Bu var traducir francés
52,544 traducción paralela
Elimizde bir tek bu var.
C'est tout ce qu'on a.
- Özünde bu var.
- Ça a une certaine pureté.
Bu yüzden de aşırı trafik var.
Le trafic est très chargé avec l'évacuation.
Dünyadaki bütün nükleer santrallerde bu donanım var.
C'est le cas de toutes les centrales nucléaires.
Bu soygunda ters köşe var.
Il y a un rebondissement.
Bu fiyata kaybedecek neyim var ki?
À ce prix-là, qu'est-ce que j'ai à perdre?
Bu adam oldukça cesur, biraz aklı ve deli gibi bir tarzı var.
Il a eu du cran et il était malin. Et il a fait ça avec style.
Sonra bu ayrıcalıklara sahip olmayan insanlar var. Dünyanın onaylamadığı insanları sevdikleri için tehdit edilen insanlar var.
Et il y a des gens qui n'ont pas notre privilège et qui se sentent menacés parce qu'ils aiment quelqu'un que le monde refuse qu'ils aiment.
Biliyoruz, ama bu barınağa ihtiyacı olan bir sürü kadın var.
On sait. Trop de femmes ont besoin de ce foyer.
Bu. Bunun komik bir hikâyesi var.
J'ai une anecdote marrante à ce sujet.
Umarım Maria pedoso hissetmiyordur. Çünkü bu gazı var demektir.
J'espère que Maria n'a pas le cœur pedoso, parce que ça veut dire "ballonné".
Bu arada, Steve'in aptalın teki olduğunu biliyorum ama bir kavgayı bitirmenin yumruk atmaktan daha iyi yolları var.
Et au fait, je sais que Steve est un crétin, mais ce n'est pas une raison pour lui foutre un coup de poing.
Neden bu kadar çok duman var?
Pourquoi il y a tant de fumée?
Bir Gnome'la baş edebilmek için bilmen gereken bir şey daha var, Usta Jim. Ve bu çok önemli!
Une dernière chose à savoir sur les nains, d'une importance cruciale :
Bu sefer fotoğraflı kanıtım var.
Cette fois, j'ai une photo pour le prouver.
Kuralların matematikten daha mantıksız, ki birkaç saate matematik dersim var. Tabii bu gece Goblinler beni yemezse.
Tes règles sont moins logiques que l'algèbre, dont j'ai un cours dans quelques heures, si je me fais pas dévorer avant.
- Bu bir Goblin, elinde de bebek var.
- C'est un Gobelin, avec un bébé! - Arrête!
Ailem çalışıyor ve bu gece Papa Skull konseri var.
Mes parents travaillent, et c'est le concert de Papa Skull ce soir.
Bu arada bilgisizlik saadettir ve senin için Aaarrrgghh'ın yiyemeyeceği bir doğum günü hediyem var.
Moins on en sait, mieux on se porte. Et j'ai un cadeau pour toi qu'Argh! ne pourra pas manger.
Bu gece ziyafet var!
Ce soir, nous festoierons!
Bu şeytani şiirden biraz korkan başka biri var mı?
Je suis le seul que ça fait flipper?
Bu kasabada bir çocuk var ve bu çocuk bir kızı seviyor. Bu kız, Karanlık Diyar'da tutulan çocuğun kardeşi.
Dans cette ville, il y a un garçon qui aime une fille dont le frère est détenu au Pays des Ténèbres.
Bu nedenle Angor Rot'a ihtiyacın var.
C'est pour ça que tu as besoin d'Angor Rot.
Bildiklerinizden çok fazlası var bu dünyada.
Il y a plus à voir dans ce monde que vous ne le savez.
Bilmiyorum ama bahse varım ki Strickler'ın bu işte parmağı var. Haydi.
J'en sais rien, mais je parie que Strickler est impliqué.
Çünkü bu defa benim sana bir bilmecem var.
Parce que cette fois, c'est moi qui ai une énigme pour toi.
Bu kadar çok kitabın var olduğunu bile bilmiyordum.
Je ne savais pas que tant de livres pouvaient exister.
Ben bu krallığı korumak için varım Lordum.
J'existe pour protéger ce royaume, mon seigneur.
Neden bu kadar çok esire ihtiyaçları var?
Pourquoi ont-ils besoin d'autant de prisonniers?
Modelde gerçekten var olmayan tek detay bu. Simdilik.
C'est le seul détail de cette maquette qui n'existe pas... encore.
Ve... bu market torbasi da var.
J'ai ce sac de courses.
Bu bebeklerden sadece dört tane var.
Il n'existe que quatre bolides comme celui-ci.
Maaşları ödeyemiyor ve bu açığı kapatacak bir iş ortağına ihtiyacı var.
Il ne rembourse pas ses prêts et a besoin d'un partenaire commercial pour tamponner.
Şuradaki var ya ben olmasam kardinalin kıçı kadar morarmış halde olurdu. Ve bu...
Sans moi, lui, il aurait le visage plus rougi que les fesses d'un cardinal.
Bakalım bu tür gözlem değerinde kimlerin var.
Je veux savoir qui mérite une telle surveillance.
Bu listede başkası var mı?
Quelqu'un d'autre sur la liste?
Bu yüzden birden fazla isim var
C'est pour ça que j'ai plusieurs noms.
Bu yüzden Üç-X var.
Voilà d'où vient Triple-X.
Bu yüzden Üç-X var.
Voilà pourquoi il y a Triple-X.
Biz insanlar da sonunda ikisini de kaybettik. Bu yüzden Üç-X var.
Et nous, le peuple, on a fini par perdre les deux.
Bu işin arkasında sizlerden biri var.
L'un de vous est derrière tout ça.
Kötüleri yakalamak için bu aygıtlara gerçekten ihtiyaç var mı?
Il vous faut tout ça pour arrêter les méchants?
Bu kötü çocuklarda bir uçakta delik açmaya yetecek güç var derken şaka yapmıyordum.
Je ne rigolais pas en disant que ces trucs sont assez forts pour faire un trou dans l'avion.
- Bu adamların elinde gerçeği mi var?
Et eux, ils ont le vrai? Oui.
Bu son cinayetle ilgili bilinen çok az detay var ama polis First Mackey Bank soygununun geri kalan iki şüphelisinin kimliklerini belirledi.
Nous avons peu de détails sur ce meurtre, mais la police a identifié les deux derniers suspects dans le braquage de la First Mackey Bank :
Çok üzgünüm. Bu geceki resitalini kaçıracağım ama bir fikrim var.
Je suis vraiment désolé de rater ton truc ce soir, mais j'ai une idée.
Chris, bu gece kafanda kalan tüm beyin hücrelerine ihtiyacımız var, tamam mı?
Chris, on a besoin de toutes les cellules restantes de ton cerveau ce soir, OK?
Bekle, Leeds bu akşam açık hava etkinliğimiz var dememiş miydi?
Leeds n'a-t-elle pas parlé d'une soirée portes ouvertes?
Şey, yani, 3 erkek kardeşim var. Bu yüzden bolca pratik yaptım.
J'ai trois frères, alors, j'ai eu de l'entraînement.
Peki bu komployla ilgili hiç kanıtınız var mı?
Avez-vous des preuves de ce complot?
Bu işin arkasında onlar var.
Ils sont coupables, je te dis.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19