Fazlasıyla traducir francés
4,353 traducción paralela
Fazlasıyla.
Très personnels.
Herkes fazlasıyla emindi.
Tout le monde était si sûr..
Bu rapor bize fazlasıyla yetki verir.
Ce rapport nous donne largement assez pour un mandat.
Fazlasıyla iyi.
Très, très bien.
Fazlasıyla zor olduğunu biliyorum ama elimde başka bir şey yok.
Je sais que c'est peu probable, mais c'est tout ce qu'on a.
- Tony'den fazlasıyla sıkıldım, ve denizde başka balıklar da var.
J'en ai plutôt assez de Tony, et il y a d'autres poissons à pêcher.
30 sene boyunca nötrleştiricilerin hevesini fazlasıyla yaşadım.
J'ai monopolisé la joie du neutraliseur pendant 30 ans.
Erkeklerden hoşlanıyorum hem de fazlasıyla.
J'aime les mecs... beaucoup.
Beni bütün küçük ayrıntılara fazlasıyla dikkat eden Spencer Hegman'la ortak yapmaz mıydın?
Tu ne penses pas que j'aurais préféré avoir pour partenaire Spencer Hegman et sa célèbre attention aux détails?
Çünkü bence fazlasıyla iyi bir iş çıkardım. GÖrünüşe göre eve bir ezik gibi dönüyordum, ki bu da çok mantıklı. Çünkü ezikler genelde aileleriyle yaşar.
Il semblerait que j'allais rentrer à la maison en tant que perdante, ce qui est logique, étant donné que les perdants vivent en général chez leurs parents.
Aksan fazlasıyla gerçek ve... malesef kontrolümün dışında.
L'accent est trop réel et... malheureusement, c'est... ce n'est pas ma faute.
İnanın bana. O nöbetçi kulesinde fazlasıyla kurşun var.
Fais-moi confiance, on a un paquet de munitions dans cette tour de garde.
Fazlasıyla kolay bir şekilde.
Un peu trop facilement.
Evet, kaldırabileceğim nostaljiyi fazlasıyla yaşadım.
Yeah, je pense que j'ai eu la dose de nostalgie que je peux supporter.
Adını nasıl istersen öyle söyle, ama şunu hatırla, Sonya'nın mali üstünlüğü ile ilgili eksik kaldığım herşeyi Suç organizasyonu içinde fazlasıyla kapatırım.
Appelez ça comme vous voulez mais souvenez vous de ça, même si je manque de compréhension pour l'arrangement financier de Sonya, j'ai plus que fait pour cette organisation.
Bunun için fazlasıyla geç kaldın, küçük kardeşim.
T'as un jour de retard et bien à court de dollars, petit frère.
Fakat diğer ihtiyaçlarımız konusunda fazlasıyla bilgilisin.
Mais tu t'y connais dans d'autres domaines.
İstediğimizi verirsen karşılığını fazlasıyla alırsın.
Tu en recevras bien plus si nous arrivons à bon port.
Çabalarımın karşılığını fazlasıyla aldım ve paylaşmak isterim.
J'en ai trop pris, j'aimerais partager.
Bu teklif beni fazlasıyla hayrete gark etti.
Offre accueillie avec une merveilleuse surprise.
Kendini takdim eden adamı tanımam için fazlasıyla talihli olmam gerekirdi.
La Chance serait plus aimable envers moi, pour connaître celui qui s'est présenté.
Anlaşma yapmak için fazlasıyla mühim bir vasıf. - Yaşadığını mı düşünüyorsun?
et avec ça toute l'importance dont il a besoin pour négocier.
Bayım, basitçe, Erobos müvekkilime 5 milyon dolar borçludur,... onaylı kontratını fazlasıyla esnettiklerini anlıyoruz,... ama ortada müvekkilimin...
Pour faire simple, Erobos doit 5 millions à ma cliente. On a compris, leurs contrats publicitaires les ruinent, mais ma cliente ne...
Tasmayı fazlasıyla meraklı bir sarışına takacak kadar öngörülüydüm.
J'ai eu la sagesse de mettre un collier à une blonde particulièrement curieuse.
Kendimi fazlasıyla geliştirdiğim bir tecrübe oldu.
C'était une expérience très enrichissante.
Bu erkeklik testi için fazlasıyla hazırız.
On est trop bien équipés, là.
Yeniden düşünmen için fazlasıyla ısrar ediyorum.
Je vous demande vraiment de reconsidérer cette décision.
Sen zaten fazlasıyla yaptın.
Tu en as déjà fait beaucoup.
Bir müttefik olarak fazlasıyla güçlüyüz.
En tant qu'allié, nous sommes très puissant.
Sosyal Hizmetler'i bilgilendirmeniz elinden geleni yapmaya çalışan birini çocuğunu tehlikeye atmayla suçlamak... Yetkinizi fazlasıyla aştınız, Dr. Napur.
Votre avertissement aux services de l'enfance, accusant de mise en danger enfantine contre une grand-mère qui faisait de son mieux pour... vous avez outrepassé votre autorité, Dr Napur.
Fazlasıyla naziksiniz.
Vous avez été bien plus que gentil.
Eğer sorun yeteri kadar kötüleşirse çaresizlikleri hedef pazar kampanyasını fazlasıyla efektif hale getirecek.
Si le problème est assez grave, leur désespoir rend une campagne marketing ciblée efficace.
Tüm bunlar bana fazlasıyla garip geliyor.
Tout ce truc commence à me sembler un peu bizarre.
Evet ama aynı zamanda son derece hırslı, fazlasıyla becerikli ve yazıları da muhteşem.
Oui, mais elle est aussi très ambitieuse, très compétente, et c'est une plume remarquable.
Çünkü elimdeki fazlasıyla başımı ağrıtıyor.
Celui que j'ai pris, m'a assez causé de maux de tête.
Bu olayı fazlasıyla abartıyorsunuz.
Tu lis ça en étant bien trop impliqué.
Paramı isteyen biri için fazlasıyla kaba davranışlar.
Affreusement grossier pour quelqu'un qui veut mon argent.
Haddini fazlasıyla aştığının farkındasın herhalde?
Tu prends des risques.
Ee, OCD'm şu an fazlasıyla kontrol altında- -
Et bien, mon TOC est vraiment en ordre maintenant...
Tamam, gerilim fazlasıyla yükseliyor, ve bence tahrik edici bir dil kullanmamaya dikkat etmemiz çok önemli- -
Ok, les émotions sont plutot intenses ici présentement et je crois que c'est vraiment important qu'on évite d'utiliser un langage aussi enflammé... des mots comme "stupide"
Neden her gün biraz daha iyi olamadığınızı anlayamıyorum. Tek çocuk olmak fazlasıyla zor.
Je ne comprend pas pourquoi tu ne peux pas être un peu comme tout le monde être enfant unique rend extremement solitaire.
Hmm, peki, başlangıç olarak, fazlasıyla yargılayıcısın.
Mmm, bien, pour commencer, tu portes extrêmement de jugements.
- Fazlasıyla kullanıyorsun.
- Tu utilises beaucoup les gens.
Tasmayı fazlasıyla meraklı bir sarışına takacak kadar öngörülüydüm.
Je lui ai donné une bonne idée de collier jusque là une blonde particulièrement curieuse.
Ben fazlasıyla yaptığımı düşünüyorum.
Je veux dire, je sens que j'en ai fait assez.
Fazlasıyla afaki bir soru.
Ce serait trop approximatif pour être pertinent.
Mutlu bir striptizci olarak fazlasıyla para kazandım.
Oh oui. Je me faisais bien plus d'argent quand j'étais une gogo danseuse heureuse.
Bir defa fazlasıyla yaşlıyız.
D'abord, nous sommes trop âgés.
Fazlasıyla şaşırtıcısın, biliyor musun?
Tu es surprenant, tu sais.
Eğer gücünü fazlasıyla geri kazanırsa veya seni rahatsız ederse, tekrar kanını boşalt.
S'il récupère un peu trop de force ou s'il t'ennuie juste, saigne le encore.
Ve bunun yanında fazlasıyla geç kaldınız bayım.
Et toi, mon ami, tu es très en retard.