunca şüphe ederler senden #
* Cuando te desanimas, dudan de ti *
Glee kulübüyle uğraşmanın bir yolu olmalı kulübü sonsuza kadar yok etme isteğimi anlayacak hassas, şüphe uyandırmayan bir piyon bulmalıyım.
solo para poder desangrarme y morir. Tiene que haber algún modo, para conseguir en el Glee Club algún peón ingenuo. Puedo doblar mi voluntad para desmantelar ese Glee Club de una vez por todas.
Carlo'nun sadakatinden şüphe ediyor musun?
- ¿ Y tú dudas de la lealtad de Carlo?
O hastaneye sızdığın zaman, şüphe uyandırmadan ve uyuşturucu almadan o kadar bilgiyi nasıl topladın?
Así que cuando escribiste, ¿ Cómo fuiste capaz de reunir toda esa información sin que nadie sospechara o drogandote tu misma?
Bu şüphe oluşturur.
Genera sospechas.
- Birisinin senin hakkında nasıl nasıl şüphe uyandıracağını bilirsin.
- Puede ver lo sospechoso que parece para alguien con su historial.
'Şüphe varsa, arındır.'Felsefemiz budur.
En caso de duda, purga. Ese es nuestro lema.
Partnerinizin tüm kuralları parmak ucunda tuttuğuna şüphe yok.
Sin duda su compañero tiene todos los principio en la punta de los dedos.
Ne kadar şüphe etsem de sanmıyorum.
No podría decirlo con total certeza.
Söylediklerimden şüphe duyacaksan...
Si continúas dudando de mi palabra...
Tom, eğer bundan bir şey öğrendiysem o da eğer bir konuda kendimden şüphe ediyorsam genellikle doğrudur.
Tom, si algo he aprendido, es que si me siento inseguro, es porque tengo razón.
Bundan bir saniye bile şüphe etme.
No dudes eso ni por un segundo.
Evet, şüphe verici, daimi optimist hallerinin televizyon dizisiyle ilgili yargısını bulandırdığını düşünüyor ve burnunu kırdığı zaman Run Joey Run ve Boko Haram için de seni suçluyor.
Sí, piensa que tu sospechosa positividad constante y tu ánimo es lo que confundió su juicio para hacer ese programa de televisión y, ella también te culpa por aquella ocasión en que se rompió la nariz,
Ona şüphe yok.
Ya lo creo.
Soğuk savaş, ortak şüphe ve mükemmel bir bağlılığın olduğu kansız bir savaştır.
La guerra fría es una guerra sin sangre derramada. Desconfianza mutua y completa codependencia.
Buna cidden şüphe duyarım.
Seriamente lo dudo.
Şüphe uyandırıcı bir şey, değil mi?
Suena como raro, ¿ no?
Şüphe edilmez bir sadakat sergiliyorsun Guthrie.
Has demostrado lealtad incuestionable, Guthrie.
- Tabii, ona ne şüphe.
Sí, no lo dudo.
Yüzyillardir süregelen süphe ve kin disinda.
Nada más que siglos de desconfianza y resentimiento.
- Ne şüphe.
Sin duda.