English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bıktım artık

Bıktım artık traducir francés

1,644 traducción paralela
Sen Kenny Sims'le dışarıdayken, çocuklarımın haftanın her gecesi bakıcıyla kalmasından bıktım artık.
J'en ai assez de voir mes enfants abandonnés à une baby-sitter Chaque soir de la semaine pendant que tu sors avec ce putain de Kenny Sims.
Her şeyin her zaman bu kadar berbat olmasından bıktım artık.
J'en ai marre que tout soit tellement merdique tout le temps.
Jimmy'nin şeylerinden bıktım artık.
J'en ai marre des trucs de Jimmy!
Bu pis kuzen meselesine dayanmandan bıktım artık, ve o kötü çarpışmada sanki sen her istediğini yapabilirsin çünkü sen yakalandın ben yakalanmadım!
J'en ai marre que tu me sortes l'excuse du casse pour faire ce que tu veux parce que tu t'es fait coffrer ce soir-là et pas moi!
Senden yaşamam gereken minimumun üzerinde para istemekten bıktım artık.
J'en ai assez de me battre pour que tu me donnes plus que le minimum vital.
Saçmalıklardan bıktım artık.
- Je suis fatigué de ces conneries.
Çocuk menüleriyle uğraşmaktan bıktım artık.
J'en ai marre de faire des menus pour enfants!
Bıktım artık senden sen her zaman -
J'en ai assez que tu...
Bıktım artık bundan. Yormaya başladı beni.
J'en ai marre de ces conneries...
Senden bıktım artık!
J'en ai plein le cul!
Çünkü gerçek şu ki, bıktım artık. Ambalaj kağıtlarından, adres değişikliği kartlarından, yeni şehirler tanımak... yeni arkadaşlar aramaktan bıktım.
À vrai dire, je suis fatiguée de faire des boîtes et changer d'adresse, de ville, d'amis.
"Et her şeyden önce gelir" lafından bıktım artık.
Je suis fatigué d'entendre "La viande avant tout".
- sana tek bir şey söyleyeyim bir sürü ihtiyar herifin kıçımı ellemesinden bıktım artık.
- En tout cas, j'en ai marre de me faire tripoter par une bande de vieux.
Oradan bıktım artık.
J'en ai assez de cet endroit.
Bıktım artık!
J'en ai assez!
Zavallı bahanelerinden bıktım artık!
Je ne supporte plus vos beaux discours.
Yoruldum ANgele. Yemin ederim. Her zaman batırmaktan bıktım artık.
J'en ai marre, Angela... marre de tout foirer,... marre des mensonges!
Bıktım artık!
J'en suis dégoûtée!
Salim, bıktım artık bu arabadan canıma yetti ha.
Salim, je n'en peux plus de cette voiture.
Bana bak, bu oyunlardan bıktım artık.
Ecoutez-moi. J'en ai plein le dos de ces jeux.
İkinizin birbirinizle daima düşman olmanızdan bıktım artık.
Maudit! J'en ai assez de vous deux et de vos chicanes!
Bundan bıktım artık.
Ça commence vraiment à me fatiguer.
Bıktım artık. Buluşmamız gerek.
J'en ai marre!
Bıktım artık!
J'en ai marre!
Üniversiteli kızlardan bıktım artık.
J'en ai marre des étudiantes.
Taşınmaktan bıktım artık.
J'en ai marre de ramasser les pots cassés.
Dükkânda şikayetlerden, eziyet etmelerinden bıktım artık.
J'en ai assez de la quincaillerie, j'en ai marre de me faire emmerder.
Kötü olmaktan bıktım artık.
J'en ai assez d'être mauvaise.
Bıktım artık.
Ras le bol. - Ça va aller.
Şu hayatta artık hep işimde saçmalamaktan... ve birileri tarafından kovulmaktan bıktım artık.
Je suis fatigué de toujours galérer en bas de l'échelle sociale, en me faisant botter le cul par l'Homme...
Dini görüşlerini bize dayatmaya çalışmasından bıktım artık.
J'en ai marre de lui, il essaie toujours de nous imposer sa vision religieuse.
Beni sürekli olarak rahatsız eden bir öküz var. Bıktım artık.
Il y a ce crétin qui me cherche tout le temps et j'en suis malade.
Jimmy, konuşmaktan bıktım artık.
Jimmy, j'ai fini de parler.
Ondan bıktım usandım artık.
Il me rend vraiment malade.
Frank, biliyor musun? Artık bu olaylardan bıktım.
J'en ai marre!
Hepinizden bıktım artık.
J'en ai assez!
Ve ben ondan bıktım usandım artık!
Et j'en ai jusque-là!
Müşterilerimi ayartmandan bıktım usandım artık.
- Tu me piques tous mes clients.
Oğluma ne yapacağımı söylemenden bıktım usandım artık.
Ras-le-bol que tu me dises quoi faire avec mon gosse!
Artık bu oyunculuk işinden bıktım.
J'en ai marre que ça marche pas.
Kollarımı kavuşturup, sakince seninle konuşup seni anlamaya çalışmaktan bıktım usandım artık.
J'en ai marre de me tenir là, les bras croisés, à essayer gentiment d'établir le dialogue.
Bıktım artık anladın mı?
J'en ai marre, là.
Her yerde küp görmekten bıktım usandım artık.
J'en ai assez de trouver des cubes n'importe où.
Bunların sesini duymaktan bıktım artık.
- J'en peux plus de l'entendre prendre son pied avec Eddy.
Artık kendini hükümdar sanan ve bana değer vermeyen sizler için, canımı sıkmaktan bıktım.
J'en ai ma claque des mecs qui ne m'apportent rien et qui s'y croient.
Bıktım artık.
J'en ai marre!
Polisin yardımından bıktık artık.
Je suis claquée d'aider la police.
Ben bıktım artık.
J'en ai assez.
Bıktım usandım artık.
Eh bien, je suis trop fatiguée pour ça.
Tamam, ama yenilmekten bıktım artık.
Ok, mais j'en ai marre de perdre.
Suçlamalarından bıktım usandım artık.
J'en ai ras le bol de tes accusations

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]