English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Beni dinlemek zorundasın

Beni dinlemek zorundasın traducir francés

133 traducción paralela
Beni sev ya da sevme ama, beni dinlemek zorundasın çünkü ben...
Que tu m'aimes ou me détestes, tu vas m'écouter, parce que... Eh bien...
Charlie beni dinlemek zorundasın. Bana güvenmek zorundasın.
Il faut m'écouter et me faire confiance.
- Beni dinlemek zorundasın. - Bas git dedim.
- Casse-toi!
Seni delirtmek istemiyorum ama beni dinlemek zorundasın...
Je ne veux pas t'énerver, mais tu dois m'écouter.
Beni dinlemek zorundasın. - Ed hakkında birileri ile mi konuştun?
Vous n'avez parlé à personne?
- Mitch, beni dinlemek zorundasın, lütfen.
- Mitch, vous devez m'écouter s'il vous plaît.
Dr. Cristo, beni dinlemek zorundasınız.
Vous devez m'écouter. Laissez-moi sortir.
Bekle, Tex, lütfen.Beni dinlemek zorundasın.Çok basit bir açıklaması var.
Tex, écoute-moi. Il y a une explication simple.
Beni dinlemek zorundasın. Bu sefer beni dinlemek zorundasın!
Et tu vas m'écouter cette fois!
Barış adına beni dinlemek zorundasınız!
Dans l'intérêt de la paix, vous devez m'écouter!
Beni dinlemek zorundasın.
- Vous devez m'écouter.
Beni dinlemek zorundasınız.
Écoutez ce que j'ai à dire.
Beni dinlemek zorundasınız!
Vous devez m'écouter!
Bak ALF, beni dinlemek zorundasın.
En moins de deux, j'étais sur l'autoroute. - Quelle autoroute?
Beni dinlemek zorundasın. Beni dinlemelisin.
Tu m'as écrit une lettre d'amour.
Beni dinlemek zorundasınız!
Il faut m'écouter...
Beni dinlemek zorundasın. Buraya gelmeni kim söyledi?
Quand je te dis de tourner, tu tournes, abruti!
Kahretsin, dostum. Dinle. Beni dinlemek zorundasın.
Frank, tu dois m'écouter, bordel.
Beni dinlemek zorundasın, Topper.
Tu dois m'écouter, Topper.
- Beni dinlemek zorundasın. Lütfen!
Il faut que tu m'écoutes
Bu konuda beni dinlemek zorundasın Wade.
II faut que tu m'écoutes. T'y connais rien.
Bay Wilhelm, beni dinlemek zorundasınız.
M. Wilhelm, écoutez-moi!
Jimi'nin sağdıcı olduğuma göre konuşabilirim ve siz beni dinlemek zorundasınız.
En tant que meilleur ami de jimmy... j'ai le devoir de faire un discours... et vous devez m'Ž couter.
Beni dinlemek zorundasın.
Je vous en prie, écoutez-moi!
Tamam. Beni dinlemek zorundasın.
Bon, écoute-moi bien.
Beni dinlemek zorundasınız!
Ecoutez-moi!
Asla olmayacak. Beni dinlemek zorundasın. Terk edilmiş bir depoydu.
Ecoute, c'était un entrepôt abandonné.
- beni dinlemek zorundasın.
- Tu dois m'écouter.
- Tamam, dur. Beni dinlemek zorundasın, tamam mı?
Vous allez m'écouter.
Beni dinlemek zorundasın.
- Ecoute-moi.
Beni dinlemek zorundasın.
Ecoute-moi...
Lütfen! Lütfen! Beni dinlemek zorundasın!
Je t'en prie, écoute-moi.
- Çek küreği, çek kayığı - Tatlım, - nehirden aşağı - beni dinlemek zorundasın.
Ma chérie... écoute-moi, s'il te plaît.
Micheal, beni dinlemek zorundasın.
Tu dois m'écouter.
Beni dinlemek zorundasın! Oraya dönemem. Beni de öldürürler.
Je ne peux pas y retourner sans me faire tuer.
Beni dinlemek zorundasın.
Tu dois m'écouter.
Bayan Kardaki, Bayan Kardaki, beni dinlemek zorundasınız.
Miss Kardaki. Vous devez m'écouter!
- Degra, beni dinlemek zorundasın.
Degra, tu dois m'écouter.
Üzgünüm, dostum. Beni dinlemek zorundasın.
Je suis désolé, mon pote, mais tu va devoir m'écouter.
Beni dinlemek zorundasın lanet olası!
Parce que vous allez m'écouter!
Beni dinlemek zorundasın.
- Ecoutez-moi, je vous en prie.
Sydney, bunun işe yaraması için beni dinlemek zorundasın.
Sydney, pour que ça marche, tu devras m'écouter.
Beni dinlemek zorundasın.
Il faut m'écouter. C'était pas un accident.
Beni dinlemek zorundasınız.
Vous devez m'écouter.
Beni dinlemek zorundasın David.
David, écoutez-moi.
Wyatt, beni dinlemek zorundasın!
Ecoutez-moi!
Beni dinlemek zorundasın.
Vous devez m'écouter.
Şimdi beni dinlemek zorundasınız!
C'est moi qui vais parler maintenant.
Beni dinlemek zorundasın Hazel.
Il faut que tu m'écoutes, Hazel.
Bak, bu kulağa çılgınca geliyor biliyorum... Ama beni dinlemek ve bana güvenmek zorundasınız.
Je sais que ça semble fou, mais vous devez m'écouter et me faire confiance.
Dinlemek zorundasınız, buradan ayrılamazsınız beni oyuna getireni bulana dek.
Il faut m'écouter, parce qu'on ne sortira d'ici... que quand j'aurai trouvé celui qui m'a fait le coup...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]