Dıyorum traducir francés
33,011 traducción paralela
Yardım etmeyi bırakıyorum.
Je vais arrêter... d'aider. On doit quadriller la ville.
Başkan Yardımcısının bir Anonim Alkolikler toplantısında görülmesinin şu an kardeşinin ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.
Et bien, je ne pense pas que le fait que l'adjoint au maire soit vu à une réunion d'alcooliques anonymes soit exactement ce dont ton frère a besoin en ce moment.
Bunun için çabalıyorum ama ben sıkışıp kalmış gibi hissediyorum.
J'essaye d'aller de l'avant, mais je... Je veux aller de l'avant. Je me sens coincé.
Kızını tanıdığını sanıyorum.
Je crois que vous connaissez sa fille.
Mutlu olmanın fikrini kabul etmekte niye zorlanıyorum.
L'idée même d'être heureux est difficile à accepter.
Farklı şeylerle gelmeye çalışıyorum.
J'essaye d'aborder les choses avec une nouvelle approche.
Kendime daha olumlu yaklaşmaya çalışıyorum.
J'essaye d'être plus... optimiste pour moi.
Oliver, bunlar anı mı, his mi bilmiyorum ama bence sen bir kahramansın ve bunun bir yat yüzünden olduğunu sanmıyorum.
Oliver, je ne sais pas si ce sont des souvenirs ou des impressions, mais je crois que tu es un héros, et je ne crois pas que ce soit à cause d'un bateau.
Onu tanımıyorum mu sanıyorsun Curtis? Throwing Star Killer'dı o.
Tu penses que je ne sais pas qui c'était Curtis.
Bir kasa kiralamış. Dedektifler, sanıyorum ki kurbanımızın Ani nakit akışının
Lieutenants, j'en déduis que le soudain gain d'argent de notre victime avait quelque chose à voir avec le fait que...
Maalesef hepsini hatırlayamıyorum.
J'ai bien peur de ne pas me souvenir de tous d'entre eux.
- Buna katılmıyorum.
Je ne suis pas d'accord.
Fazlaca para kazanıyorum ama bir süredir mutsuzum.
Enfin, je sais que je gagne beaucoup d'argent. Mais ça fait longtemps que je n'ai pas été heureuse.
Uydudan ayarlama yapmaya çalışıyorum ama biraz zamana alacak.
J'essaye d'avoir une image satellite mais ça peut prendre un peu de temps.
Prensipte sana katılıyorum ama yasaları çiğnedin Isabel.
Sur le principe, je suis d'accord.
Katılıyorum, Hillerlar oldukça zengin.
Je suis d'accord, les Hillers ont de l'argent.
Tamam millet, Addison'ın bilgisayarına sızanı bilmiyorum ama bilen birini tanıyorum.
Les gars. Je ne sais pas qui a attaqué l'ordi d'Addison mais je pense connaître quelqu'un qui le saurait.
Seni hatırlıyorum. Sen kargo pilotusun.
tu es pilote d'avion cargo.
Görevi ve kaçırıldığımızı hatırlıyorum.
Je me souviens de la mission et d'avoir été capturé.
Anlamıyorum. Seni tuttuğumda gayet memnundun.
Je ne comprends pas, tu étais d'accord.
Atar yapmıyorum ama Amy epey bir sinirlendi. Sana acımadan saldırmam için beni tuttu.
Je suis pas énervé, mais Amy est hors d'elle, alors elle m'a engagé pour t'engueuler.
Dört gün içinde dışarı çıkıyorum, Eddy.
- Je vais sortir dans 4 jours, Eddy...
- Anlıyorum.
- Ah, d'accord.
Sizinle konuşmak isteyeceğini sanmıyorum.
- Elle est pas d'humeur à vous parler.
"Aptallara acıyorum."
Mes ovules continuent d'arriver.
Elimden gelenin en iyisini yapıyorum bana söylediğin gibi.
J'essaie d'en tirer profit, comme vous l'avez dit.
Şu anda bilgi almaya çalışıyorum.
J'essaie d'obtenir la confirmation.
Kiralık jant işini bırakıyorum, o yüzden.
- D'accord.
El bombasıymış. Sadece biraz ot arıyorum, Nadia.
Je recherche juste un peu d'herbe, Nadia.
d Alison d - d Biliyorum bu dünya d - Aly, dinle, senden çok hoşlanıyorum...
Aly, je t'apprécie vraiment,
- Fark etmez, çünkü katili tanıyorum.
Ça n'a pas d'importance puisque je sais qui est le tueur.
Sadece olaya gerçeklik katmaya çalışıyorum.
J'essaie juste d'être un peu réaliste.
Tamam, belki kıskanıyorum.
D'accord, peut-être que je le suis.
- Sadece iyi bir arkadaş olmaya çalışıyorum.
J'essaie juste d'être un bon ami.
Tamam, anlıyorum.
D'accord, très bien, je comprend.
Vay canına duymak için sabırsızlanıyorum.
J'ai hâte d'entendre ça.
Hayatımda bir kaç koltuk yastığı olması fikrine alışmaya çalışıyorum diyebilirim.
Disons que je me fais à l'idée que je vais avoir beaucoup plus d'oreillers.
Katılıyorum.
Je suis d'accord.
- Erica'ya katılıyorum.
Je suis d'accord avec Erica.
Ben de Todd ve Erica'ya katılıyorum.
Je suis d'accord avec Todd et Erica.
Capone'nin kasasını açar gibi açıyorum.
Comme le caveau d'Al Capone.
Barbi bebeklerle Amy Winehouse'un hayatını ve trajik ölümünü canlandırıyorum.
Je fais des reconstitutions de la vie et la mort tragique d'Amy Winehouse avec des barbies.
Şarkıya adını verdiğini düşünmekten kendimi alamıyorum.
J'aime imaginer qu'elle a été appelée comme ça d'après la chanson.
Alice Tetch'in kanıyla ilgili bir haber yapıyorum da.
J'écris une histoire sur le sang d'Alice Tetch.
Alanında bu kadar uzman sadece birini tanıyorum.
Je connais un seul gars avec ce niveau d'expertise.
Sana söylediğim gibi, onu tanımıyorum bile!
Je te dis que j'ai jamais entendu parler d'elle!
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyorum ve benim gibi meta insanları buluyorum.
On me connaît comme assistant scientifique. Secrètement, avec mes amis de STAR Labs, je combats le crime et cherche des métahumains comme moi.
- Tamam, sana katılıyorum. Evet!
Je suis d'accord.
Cesaretlendirilmeye ihtiyaç duyduğunu hiç sanmıyorum.
Je doute qu'il ait besoin d'encouragement.
Ben kardeşime yardım etmeye çalışıyorum.
J'essaye d'aider mon frère.
Bunu engellemeye çalışıyorum, biliyorsun.
J'essaie d'éviter ça.
diyorum 468
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorsun 241
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyoruz 105
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorsun 241
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyoruz 105
diyorlar ki 68
diyordun 20
diyorsunuz ki 20
diyorduk 19
diyordu 197
diyordum 66
diyordum ki 63
diyorlardı 52
diyordun 20
diyorsunuz ki 20
diyorduk 19
diyordu 197
diyordum 66
diyordum ki 63
diyorlardı 52