Ed traducir francés
7,651 traducción paralela
Sorun yok Ed.
- Qu'est-ce qui est arrivé?
Sadece sür, Ed.
Conduis, Ed.
Ed, kapa çeneni ve sür.
- Oh, mon Dieu. - Ed, tais-toi et conduis.
Birini öldürdüm.
Oui, Ed. J'ai tué quelqu'un.
Neden?
- Ed.
Ed, eğer eve sürmezsen, ikimiz de hapse gireriz.
- Pourquoi? Ed, si tu ne nous reconduis pas, on va aller en prison.
Tanrıya küfretme Ed.
Seigneur. Ne blasphème pas, Ed.
Ed Tepik.
Ed Kick.
- Ed gidiyor.
Ed s'en va.
Çamaşırları yıkardım, bahçeyle ilgilenirdim. Ed eve geldiğinde yemeğini her zaman masada bulurdu.
Je faisais la lessive, je jardinais,... toujours un dîner sur la table pour ED quand il rentrait à la maison.
Çamasirlari yikardim, bahçeyle ilgilenirdim. Ed eve geldiginde yemegini her zaman masada bulurdu.
Je faisais la lessive, je jardinais... toujours un dîner sur la table pour Ed quand il rentrait à la maison.
Aylaklar Ed'i yakalamasaydı şu an burada olmazdım.
Si les rôdeurs n'avaient pas eu Ed, je ne me tiendrais pas là à l'heure actuelle.
Onu kesin tanırsın sen. Ed!
Tu vas forcement le reconnaître.
- Ed, vermut hakkında ne biliyorsun?
Ed, qu'est-ce que tu sais sur le vermouth?
Ed, haklıymışsın. Pima bir gömüymüş.
Ed, tu avais raison, Pima est un trésor.
Adı Ed Clark'tı.
Il s'appelle Ed Clark.
- Baban seni neden Ed'in yanına bıraktı?
Pourquoi vous a-t-il placée chez Ed?
Ed ile dosttu.
Lui et Ed étaient amis.
Ed beni yanına almayı kabul etti.
Ed a accepté de me prendre.
Ama Ed seni hiç resmi olarak evlat edinmedi.
Mais Ed ne vous a jamais officiellement adoptée.
Neden Ed'i görünce etkilenmedin?
Pourquoi n'avez-vous rien ressenti en voyant Ed?
73 dakika Ed'in cesedine bakıp pinti dedektifle konuştuğumu biliyorum. Çünkü zamana bakmıştım.
Et je sais que j'ai passé 73 minutes à voir le cadavre d'Ed et à parler avec l'inspecteur Petit-Cul, car j'ai regardé l'heure.
Ed'i morgda gördüğümde tepki vermememin sebebi onu gördüğüm anda, sanki sonsuza dek ölmüş olmasıydı.
La raison de ma non réaction quand j'ai vu Ed à la morgue c'est parce qu'au moment au je l'ai vu, c'est comme s'il était mort depuis toujours.
Adı Ed Clark'tı.
Il s'appelait Ed Clark.
Hadi. Hadi.
Allez, Ed.
Onları izlemen gerekiyordu, Ed ile Peggy'yi.
Vous deviez surveiller Ed et Peggy.
Böyle söyleme Ed Blumquist.
Ne dis pas ça, Ed Blumquist.
- Ed.
Ed.
Gücünü harcama.
Ed, garde tes forces.
Yardım et Ed.
Aide-moi, Ed.
Aman Tanrım! Ed.
Oh, mon Dieu, Ed.
Ed, dışarı çıktılar ve kurtarıldılar!
Ed, ils se sont échappés! Ils ont été sauvés!
Ed. Ed!
Ed Ed!
- Ed'e bakmamız gerek.
- On doit voir Ed.
Ed'in kan izlerini takip ettik.
On a suivi les traces de sang d'Ed.
Ed size söyler.
Ed vous le dira. Ed.
Ed, Ed, Ed?
Ed!
Hadisene Ed. Kurtarıldık.
Viens, Ed, on est sauvés.
Ed, Ed, Ed!
Ed! Ed?
Hadisene Ed!
Viens, Ed.
Ed Masry ile birlikte Los Angeles'taki ağır topları devreye sokup davayı alabilmişti.
Ed Masry et elle ont fait appel à des poids lourds pour y arriver.
Sonra da Mathis ve Ed birbirine girdi.
Ensuite Mathis et Ed se sont attaqués mutuellement.
Ed'den mi özür dileyeyim?
Je m'excuse envers Ed?
Aman Tanrım.
- Ed.
Konuş benimle, Ed.
Parle-moi, Ed.
- Bilemiyorum Ed.
Je ne sais pas, Ed.
Ed.
Ed.
Ed!
Ed?
Ed!
Ed!
Ed, geldiler!
Ed, ils sont là!
Ed'e değil.
Pas à Ed.
ediyorsun 23
ediyoruz 18
edwina 111
edgar hoover 20
edeceğim 58
edebiyat 33
edecek 16
edebilirsin 21
edemem 93
edemezsin 37
ediyoruz 18
edwina 111
edgar hoover 20
edeceğim 58
edebiyat 33
edecek 16
edebilirsin 21
edemem 93
edemezsin 37