English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bir şeyin var mı

Bir şeyin var mı traducir francés

920 traducción paralela
- Eddie, bir şeyin var mı?
- Tu es blessé? - Que crois-tu?
- İnci kolyeye benzer bir şeyin var mı?
- As-tu un collier de perles?
- Bir şeyin var mı?
- Tu es blessé?
İyi misin? Bir şeyin var mı?
Vous vous êtes fait mal?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Rien à ajouter?
- Bizim için bir şeyin var mı?
Rien pour nous?
- İçecek bir şeyin var mı?
Et à boire?
İçecek bir şeyin var mı diye sordum.
J'ai dit : "quelque chose à boire".
- Yiyecek bir şeyin var mı?
T'aurais rien à bouffer?
Anlatacak bir şeyin var mı?
Que s'est-il passé?
Söyleyecek bir şeyin var mı Charles?
Je le sais aussi. Rien à ajouter, Charles?
İçecek bir şeyin var mı? Her türlü içecek olur.
Vous n'auriez pas quelque chose à boire?
Benlik bir şeyin var mı?
Quelque chose pour moi?
Diyecek bir şeyin var mı?
Quelque chose à dire?
Cumartesi akşamı için yapacak daha iyi bir şeyin var mıydı?
Tu avais mieux à faire un samedi après-midi?
Ya sen? Söyleyecek bir şeyin var mı?
Si nous parlions de toi?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Qu'avez-vous d'autre à dire?
- Yazı yazabileceğim bir şeyin var mı?
Tu as de quoi écrire?
Pencereyi kapatacak bir şeyin var mı?
Professeur, avez-vous quelque chose pour condamner cette fenêtre?
- İçecek bir şeyin var mı?
- Tu as quelque chose à boire?
İçecek bir şeyin var mı?
Tu as un truc à boire?
- Bir şeyin var mı?
- Tu t'es fait mal?
- Sıcak bir şeyin var mı?
Il n'y a rien de chaud?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Vous avez autre chose à dire?
İçecek bir şeyin var mı?
Tu m'offres à boire?
Ona giyinmesi için verebileceğin palto gibi bir şeyin var mı?
Tu aurais pas de quoi la couvrir?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Quelque chose à redire?
Bana anlatacak bir şeyin var mı?
Tu veux me parler?
Söyleyecek bir şeyin var mı, büyücü?
Nous n'avez rien à dire sorcier?
Anna! Bir şeyin var mı?
- Anna, tu es blessée?
İyisin değil mi, bir şeyin var mı?
Comment vous sentez-vous? Pas trop mal, j'espère?
- Söyleyecek bir şeyin var mı?
- Vous avez quelque chose à dire?
Balıkları içinde pişirebileceğim bir şeyin var mı?
Vous avez de quoi les faire cuire?
- Bir şeyin var mı?
- Êtes-vous blessé?
Üzgünüm, bir şeyin var mı?
Je suis désolé. Tu es blessé?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Avez-vous autre chose à ajouter?
Yüzümü silebileceğim bir şeyin var mı Ana?
Donne-moi quelque chose pour m'essuyer, Ana.
Dr. Rogas, bana söyleyecek bir şeyin var mı?
Dr Rogas, n'avez-vous rien à me dire?
- Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
- Avez-vous autre chose à dire?
- Bana anlatacak bir şeyin var mı?
- Que voulez-vous me dire?
Hey, sokaklardaki sürücüye karşı bir şeyin var mı?
Ça te dérangerait de conduire sur la route?
Yağmurdan korunacak bir şeyin var mı?
T'aurais pas quelque chose pour nous protéger de la pluie?
Yeni bir kimonoya ihtiyacım var. Güzel bir şeyin var mı?
Alors, vous savez?
İtiraf edecek başka bir şeyin var mı?
Rien d'autre?
John Silver kendini kurtarmak için söyleyecek bir şeyin var mı?
John Silver!
Söyleyecek bir şeyin var mı?
N'as-tu rien à demander?
Hayatım, her şeyin bir zamanı var.
Eh bien, ma chérie. Laissons faire le temps.
- Söyleyecek bir şeyin var mı?
Qu'avez-vous à dire?
Bu şeyin ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
J'imagine que vous n'avez aucune idée de ce que c'est.
Felaketi bu şeyin içine koymuş olduklarını ve bir felaket istediklerini var sayalım.
S'ils ont installé un creuset, c'est pour y mettre quelque chose.
Yiyecek bir şeyin var mı?
Vous avez à manger?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]