English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Beni arayın

Beni arayın traducir francés

1,221 traducción paralela
Beni arayın.
Appelez-moi.
Aklınıza bir şey gelirse lütfen beni arayın, tamam mı?
Appelez-moi si vous pensez à autre chose.
Buna laboratuvarda bakıldığı zaman... beni arayın Şerif, herhangi birşey bulursanız...
Je ferai analyser ça par le labo. Prévenez-moi si vous avez quelque chose qui tient, shérif.
Erkeklerden başka birşey konuşmaya hazır olduğunuzda beni arayın.
Appelez-moi quand vous aurez envie de parler d'autre chose que des mecs.
Beni arayın.
Appelez-moi :
- Karar verdiğinizde beni arayın.
- Vous y pensez et vous m'appelez?
Onları takip edin, nereye gittiklerini öğrenin ve beni arayın. Gerisini bana bırakın.
Tu les suis, quand tu sais où ils vont, tu m'appelles.
Kriz geldiğinde hemen beni arayın.
Appelez-moi alors.
Nerede olursam olayım beni arayın. Sizinle işbirliğine hazırım.
On me previendra ou que je sois.
Ama eğer gerçekten yapmak istiyorsanız Pazartesi günü beni arayın ve konuşalım.
Mais si vous êtes décidé, appelez-moi lundi et on en discutera.
Hisseleriniz iki katına çıktığında beni arayın tamam mı?
Rappelez-moi quand ça a doublé.
Lütfen beni arayın. Çok acil.
Pouvez-vous me rappeler de toute urgence.
Herhangi bir sorun olursa hemen beni arayın. Bu video kasette bebeğin ultrasonu var.
Sauf complications, on ne se verra pas avant le 15.
Çağırır veya kenidini tanıtırsa, beni arayın.
S'il appelle ou s'il se présente, téléphonez-moi.
Çocuklar, beni arayın.
Les gars, appelez-moi.
Yolculuktan döndüğümde, beni arayın ve ayrıntıları konuşalım.
Appelez - moi dans quinze jours, on va tomber d'accord.
Beni arayın eğer...
Appelle-moi, si...
Bu şeyle ilgili yeni bilgiler edinirseniz beni arayın.
Appelez-moi si vous savez comment le tuer.
Bir şeye ihtiyacınız olursa, gece ya da gündüz, Iütfen beni arayın.
Si vous avez besoin de quoi que ce soit, appelez-moi.
Fikrini değiştirirse beni arayın.
Si elle change d'avis, appelez-moi.
- Eğer ondan haber alırsanız beni arayın.
- Si elle vous contacte, appelez-moi. - C'est ça.
Aranızda bu boku halledince beni arayın tamam mı?
Quand vous aurez fini de déconner, appelle-moi, okay?
Dinleyin, bayanlar. Herhangi birşey aklınıza gelirse hemen beni arayın.
Ecoutez, mesdemoiselles... si vous pensez à un truc, appelez-moi.
Mesajı alır almaz mutlaka beni arayın. Çok önemli. Teşekkürler.
Appelez-moi dès que vous aurez eu ce message.
Lütfen beni arayın.
Vous avez mon numéro. Appelez-moi!
Bir şey öğrenirseniz beni arayın.
Si tu trouves quelque chose, appelle-moi.
Bu benim kartım Bayan Musgrove. Kendinizi iyi hissetiğiniz bir vakitte beni arayın. Hatırladığınız birşey olursa, ne olursa olsun, beni arayın.
Madame Musgrove, Je vais vous donner ma carte, et vous pouvez m'appeler quand vous voulez à n'importe quelle heure si vous vous rappelez de quelque chose, d'accord?
Acil bir işim var bu yüzden en yakın zamanda beni arayın.
J'ai une affaire pressante. Rappelez-moi dès que possible.
- Eşleştirir eşleştirmez beni arayın.
- Tenez-moi au courant.
Herşey yolunda olsaydı Bay Mlilo beni arayıp, işi bırakıp, Capisade'a gelip düzenimi bozmamı istemezdi.
Si tout allait bien, M. Milo n'aurait pas appelé... ni insisté pour que je quitte mon travail... - et que je change mes plans...
Robin beni arayıp suyunun boşaldığını söylediğinde arkadaşlarımlaydım.
Je prenais un verre avec des amis après le boulot, quand Robin a appelé, elle avait perdu les eaux.
Eşiniz döndüğünde beni bir arayın yeter.
- Content de vous avoir vu. - M. Jennings.
Arayın beni.
Appelez-moi.
O halde beni, Kyle'ın babasını arayın.
Appelez-moi : le papa de Kyle.
Arayın beni! Millet dalga mı geçiyor? Üzülmeyin.
Les harceleurs sont des racailles
Eğer beni duyuyor ama cevap veremiyorsanız 911'i arayın.
Si vous m'entendez mais ne pouvez pas m'ouvrir, appelez le SAMU, demandez-leur de l'aide.
Beni bugün ilgilendiren şey ressamların kendilerinin dışında bir konu arayışında olmamaları.
La chose qui m'intéresse... est qu'actuellement, les peintres n'ont pas à se perdre dans un sujet extérieur à eux-mêmes.
Eve döndüğünüz zaman beni bir arayın. Haylazı hemen getiririm.
Alors appelez-moi quand vous rentrez, je vous amènerai ce petit voyou.
Evet, Connie Chung'ın çalışanları arayıp beni kahvaltıya davet etti.
Les gens de Connie Chung veulent m'inviter pour le petit déjeuner.
Herhangi bir şey duyarsanız, beni arayın.
Si vous apprenez quelque chose appelez-moi.
Bölgedeki bütün taksi duraklarını arayıp hangi taksinin beni aldığını ve nereye getirdiğini öğrendin.
Tu as appelé chez moi, je n'y étais pas. Tu as appelé le service de taxis, trouvé celui que j'ai pris.
Julia Louis-Dreyfus onun evine gitmeyecek ve onu arayıp bunu yaptırmak için önce beni öldürmen gerekiyor.
Julia Louis-Dreyfus n'ira pas chez lui, et il faudra me tuer avant que je l'appelle pour ça.
Niye beni arayıp geleceğini söylemedin?
Pourquoi n'as-tu pas appelé pour dire que tu venais?
Sık sık beni arayıp para ister ya da boşanmamızın ayrıntılarını anlatır.
Ma future ex-femme m'appelle souvent pour parler argent et me tenir au courant de notre séparation.
Çünkü bozmazsanız, her gazeteyi her televizyon kanalını beni dinleyecek herkesi arayıp, bazı çocuk tacizcilerine nasıl ayrıcalıklı davrandığınızı anlatacağım.
Sinon, je vais appeler tous les journaux, toutes les stations de télé, pour leur dire que certains pédophiles méritent votre temps et votre énergie, et d'autres non.
Onları arayın. Beni teslim edeceğinizi söyleyin.
- Dites-leur que je retourne avec eux.
Lütfen beni mümkün olduğunca çabuk arayın.
Rappelez-moi dès que possible.
Bu mesajı alır almaz beni mutlaka arayın.
Il est impératif que vous me rappelliez dès réception de ce message.
Gerekirse beni arayın tamam mı?
On va faire une enquête...
On yıldır ne beni ne Janet'i arayıp sorduğu yok.
Janet et moi, on n'a aucune nouvelle depuis dix ans.
Dükkanınızdayım. Lütfen beni arayım.
Je dois vous parler tout de suite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]