Buradan traducir francés
69,324 traducción paralela
Buradan iki şekilde çıkarsın Jensen.
Tu peux partir de deux façons, Jensen.
Onu buradan giderken gördüm. Çok dağılmış görünüyordu.
Elle semblait... plutôt paumée.
Git buradan.
Dégage.
Git buradan.
Va-t'en.
Buradan hep çikolata alırdı.
Elle achetait des bonbons.
Beni buradan götür.
Il faut que tu conduises.
İstersen buradan...
Tu veux...
Buradan çıktığında Hannah için nelerin farklı olmasını isterdin?
En quittant ce bureau, qu'aimeriez-vous voir changer?
Buradan kaç kişi savaşabilir?
Combien ici savent se battre?
Gizlediğim silah zulasının izini buradan, Ezekiel'ın değer verdiği birinin evine doğru bıraktım.
J'ai laissé des traces menant à une cache d'armes, puis à une personne chère à Ezekiel.
Gördüğün gibi tel örgüde bir sürü serbest çalışanım var. Bu yaşayan ölü andavallar, ayak takımını buradan uzak tutuyor.
J'ai de la main-d'œuvre gratos, des macchabées qui éloignent la racaille.
Buradan halledelim.
On peut le faire ici.
Buradan buluruz bak.
Ça va le faire.
Herkesi serbest bırakın ve buradan derhâl gidin.
Laissez partir tout le monde et partez tout de suite. Allez vous-en ou on tue celle-là.
Ben onu alırken sen aptal şeyi tut..... ve buradan siktir olup gidelim.
Va chercher ton stupide caillou. Attends, c'est trop tendu, là.
Bayım, lütfen buradan çıkın yoksa ölürsünüz.
Monsieur, veuillez sortir, ou vous mourrez.
Buradan ne kadar çabuk çıkarsam, o kadar çabuk besleneceğin bokları sıçmaya geri dönerim.
Plus tôt je sors, plus tôt je pourrai revenir prendre de la merde, et tu pourras revenir subsister avec ça.
Buradan sadece birimiz sağ çıkabilir ve ben hiç ölmedim.
Cela ne peut se terminer que par l'un de nous mort, et je ne suis jamais mort.
Bir gün önde gidip, buradan uzaklaşmasını sağlar, girmesini engelleyecek kadar sağlam dost bir limana sığınırım.
Pour me suivre, il devra quitter la baie. Je chercherai refuge dans un port assez puissant pour le repousser.
Senle valinin şu anda buradan gitmenize karşıyım.
Le gouverneur et toi ne pouvez pas partir.
Adamları geri çek ve peşimden buradan uzaklaş yoksa gelen milislere direniş gösteren herkes sorumlu tutulur- -
Baissez vos armes, et suivez-moi loin d'ici. Quiconque défiera la milice sera responsable de...
Buradan çok uzak bir yer bulup seni oraya bırakana kadar benim gözetimimde kalacaksın.
Vous resterez sous ma garde en attendant que je trouve un endroit éloigné où vous relâcher.
Beni buradan çıkarma hakkına sahip olduğunu sanmıyorum.
Tu peux pas me chasser, légalement.
Buradan yakayı nasıl kurtaracağımızı çok merak ediyorum.
Je crains qu'on arrive jamais à passer à autre chose.
Buradan uzaklaşın hemen!
Allez-vous-en.
Ve üç parlak arkadaşınla birlikte Dört kişinin buradan geçeceği bilgisini aldım.
Vos trois brillants compagnons sont tout aussi admirables. On m'a informée de votre passage.
Bir saat önce buradan çıkmam lazımdı, Noel arifesi falan.
J'aurais dû être partie il y a une heure.
Şimdi, onu buradan çıkart.
Maintenant, finissons-en et faites-le sortir.
Eviniz buradan arabayla 1 saat uzaklıkta.
Vous habitez à une heure de route d'ici.
Hadi gidelim buradan.
Il est temps de se mettre en route.
Birlik ofisleri buradan iki seviye aşağıda ve hemen akabinde Tycho yönetimi de yer alır.
Les bureaux de l'union sont deux niveaux en dessous, et l'administration de Tycho, juste après.
Bu adamı çıkar buradan.
Emmène ce gars dehors.
- Götür onu buradan! - Anladım Yıldız Burgusu.
- Compris, Star Helix.
Sizleri buradan uzaklaştırmak için ne lazım Albay Johnson?
Que faudrait-il pour faire partir vos hommes, Colonel Johnson? Armes?
Buradan çıkana kadar 40 yaşına gelebilirim!
Je pourrais avoir 40 ans avant de sortir d'ici!
- Biri beni buradan çıkarsın!
- Quelqu'un! Faites moi sortir d'ici!
Eğer kendimi ifade edemiyorsam ve o da yalan söylüyorsa buradan nasıl çıkmam bekleniyor?
Si je peux rien dire et qu'il ment, comment je sors d'ici?
Lütfen söyleyin, buradan dışarı nasıl çıkmam bekleniyor?
Dites-moi. Comment je sors?
Bugün buradan bir kaç blok ötedeki bir bakkalda nöbet geçirdi.
Il a fait une crise aujourd'hui. Au magasin pas loin d'ici.
Buradan çıkana kadar kırk yaşına gelebilirim!
J'aurai 40 ans quand je sortirai!
Sizi buradan duyamıyoruz. Savaşta kaybettiğimiz oğullarımız hakkında konuştuk.
Nous avons parlé de nos fils qui sont tombés à la guerre.
Defol git buradan.
Fiche le camp.
Onu buradan götürün.
Fais-la dégager.
Ben Quinn'i buradan çıkardığımda.
- Dès que je sors Quinn de là.
Ofisim buradan 10 dakika uzakta.
Mon bureau est à dix minutes.
Çıkar beni buradan.
Mes excuses, Général.
O yıl boyunca, buradan buraya metamfetamin içip mastürbasyon yaptım.
Cette année-là, entre ces dates, je n'ai fait... que fumer de la meth et me masturber.
Buradan geçip, merdivenden ineceksiniz.
Par ici, en bas des escaliers.
Yeter ki beni buradan çıkar.
Faites-moi sortir d'ici.
Hem bugün buradan gitmiş olacağız. Polislere sahte kimliğimi verdim.
En plus, on part d'ici aujourd'hui.
Götürün onu buradan.
- Sortez-le.
buradan gitmek istiyorum 41
buradan git 21
buradan gidiyorum 95
buradan defol 18
buradan gideceğiz 20
buradan gidiyoruz 79
buradan çıkmak istiyorum 29
buradan gidelim 164
buradan gitmeliyim 39
buradan gitmelisin 25
buradan git 21
buradan gidiyorum 95
buradan defol 18
buradan gideceğiz 20
buradan gidiyoruz 79
buradan çıkmak istiyorum 29
buradan gidelim 164
buradan gitmeliyim 39
buradan gitmelisin 25