Fransızca traducir francés
1,953 traducción paralela
Benimle Fransızca konuştular.
Elles m'ont parlé en français.
Bakın, biliyorum, şu ana kadar işler pek de iyi gitmedi, aslında Fransızca demek istediğim, Londra'nın tablolar kadar güzel, küçük bir kasabasında yetiştim, ancak beni tanıyan insanlar bilir ki, akıllıyım.
J'ai dit en français que j'ai grandi dans une petite ville appelée Londres, c'est pittoresque, mais... Ceux qui me connaissent diraient que je suis intelligente, discrète et forte.
Lot 29-Fransızca romanlar...
Lot 29 - romans divers en français...
Eğer matematik öğretmem beklenmezse, veya Fransızca, veya beceri dersleri.
Et bien si je ne devais pas enseigner les mathématiques... ou le français... ou le talent.
Annen sana ingilizce, almanca ve fransızca da öğretmişti.
C'est moi qui ai fait placer ton père aux Nations Unies.
Galiba Fransızca konuşuyor. Fransızca mı?
- Du français.
Hangi Çinli, Fransızca konuşur ki?
Depuis quand les chinois parlent français?
Fransızca bilmiyorum.
Je parle pas français.
Fransızca bilen birini bulur musunuz lütfen?
Trouvez quelqu'un qui parle français, merci.
Çok iyi Fransızca biliyor.
Elle parle français.
Elimizde sadece Fransızca konuşan bir suikastçi var Fransız Konsolosluğu'nda bir limuzin havaya uçtu ve Uluslararası Suçlarla Mücadele toplantısı iki gün sonra Paris'te yapılacak.
On a un tueur qui ne parle que français. Une limo explose au consulat de France. Et le Tribunal Pénal siège à Paris dans 2 jours.
Fransızca "İki kere şimdi, bir kere de duşta" nasıl söylenir?
Comment on dit : 2 fois ici et une fois dans la douche, en français?
Neyse, bugün sınıfta, Fransızca dersinde Bay Leclerc benimle tam olarak flört etti.
M. Leclerc m'a carrément draguée. - Et voilà!
Kendi biografisini yazdığı kitabı okuyacak kadar Fransızca'mı geliştiremediğim için üzgünüm.
Je n'ai pas encore pu la lire, à cause de ma faible connaissance de la langue française.
Bu arada bu dans, bir halk oyunu olup adını Fransızca "Contredanse" dan almıştır.
En passant, on appelle ça la danse du pays, inspirée de la contredanse française.
Fransızca, Yunanca, İbranice, Latince, söylesene kaç lisan biliyor?
le français, le grec, l'hébreu, le latin... Combien de langues est-ce qu'il parle?
Fransızca Finali Hazırlayan Shayne Wilson Sağol, dostum. Kıçımı kurtardın.
Merci, tu m'as sauvé la vie.
Ne zaman Fransızca konuşacağım ki?
J'aurai jamais l'occase de parler français.
- Orada Fransızca konuşuyorlar.
Ils parlent français.
Büyük olasılıkla Fransızca konuşulan bir yere.
Sans doute quelque part où l'on parle français.
O da Fransızca konuşuyor.
Elle comprend le français.
Fransızca bilip bilmediğinizi soruyor.
Pardon, je ne comprend pas le français
Fransızca, lütfen.
En français, s'il te plaît.
Çok iyi Fransızca konuşuyorsunuz.
Vous parlez très bien français.
- Fransızca.
C'est français.
- Fransızca?
- Français?
- İnşallah Fransızca'dır. - Ben mi?
- J'espère que tu lis le français.
İngilizce bilmiyor. Sadece Fransızca biliyor.
Elle ne comprend pas l'anglais, que le français.
Fransızca konuşmuyorum ve kimseyi de tanımıyorum.
Ben, je parle pas français et je connais personne ici.
Almanca, Fransızca ve İngilizce.
L'allemand, le français et l'anglais.
Fransızca işi, seni baştan çıkarmak içindi.
C'était pour pas que tu devines!
Gerçekten mi? Ben de gidip Fransızca kasetler alıp üç hafta boyunca çalışmıştım.
Mais j'ai acheté une méthode de français, j'ai potassé 3 semaines.
İşte Fransızca! Ben gelmiyorum!
- Non, je t'ai dit!
Grayer'ı haftada üç kez Fransızca çalıştır.
Parlez français avec Grayer au moins 3 fois par semaine.
Fransızca mı? Yüce Meryem!
Merde, alors.
Fransızca şarkılar söylüyorum.
Je lui chante en français.
Fransızca'ya da beraber çalışabiliriz.
Et nous pourrons étudier ton Français ensemble.
Arkasında fransızca bir yazı var.
Oui, quelque chose est écrit derrière, en français.
İngilizce ve Fransızca, çeviri bilgim aniden yok oldu.
L'anglais et le français qui sont les langues que je traduis... disparaissent brusquement.
Biliyor musun rüyanda Fransızca konuşuyordun?
Sais-tu que tu parles en français quand tu rêves?
- Fransızca bilmiyor musun?
Tu parles français?
Fransızca da ; 'sıhhatler olsun'demek.
C'est du français.
Senin gibi, Fransızca falan konuşan üst sınıf biri, nasıl oldu da er oldu?
Comment ça se fait qu'un aristo causant français soit qu'un simple troufion?
Hemşire Tallis, siz biraz Fransızca konuşuyordunuz, yanlış hatırlamıyorsam.
Nurse Tallis, vous parlez un peu français, si je me souviens bien.
Bu Fransızca. Okuyamam.
C'est en français, je ne sais pas le lire.
Nasıl yani? Okulda Fransızca öğretmiyorlar mı?
Tu n'apprends pas le français, à l'école?
- Fransızca biliyor musun? - Evet.
- Tu parles français?
Fransızca "konuşamıyorum".
Je ne parle pas français!
Söyledim ya, onun Fransızca'sı benimkinden daha iyidir.
Enchanté de votre connaissance.
Sen de Fransızca öğren.
Alors, apprends le français ou crève.
Fransızca bilmiyorum.
Je ne parle pas français.