English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bir general

Bir general traducir francés

3,627 traducción paralela
Mohammed Azzez, Kuzey Kharun'lu bir general ve Kharun'da insanlık suçu işlemekten aranıyor.
Lui, c'est Mohamed Azzez. Un général du Kharun du Nord et un criminel de guerre recherché pour les atrocités commises par ses troupes qui ont anéanti des villages entiers au nom du gouvernement.
Ani baskınının bizim elimizi güçlendirdiğini kılı kırk yaran bir general olarak o bile fark edememiş anlaşılan.
Ce général qu'on dit le plus rusé de son temps ignore qu'en voulant les surprendre, il nous a aidés.
Ben eski bir arkadaşımı aradım Kendisi emekli bir general.
J'ai contacté un ami, un général à la retraite.
Şimdi, kendimi karargahta oturup savunma bakanıyla golf oynayan ve dört yıldız taşıyan bir general olarak görmüyorum.
Maintenant, je ne m'imagine pas comme un général quatre étoiles, au quartier général assis derrière un bureau et jouant au golf avec le ministre de la défense.
Tamam, onların önerisi Enrique Gorostieta... deneyimli, madalyalı bir general ve stratejist.
Et bien, ils ont suggéré Enrique Gorostieta, un général et stratège expérimenté. C'est lui qui a battu Zapata.
Buradaki sorun, iyi bir general Meksikaya nerede daha iyi hizmet edebilir?
La vraie question est, où le meilleur général du Mexique veut-il servir?
General-san da pek bir ödlek çıktı.
Quel froussard tu fais, Kingo...
Bir ordunun komutanı olarak sen ne yapmak istiyorsun?
Vous êtes un général, agissez comme tel!
Bu büroya ve genel anlamda hukuki otoriteye açıkça bir saygısızlık.
C'est un manque de respect envers le bureau et la loi en général.
Efsanevi kehanetler kitabını bulmak için generallerim Grune ve Panthro'yu göndereli bir çok mevsim geçti.
C'était il y a de nombreuses saisons que j'ai envoyé le Général Grune et Panthro pour trouver le Livre des Présages.
Bir gün olacaktı. İnsanlar böyle yapar.
C'est ce qui se passe, en général.
Kimse işe gidip asla eve dönmemeyi ummaz, ama bugün yeni bir Internet güvenlik şirketi olan Synalock'da...
En général, on rentre tous du travail. Chez Synalock, fournisseur en sécurité... { \ pos ( 192,220 ) } Depuis la nouvelle, personne ne va travailler.
Öncelikli hedefimiz General'i güvenli bir şekilde kurtarmak.
Notre objectif principal est de sauver le général.
Başsavcı, onun sistematik bir şekilde kanıtları saklayarak mahkûmiyet aldırdığı hakkındaki iddiaları araştırıyor.
Le procureur général enquête sur des allégations disant qu'il enterrait des preuves pour obtenir des condamnations.
Madem böyle oynamak istiyorsunuz Başsavcı, neler döndüğünü ortaya çıkarmam için çok geniş bir yetki verdi.
Si vous voulez jouer à ça, le procureur m'a donné un mandat général pour enquêter.
Yürüyüş genellikle güvenli bir faaliyettir ama burada değil, tek başına, gece, dünyanın en büyük parkında.
La randonnée est sans danger en général, mais pas ici et pas seul de nuit, dans le plus vaste parc public du monde.
Sana söylemiştim demekten hiç hoşlanmam General ama Süper Asker Projesi'nin rafa kaldırılmasının bir sebebi vardı.
Vous savez, je déteste dire "je vous l'avait bien dit" général, mais ce projet Super-soldat n'avait pas été gelé pour rien.
- Hepsi o mu? - Onları hallettikten sonra Zorn'u bir hava aracına bindirip merkez binaya götüreceğiz.
- Après les avoir neutralisé, on embarque Zorn dans l'aéronef et en retourne au quartier général.
- General Diane Beckman ve Amerika hükümetinin teşekkürlerini ve Zorn'un parasının gönderildiği bir mektup.
Avec les compliments du Général Diane Beckman et du gouvernement des Etats Unis. Nôtre prime pour Zorn.
General, görmeniz gereken bir şey var.
Général, il y a quelque chose que vous devez venir voir.
O'Shay devlet avukatına bir tür numara yaptı, suçlamada bulunmayacak.
O'Shay a un certain nombre de choses sur le Procureur général, il ne va pas engager de poursuites.
Biz de o yüzden önce seni düşündük ama kötü bir fikir olduğunun kanıtları var.
Et alors? Eh, nous étions prêt à prendre ce risque avec vous, mais ce n'est pas une bonne idée en général.
Sahaya koşmadan hemen önce, Thad genelde bağırıp, "Ya vuruşu yaparsın, ya da ölürsün." gibi bir şeyler diyor.
Avant que je rentre, Thad crie en général un truc comme : "Mets-le ou t'es mort!"
Aksanınız yüzünden büyük bir kısmını anlamadım ama ses tonunuz yatıştırıcı olduğundan bir şekilde daha iyi hissediyorum.
Je n'ai pas compris grand-chose à cause de votre accent, mais le ton général était apaisant et je me sens nettement mieux.
Annemin ne zaman erkek bir arkadaşı olsa, o genelde sevgilisi oluyor. - Hepsi de biraz aptal oluyor. - Sevgilisi olmamam güzel bir şey o zaman?
Quand ma mère a un ami homme, en général, cela veut dire qu'ils sortent ensemble.
General Meade, Kuzey kuvvetleri generali oraya bir çizgi çekti ve bütün askerlere ne pahasına olursa olsun o tepeyi savunmaları emrini verdi.
Le Général Meade, le nordiste a dessiné une ligne là bas et a ordonné à ses troupes de la défendre coûte que coûte.
İşte o anda orada imkânsız bir şey oldu birdenbire General Richard Philbrick belirdi.
Et là, étonnamment... le général Richard Philbrick était là.
Sıradan bir serseri general yapılmış ve yine serseriliğe terfi etmiş.
C'est un voyou de base qui a été promu au poste de général, et qui a perdu sa gloire.
Bu göreve en uygun kişi olduğuna yönelik yaygın bir kanı var. Lakin yüzüne gözüne bulaştırırsan kimse sorumluluğu üstlenmeye niyetli değil.
De l'avis général, tu es le meilleur pour ce poste, mais personne ne veut être responsable si tu merdes.
Yüzbaşı Massey, Askeri Başsavcılık'tan bir savcıya gidip senin kaza hakkında yalan söylediğini söylemiş.
Le Lieutenant Massey s'est approché du procureur du Juge-Avocat Général, qui disait que vous ne disiez pas la vérité à propos de l'accident.
İnsan memesinde öyle bir öpücük istemediği için komik olmuş bence.
J'aime bien le chocolat en général, mais pas là.
Tam bir şerefsizsin, General!
Vous êtes un putain de général.
Uzun yıllar çalıştıktan sonra bir çok şeyde deneyim kazanmış olmalısınız.
Et vous avez accompli beaucoup de choses jusqu'à ce que vous soyez promu directeur général.
Ben diyorum ki ; sokaktaki sıradan bir Arap için referans çerçevesi nedir?
Quel est le cadre général de référence pour l'Arabe moyen?
Yalnızca genel bir kanı.
Je disais ça en général.
Doğu tarafındaki bir çiftlikte de Joe'yu bulmuşlar. Bu yüzden bütün Avcılar buraya geldi, tüm ekip onu yok etmek için silahlandı.
Ils viennent de retrouver Joe dans une ferme à l'est de la ville, c'est pour ça le rassemblement général, toute l'équipe se prépare à le capturer.
Eskiden sohbetlerimiz alışılmadık bir istekle biterdi.
Eh bien, en général ces discussions se terminent par une demande inhabituelle.
İki numaralı krem kesin sonuç veren ve yan etkisi olmayan evrensel bir ürün olabilir.
Pour un produit à usage général, Je pense que le niveau deux procure une amélioration globale visible, sans aucun effet indésirable.
Bütün istasyonlar, bu ağdaki bütün istasyonlar. Bu bir yardım çağrısı.
Appel général sur le réseau, ceci est un appel à l'aide.
İki savaşın gazisiyim, çok genç yaşımda generalliğe terfi ettim... özel bir nedenden dolayı, çünkü benim bir yeteneğim vardı.
Je suis vétéran de deux guerres, et j'ai été nomme général alors que j'étais encore très jeune... pour une raison en particulier, parce que j'ai un don.
Bir şey sorabilir miyim, General.
Permettez-moi de vous demander quelque chose, Général.
Bir gözcünün dediğine göre General Rodriguez Tepatitlan'a doğru gidiyor Üslenmek için.
Un homme nous a informé que le général Rodriguez fait route sur Tepatitlán pour installer ses quartiers généraux.
Siz günah çıkartmayı... bir rahipten daha iyi yaparsınız, General.
Votre confession... Vous êtes meilleur général que prêtre.
ve Peder Vega'yı doktora götürün... ve gerçek bir rahip bulun.
et emmenez le Père Vega voir un docteur, - et un vrai prêtre. - Mon général...
BM silah denetçilerinin ülkeye girişleri Wadiyalı lider Amiral General Aladin tarafından bir kez daha reddedildiğinden dünya toplumu ile sahtekâr Kuzey Afrika ülkesi Wadiya arasındaki restleşmenin bugün şiddetlenmesiyle gerilim artıyor.
Regain de tension : la crise entre la communauté mondiale et la Wadiya, État voyou nord-africain, s'est aggravée aujourd'hui. Les inspecteurs de l'ONU ont encore été refoulés par le leader wadiyen, l'amiral général Aladeen.
General Aladin, kendisi bir vahşi ve azılı bir diktatör olan Albay Aladin'in tek oğlu olarak doğdu.
Le général Aladeen est le fils unique du colonel Aladeen, lui-même un dictateur sanguinaire.
Birkaç dakika önce BM Güvenlik Konseyi Amiral General Aladin şahsen BM'ye hitap etmediği takdirde NATO'ya Wadiya'ya karşı bir hava saldırısı için onay verdi.
Il y a quelques instants, le Conseil de Sécurité a voté des frappes aériennes de l'OTAN sur la Wadiya, à moins que l'amiral général Aladeen n'accepte de s'adresser à l'ONU.
Müşterim olan tatlı küçük kız da ve babasıyla olan sorunlarını danışmak için babasıyla olan sorunlarını... danışabileceği bir, psikoloğa gitmek üzere... yanımda duruyor.
En ce moment je balade une adorable gamine qui se rend chez son analyste qui va l'aider à tolérer la désastreuse névrose héritée de son père et faisant qu'elle ressente un dégoût destructeur pour le monde en général.
Orada bir Elvis Canlandırma Yarışması vardı genelde Vegas'a özgü bir şey.
Il y avait un concours du meilleur imitateur d'Elvis. En général, il y a qu'à Las Vegas qu'on voit ça.
Sadece bir adam, General Lamarque
Un seul homme, le général Lamarque
Her ikisi de bir çok toplum hizmet programlarına katılmışlardı.
Ils ont été tout les deux impliqués dans beaucoup de programmes de travaux d'intérêt général.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]