English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bunları al

Bunları al traducir francés

1,721 traducción paralela
Bu arada bunları alın.
Tenez, prenez ça.
Bunları alıp kapının önüne koy.
Prends-les et laisse-les devant la porte d'entrée.
Bunları alıp, Santiago'yla yatağı ve odanı kurmaya başlayabilirsiniz.
Prends ceci et commence à faire le lit avec Santiago, à arranger la chambre et tout ça. Buddy.
Bunları alıyorum.
Vous savez, je prends ceci.
Bunları alıyor musunuz?
Est-ce que vous prenez ça?
Bunları al... ve sabah ateşini yine ölçeriz.
Tiens, prends ça... Et on reprendra ta température demain matin.
ve sende bunları al..
{ \ pos ( 192,250 ) } Prenez ceci.
Bunları alıyorum.
Je les prends.
"Belki gider kendinize.." ".. şu farklı Milano Kurabiyelerinden alırsınız. " " Belkide tüm bunlar sadece hayal kırıklığı.. "
Peut être que vous sortirez pour acheter ces cookies de Milan uniques, ou peut être que tout ça va disparaître.
Bunlar elektrikli teçhizatlar. Elektrikli motorlardan bakırı ve kaliteli çeliği alıyorlar.
Ce sont des armatures, des armatures électriques, d'où ils prennent le cuivre et l'acier de haut de gamme des moteurs électriques.
Bir insan neden bunları hedef alır ki?
Pourquoi quelqu'un voudrait les prendre pour cible?
Bunlar donanma maaşıyla alınmaz.
McGee, on ne collectionne pas tout ça avec une pension de la marine.
O duvarı aştıklarında, bütün bunları da alıp götürdüler.
Quant ils ont franchi ce mur, ils ont pris tout ça avec eux.
Demek istediğim, o çılgınca yakınlaşma burdan meydana geliyor, ve bu seçenekler olmayınca, biri Londra'ya gittiği için tüm bunlar senden alınınca..
Je veux dire, c'est de là que vient l'intimité, et sans ces options, quand on te les retire parce que quelqu'un déménage à Londres...
Bunların toplu alındıklarını biliyoruz.
Donc, nous savons qu'ils ont été achetés en même temps.
Tabii ki var. Bunların ne olduğunu bulmaktan kimse beni alıkoyamaz.
Ca ne m'empêchera pas de chercher à les connaître.
Bunları da alıyoruz, sence sakıncası yoksa.
- On va prendre les deux, si tu veux bien.
Ve bunlar, sonuçların alınmasını ve birazda olsa iyimser olmamı sağlayan şeyler.
C'est là que je vois de l'optimisme, et qu'il y a des résultats.
Sana bunların hepsini anlatmak 37 saatimizi alır.
Ca prendrait 37 heures pour t'expliquer tout ça.
Aslında buna alışmış olmam gerekirdi, çünkü bunların işin olduğunu biliyorum.
Parce que ce sont tes affaires. Mais c'est chiant dans des moments pareils.
Al bunları.
Là, prenez ça.
İnceleyecek olursak, bunların hepsi Genessee Creek ve küçük bir kızın alıkonulup öldürülmesiyle başladı.
Et dire que tout a commencé avec Genessee Creek et l'enlèvement et le meurtre d'une petite fille.
Bu mesajı alırsan, orada buluşalım. Yeni mesaj klasörü boştu, yani biri bunları dinlemiş.
Le dossier "nouveaux messages" est vide, donc quelqu'un les a ecoutés.
Onları temizleyip çamur örneği alıyorum. Ama bence Booth bunları bir profilciye göstermeli.
Je les nettoie et prends des échantillons de boue, mais Booth devrait les montrer à un profiler.
Herşeyini de evde bırakmış Sanırım tavan arasında bir sürü müthiş........ şeyler var, ve o da beraber çalıştığımızı biliyor ve bunları teslim alıp almak istemediğimizi merak ediyor Ben de bir kaç şey satın aldım
Je pense qu'il y avait tout un tas de superbes choses dans la mansarde, et elle savait qu'on travaillait ensemble, et elle voulait savoir si on était intéressées pour tout consigner, donc j'ai rapporté quelques petites choses.
Al. Bunları kullan. Yeni iş bölümü.
Nouvelle division du travail.
İşinizden alıkoyduğum için üzgünüm. Ama Belediye Başkanı bunları gönderdi.
Désolé d'interrompre vos occupations, mais le bureau du maire m'a envoyé ceci.
Çünkü bunların Filipinlerden alınmadığından emin olmak zorundayım.
Juste pour être sûre qu'ils ne viennent pas d'une fac philippine.
Al, bunlar senin.
C'est pour toi.
Ah, ve bunları getirdi, limonlu pasta, al bir tane, gerçekten harika.
Oh elle a apporté ces barres de citron, prends-en une, elles sont vraiment délicieuses.
Yüzüğü alırlar ve tüm bunlar boşa gider.
Ils prendront la bague, et on aura fait tout ça pour rien.
ama bunlar... biliyorum. imza alırken düşürdüm onları.
Mais c'est ceux de.. Je sais, je les ai pris alors..... qu'ils donnaient des autographes.
Al, bunlar senin için.
Ici.
Bunları sen gelip alıncaya kadar saklayacağım.
Ça, je les garde... jusqu'à ce que tu viennes les rechercher.
Dr.Zarnow her şeyi mahvedecekti. Eğer bilgiler kafandan alınabilseydi, o da bunları elinden kaçırmış olacaktı.
Le Dr Zarnow risquait de tout faire rater, s'il parvenait à extraire les secrets, elle perdrait l'Intersect.
Ah, Tanrım. Üzerimden al bunları. Uyuşturucu.
Mon Dieu, enlevez-moi ça!
- Al, bunları benim yerime teslim et.
- Tiens, rapporte-le pour moi.
150 tane lambayı nereden alırsın? Bunlar dizel pompaları ve öyle görünüyor ki bu şeylerden hala mazot akıyor.
Ce sont les tuyaux pour le diesel, il semble qu'ils sont toujours capables de fonctionner.
Alın bunları.
Prenez-les.
Yani bunlar alışkanlık, öyle mi?
Donc, vous y êtes habitués, c'est ça?
Bunlar alışkanlık.
C'est une habitude.
Evet, Ronnie amcayla aptalca şeyler yapardık. Ama bunlar Harold için alıştırma olmuş!
Oncle Ronnie et moi, on faisait les marioles, mais pour Harold, faut croire que c'était un entraînement.
Bütün bunları buradan alıp Götürmeni istemiyorum.
D'accord? - Je ne veux pas que tu les gardes.
Çocuklar bunları oyun salonlarından ya da çocuk pizzacılarından alıyor.
Les gosses en ont pour les foires ou pour les pizzerias pour enfants.
Jenna Donovan'ın reklam ajansındaki dolabından alınan çantasından bunlar çıktı.
On m'a apporté le sac de Jenna Donovan qui était dans son vestiaire à l'agence.
Bunları ne kadardır alıyorsun?
Tu les prends depuis longtemps?
Bunlar benim alışık olduğum fosillere hiç benzemiyor. Demek istediğim...
Ils ne ressemble pas aux fossiles que je connais. ça...
- Bütün bunlar çok zaman alır. - Elimizdeki tek şey bu.
- Trop long, on aura pas le temps.
Bunlar, toplumda dolaşan kitapların izin alınarak – yetki ile - basılmasını ve yanı sıra devletin kontrolü altında, kralın ya da prensin kontrolü altında olmasını sağladılar.
Ils s'assuraient que les livres qui circulaient dans la société étaient autorisés, étaient les éditions autorisées, mais aussi sous le contrôle de l'état et celui du roi ou du prince.
Alın bunları, İblis adam kahpeleri!
- Bouffez ça, les bestiaux!
Al bakalım bunları sana getirdim.
Je t'ai apporté ceci.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]