English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Anlat ona

Anlat ona traducir francés

1,720 traducción paralela
Anlat ona...
- Raconte un peu à M. Ingoldsby...
Anlat ona lütfen.
Dites-lui, s'il vous plaît.
Ölen çocuğa olanlar yüzünden. - Anlat ona.
Surtout après la mort de ce pauvre garçon.
Anlat ona.
Dites-lui.
Devam et dahi, anlat ona.
Vas-y, génie. Dis lui.
- Anlat ona!
- Boucle-la, Brian!
- Anlat ona, Ash. - Şüphelendi.
Danny, l'arnaque est une science.
- Ne? - Anlat ona Ash.
Le rat a fait une crise cardiaque.
- Anlat ona. Yürekleri ısıtan bir öykü bu, Anne! Gidelim!
Raconte-lui ton histoire triste à pleurer.
Anne anlat ona--en iyi arkadaşının olmadığını!
Maman, dis lui, dis lui que son meilleur ami n'existe pas!
Anlat ona
Dites lui...
- Yanlızca anlat ona
- Dites lui ça.
Anlat ona McGee.
Dis-lui, McGee.
Anlat ona, Rebecca.
Dis lui, Rebecca.
Anlat ona.
- Dites lui.
Hayır, ona güzel bir hikaye anlatırım.
- Je le coucherai.
Ama... şimdi eve gidince anlatırım ona belki. Bakalım ne diyecek.
Je lui dirai peut-être quand je rentrerai, pour voir sa réaction.
Bunu ona anlat.
Dites-lui ceci.
Ona ne olduğunu anlat.
Raconte-lui donc ce qui s'est passé.
- Sırlarını ona mı anlatırsın?
- Tu te confies à elle.
Ona durumumuzu anlatın.
Dites-lui à propos de mon statut.
Gün içinde, işlerin nasıl yürüdüğünü ona anlatın. Bir de, bir şeye ihtiyacı olduğunda lütfen ona yardımcı olun.
Je compte sur vous pour lui présenter la maison et pour lui apporter toute l'aide nécessaire.
Bunu ona anlatın doktor, beni önemsemiyor.
Dites-lui, madame. Quand je lui dis, moi, elle pense que j'exagère.
Ona anlatır ve artık çalıtırmazdım.
J'aurai pu juste le gronder, puis le laisser partir.
Hadi ona anlatın.
Expliquons-lui.
Daha sonra ona anlatırım.
Je le brieferai plus tard.
- Hayır, bana ne anlatıyorsan ona da anlatabilirsin.
Quoique vous me disiez, vous pouvez lui dire aussi.
Ona kaderini neyin belirlediğini anlatırsın.
Bien. Vous pourrez lui expliquer ce qui vous a fait tomber.
Yani ona Jerry'nin durumdan haberdar olduğunu anlatın.
Alors, vous lui avez dit que Jerry était au courant.
Bunu ona söylemiyorlar. Hayır, mimikleriyle ve bakışlarıyla anlatıyorlar.
Non, avec des gestes, des regards.
Anlat ona her şeyi.
Dis-lui tout.
- Anlat ona E.
Dis-lui, E.
Sen... ona anlatır mısın?
Voudriez-vous... Voudriez-vous lui dire...
- O zaman bunu ona anlat.
- Alors dis-lui ça.
Onu burada bu pis izdiham içinde bekleyelim sonra Justin geldiğinde ona derdini anlatırsın.
Pas pour moi, monsieur. Vous savez quoi?
Ona herkesin inanacağı gerçeği anlat.
Donnez-lui une vérité acceptable pour tout le monde.
Hiçbirşey bulamadığını ona anlat.
Dis lui que tu n'as rien trouvé.
Belki de başka biri rahibe bir şey anlatmıştır. İnsanlar arınma umuduyla her gün en kötü davranışlarını ona anlatıyorlar. O da bunları dinliyor.
Je veux dire, voilà un gars qui chaque jour, écoute les gens raconter leurs pires péchés dans l'espoir d'être pardonnés..
Ona bana anlattığın şu araştırma konusunu anlat.
Dis-lui ce que tu m'as dit sur tes recherches.
Dediğin gibi, o benim en yakın arkadaşım ve ben ona her şeyi anlatırım.
C'est vrai, c'est ma meilleure amie. Je lui dis tout.
Ona bulduklarını anlat.
Dis-lui ce que tu as trouvé.
Sana her şeyi anlatıyorsa, ona ihtiyacın yok demektir.
S'il te dit tout, alors on n'a pas besoin de lui.
Ona seni anlatıyordum.
Je lui parlais de toi.
Pekâlâ. Seninle giderim. Sen de ona güçlerini anlatırsan.
Très bien, je vais venir avec toi... si tu lui révèles ton secret sur tes pouvoirs aussi.
Ona ne üzerinde çalıştığını anlat, Les.
Il s'est bien porté. Dis-lui sur quoi tu as travaillé, Les.
- Kesinlikle. - Ona olanları anlat.
Il y a un mois, un homme est arrivé par le Chapa'ai.
Bak Eldon istersen bütün hayat hikâyeni ona anlat.
Raconte lui, Eldon, tu peux lui raconter toute l'histoire de ta vie.
Git ona anlat. Umurumda değil artık.
Je m'en fiche, à présent.
Çocuğun bununla bir sorunu var, elbette ona imtiyaz tanımalıyız,... ona bir masal anlatırsınız veya başka bir şey. Dünyanın bütün bilgelikleri hikayeye sıkıştırtmıştır.
Alors ton gamin a du mal avec ça, et tu lui accordes le conte du soir, toute la sagesse du monde compactée dans une petite histoire :
Ona her gece dedesinin Afrika'daki maceralarını anlatırdım.
Chaque soir, je lui racontais les aventures de son grand-père en Afrique.
Herşeyi bomb.k ettiğinizi niye söylemedin? Ona Maury'i ve doktoru anlat. - Kes sesini.
Pourquoi tu lui parles pas de Maury et de l'autre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]