Durumu ne traducir francés
2,635 traducción paralela
Durumu ne kadar basitleştirdin, aydınlık ve karanlık sanki diğeri olmadan öteki oluyormuş gibi.
Quelle vision simpliste, la lumière et l'obscurité, comme si l'un allait sans l'autre. Ensemble,
Babamın durumu ne olacak?
Il va arriver quoi, à mon père?
Onun durumu ne olacak?
{ \ pos ( 192,220 ) } Il tient le coup?
Onun durumu ne peki?
- Quelle est sa sit'?
- O halde durumu neden lehimize çevirmeyelim?
Pourquoi ne pas tourner ça à notre avantage? - Comment ça?
Pek, ya kızın durumu ne olacak?
Avec ce qu'elle a vécu?
Kişisel bilgilerden konuştuğumuza göre, senle Asher'ın durumu ne?
Puisqu'on est sur le sujet, quid de toi et Asher?
- Onun durumu ne?
- Qu'est-ce qu'il se passe avec elle?
Bu durumu en iyi anlaması gereken kişi sensin.
- Je ne te comprends pas. Tu devrais, plus que tout le monde, être compatissante.
Demek istediğim şu : Bu durumu hiç mi sorgulamıyorsun?
Tout ce que je dis, ce est que vous ne avez même pas question à ce?
Evet, biliyorum ama bu durumu daha kolay bir hale getirmez.
Je sais, mais ça ne rend pas les choses plus faciles.
Kendisini bu duruma sokan insanların canını yakmak. - Ne durumu?
Mais de blesser ceux qui sont responsables de sa situation.
İki kişinin bir şeye başlamak istediği,... fakat ikisinin de olayı başlatan olmak istemedikleri durumu anlatıyor.
Il s'agit de ce moment ou sentiment quand deux personnes veulent commencer quelque chose mais qu'aucune des deux ne veut faire le premier pas.
Nasıl işse, ambulans doktoru eline yüzüne bulaştırmış. Onu omuzlarından mı ne kaldırmış. Durumu daha da kötüleştirmiş.
Et je ne sais trop comment, l'ambulancier a fait empirer la situation, l'a soulevé par les épaules, je crois, si bien que c'est encore pire que ce que cela aurait dû être.
Yani ondan durumu rahatlatacak miktarda para istemenin senin için ne gibi zararı olur ki?
Je veux dire, ne serait-il pas justifié que tu lui demandes une participation afin de t'aider?
Durumu pek de iyi değil ve kocamla ona yardım etmem üzerine biraz tartışmıştık.
Je veux dire, il ne fait pas très bien, et je me suis dans une dispute avec mon mari si je devais l'aider.
- Ne durumu?
Quelle situation?
Endişelendiğinizi biliyorum bayan. Fakat durumu istikrarlı.
Ne vous en faites pas, son état est stable.
Durumu kızıştırmak istemiyoruz.
On ne veut pas que les choses s'aggravent.
Bu durumu düzeltene kadar okula gitmesen daha iyi olur.
Jusqu'à ce que ce truc soit réglé, tu ne retourneras pas à l'école.
Çarpışma durumu olursa bu yetmez.
Ça ne suffit pas à une situation de combat.
Belki beni katı bulacaksın ama bazen durumu olduğu gibi. kabullenmek zorundayız.
Bon, je sais que ça sonne injuste, mais parfois, tu ne peux rien y faire.
Endişelenme. Yetkilerle durumu ben ayarlarım.
Ne vous inquiétez pas, régler " la chose avec les autorités compétentes.
Giovanni durumu böyle görmüyorsa peki?
Mais si... Giovanni ne considère pas le sacrement comme nous?
Orada durumu izleyen bir kişi ile konuştum ve bana şunu söyledi hepsi Jamie'nin aldığı anlaşmayı istiyorlarmış, ama alamıyorlarmış.
J'ai parlé à une personne qui gère la situation, et elle m'a dit qu'ils veulent tous le même accord que Jamie Dimon et ne l'auront pas.
Bazen silahını ateşlemen gerekir, masa jokeyi seni! Bak, olaya ne gözle baktığını bilmiyorum ama senin için durumu kısaca bir özetleyeceğim.
Écoute, je ne sais pas comment tu vois les choses, mais je vais éclaircir ta vision.
Yani, durumu anladınız, değil mi? Aşağı yukarı orada ne olduğunu?
En ce qui concerne l'image, vous avez compris en gros de quoi il s'agissait?
Toplumda en yüksek katmandan aşağıya doğru indiğinizde sosyo-ekonomik durum açısından düşülen her basamakta, birçok hastalık yüzünden sağlık durumu kötüleşir.
Quand on descend des hautes strates de la société, en terme de statut socio-économique, à chaque marche vers le bas, la santé se détériore par je ne sais combien de maladies différentes.
"Özel bir durumu var" da ne demek?
Qu'est-ce que t'entends par : "Il a un problème"?
Miguel, geçirdiği depresyonla ilgili annesiyle konuşmayı denedi ama o bunu duymazlıktan geldi. Bu durumu reddediyordu.
Il a essayé de lui parler de sa dépression, mais elle ne voulait rien entendre.
Size haber, spor, hava durumu ile?
- Cher! - Il ne l'aime même pas.
Durumu iyi değil.
Elle ne va pas bien.
- Mezuniyet aldatmacası durumu. - Ne?
- Les besicles de fin d'année.
Çok geçmeden durumu anlarlar.
Ils ne vont pas tarder.
Göz ardı edemeyiz bu durumu.
On ne peut pas rester sans rien faire.
Asla olmayacak ve bu durumu değiştiremezsin.
Il ne le sera jamais, et tu ne pourrais rien y changer.
Durumu anlayacağımı da ne ara fark ettin?
Ai-je déjà changé d'avis?
Planladığım kadar olgunlaştım aslında. Durumu anlayacağımı da sanmıyorum.
Je ne projette pas de mûrir davantage, et je ne change pas d'avis.
Durumu böyleyken, bir hafta dayanmaz bu.
Il ne tiendra pas la semaine.
Tehdidin ne kadar ciddi olduğuna bağlı olarak durumu federallere iletiyor ya da iletmiyorlar.
Selon la gravité de la menace, ils transmettent ou non aux fédéraux.
Ben sana teşekkür etmek istemiştim bu güzel durumu bozmadığın için.
Je veux... Je veux te remercier de ne pas avoir... envenimé les choses.
Durumu anladığını sanmıyorum.
Vous ne semblez pas comprendre.
Yönettiğin yeri durumu hakkında hiçbir bilgin yokken.
Vous ne me semblez pas au fait de ce qui se passe.
Gabe'in zamanini çalmaktansa, bu durumu ona da söylesen daha iyi olmaz mi?
Vaudrait mieux dire la vérité, et ne plus gâcher son temps, non?
Bebekten bahsediyorum, durumu pek iyi değil.
C'est le bébé, il ne va pas bien.
Eğer bu durumu kabul etmezseniz o zaman size önerim, hemşirelerin hastaların ve yatakların derhal toplatılıp gönderilmesini emredin!
Si cette condition ne vous convient pas, je suggère que vous annonciez aux patients et aux infirmières de faire leurs valises et de partir sur le champ.
Bu ortamdaki durumu baz alırsam sanırım dünyadaki en iyi baba değilsin.
Et, en considérant la situation, je me dis que vous ne devez pas être le meilleur des pères.
"Ölüm kalım" durumu asla bitmeyecek.
Le truc de "vie ou mort" ne s'arrête jamais.
Ne, şimdi de hava durumu spikeri mi oldun.
Quoi, t'es madame météo? Non, regarde la balise.
Durumu anlamadınız herhâlde.
Vous ne comprenez pas la situation.
Ama ben ne dersem diyeyim Sosyal Hizmetler yine de durumu yeniden değerlendirmek zorunda ve bu süreçte Zola sizin evinizde kalamaz.
Mais peu importe ce que je dis, les services sociaux devront réévaluer le placement. Et pendant que c'est fait, Zola ne pourra pas rester chez vous.
durumu nedir 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139