Genç adam traducir francés
4,092 traducción paralela
Hey! Sapık genç adam!
Surtout que vous avez même donné un supplément!
Ve bu yegâne genç adamın babasının ona bıraktığı gizli mesajı bulma çabasını ve o mesajın onca engeli aşarak ona nasıl ulaştığından söz edecek.
II racontera comment un jeune homme singulier remua ciel et terre pour retrouver un message secret de son père... et comment, grâce à ce message, il réussit... à trouver sa place.
Şu genç adam. Nedir onun adı?
Ce jeune homme, comment se nomme-t-il?
Farkındayım, birçok insan bu genç adamın aslında bir kurban değil de ergen bir erkeğin en uç fantezisini yaşayan biri olduğunu düşünüyor.
Je sais que beaucoup estiment que ce jeune homme n'est pas une victime, mais quelqu'un qui vit le fantasme absolu de tout adolescent.
- Sola dön, genç adam.
- À gauche, jeune homme.
Merhaba genç adam.
Bonjour, jeune homme.
Bu gece harikaydın, genç adam.
Vous avez été merveilleux ce soir, jeune homme.
"Genç adam, yatağa gitme vaktin geldi."
"Jeune homme, c'est l'heure d'aller vous coucher."
"İlk müdahale, genç adamı sahilde kurtardı".
" Une réaction rapide a permis à une femme de sauver un homme à la plage.
Bu genç adam bizim için öldü!
Ce jeune homme est mort pour nous!
Bu genç adam Boston Massachusetts'li.
Ce jeune homme vient de Boston.
Erkek bir beyaz genç adam var. Köşede yerde yatıyor.
nous avons un jeune mâle blanc au coin de, uh,
Ölen genç adamı düşünüyor musun?
Tu penses au jeune homme qui est mort?
Evet, İrlanda Kurtuluş Örgütü barış için ısrarcı olduğunun altını çizmeye devam ediyor görünüşe göre örgüt genç adam ve kadınları Londra toplu taşıma ağına bomba koymaya gönderiyor... bu nedenle birçok insan buna inanmakta güçlük çekiyor.
L'IRA réaffirme sa volonté de faire la paix, mais c'est difficile à croire quand tout indique que l'IRA envoie des gens poser des bombes dans les transports en commun.
Nasılsın, genç adam?
Tout va bien, jeune homme?
Arkadaşların bunun için sana teşekkür edebilirler, genç adam.
Tes camarades peuvent te remercier.
Genç adam yazarlıkta staj dönemine başlamış.
Le jeune homme débuta son apprentissage pour devenir écrivain.
Genç adam ilk defa yurdunu özlemeye başlamış.
Pour la première fois, le jeune homme se languit de son pays.
Bütün bunlar geçmişte kalalı uzun zaman olduktan sonra artık yaşlanan genç adam bir kitapçıya girmiş.
Longtemps après tout cela, le jeune homme, devenu un vieil homme, passa devant une librairie.
Şu genç adamı görüyor musunuz?
Vous voyez ce jeune homme?
Genç adam, bu direkt olarak Bay Stark'ın beynine iletilebilecek elektiriksel bir akım.
Jeune homme, c'est une charge électrique qui peut être directement envoyée dans le cerveau de Mr Stark.
Bana öyle geliyor ki, genç adam büyük aptallığın, bahtınla uyumlu.
Il semblerait, jeune homme, que vous soyez aussi stupide que chanceux.
Hatırlayacağınız üzere, Sayın Yargıç, bu genç adam şiddetli ve uzun süreli saldırıda bulunduğunu kabul etti.
Si vous vous en souvenez, il a plaidé coupable d'agression violente et acharnée.
Sayın Yargıç, babalık umutları bu genç adamı değiştirdi ve son fırsatı iki eliyle kavrayacaktır.
Le fait de devenir père a changé ce jeune homme. Il est plus que prêt à saisir cette chance.
GENÇ ADAM
Y - YOUNGBUCK
Dünya hızla dönüyor, genç adam.
Le monde bouge vite, jeune homme.
Rahat, genç adam.
Repos, jeune homme.
Bu yakışıklı genç adam bir adet Lucrezia arıyor.
Ce charmant jeune homme cherche une Lucrezia.
Genç adam, şampanya fiskiyesinden öylece içmek iyi bir davranış değil.
Jeune homme, on ne boit pas à même la fontaine de champagne de cette manière.
Evet, resimde bir çok genç adam var, sokakta ya da orada burada Avery beni görmüştür onlarla.
Il y avait quelques jeunes garçons qui traînaient dans le milieu, et Avery m'avaît vu avec eux dans la rue...
Geri gel bakalım buraya genç adam.
Reviens ici, jeune homme.
İnanılmaz güçlü genç bir adam.
Un jeune homme d'une force incroyable.
Genç bir adam ölmeye niyetli.
Un jeune homme envisage de se tuer.
- Genç bir adam, adının Paul olduğunu söyledi.
- Un jeune, il m'a dit s'appeler Paul.
Seninle tanıştığıma memnun oldum genç adam. Ben de öyle.
- Ce fut un plaisir.
İki yıl önce, Newark'tan genç bir adam, camını tuğlayla kırarak Whitney Müzesi'ne girdi.
Il y a deux ans, un jeune homme de Newark est rentré par effraction dans le Whitney Museum en cassant une vitre avec une brique.
Bunun için biraz genç gözüküyor olabilirim ama,... samuray geleneğinde, bir erkek bir kadını sevdiği zaman, adam otomatik olarak kadının çocuklarının ruhsal gardiyanı haline gelir.
Je peux paraître un peu jeune pour le rôle, mais dans la tradition samouraï, quand un homme aime une femme, il devient automatiquement le guide spirituel de sa descendance.
Bu en çok korktuğum gün, şimdi genç bir adam hayatımı değiştirmek için göründü.
C'est le jour que je craignais le plus, un jeune homme est apparu et change ma vie.
Selam genç adam
- Bonjour, jeune homme.
Genç ve inatçı Thomas Buckley hepinizin bildiği gibi bir süre önce kendi hayatını benimkisini olabildiğince zorlaştırmaya adamıştı.
Le jeune et très tenace Thomas Buckley qui, comme certains d'entre vous le savent déjà, a un jour décidé de consacrer une partie de sa vie à rendre la mienne aussi difficile que possible.
- Bravo, Genç adam.
Bravo, jeune homme!
Altı yıI önce sokakta yürüyen genç bir adam gördüm.
J'ai vu ce jeune homme à pied dans la rue il y a environ six ans,
Ama o yaşlı bir adam Mario, sense genç bir taysın.
Mais c'est un vieillard, Mario, et toi, t'es un jeune étalon.
Oğlanlar... adam oldular artık, ve Lauren'da neredeyse vahşi bir hayvan gibi bana saldırmaya başlayan genç kız.
les garçons sont... des hommes maintenant Et Laurent est presque une adolescente, donc elle commence a me tourner autour comme un animal sauvage.
İhtiyar bir adam için, genç bir kızın hayranlığından daha cazip bir şey yoktur.
Il n'y a rien de plus attachant pour un vieil homme que l'admiration d'une jeune fille.
O zaman yazdığın şey bir nehir roman hikayesi. Genç bir adamın olgunlaşma hikayesi.
Il a dû te dire qu'un Bildungsroman raconte l'éducation sentimentale d'un jeune homme.
Genç, iyi görünüşlü bir adam, bir anda olaya dalıp biriciğine salça oluyor ve sen de onun nedenlerini sorguluyorsun.
Un jeune et beau mec, s'incruste et tourne autour de ta fille unique. Et tu doutes de ses motivations.
Genç adam...
Jeune homme...
Sınıf birincisi, en genç bilim adamı dalında Chad Kennedy ödülü almışsın. Tüm bunların yanında Söz'ün Koruyucusu'sun.
Premier de ta classe, vainqueur du prix Chad Kennedy premier prix du jeune scientifique - en plus d'être le Gardien de la Parole.
O adam genç ve aptaldı.
Ce type était jeune et stupide.
Tom, Başkan Adam West'le birlikteyim. Genç Scotty Jennings'in kayboluşuyla ilgili son bilgileri aktaracağım.
Tom, je suis actuellement en compagnie du Maire Adam West, avec les dernières informations concernant l'enlèvement de Scotty.
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adam ölmüş 24
adam değil 16
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28
adam ölmüş 24
adam değil 16
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28