English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Gidiyorlar

Gidiyorlar traducir francés

2,852 traducción paralela
Gidiyorlar gibi görünüyor.
Apparemment, ils s'en vont.
Gidiyorlar.
Ils partent.
Telefon kayıtlarına göre, havaalanına gidiyorlar.
D'après nos écoutes, ils vont à l'aéroport.
- Gidiyorlar.
On se casse. Quoi?
Vınn diye gidiyorlar falan.
Elles vont vite! Peu importe.
Sürekli "bütün bunlar nasıl oldu" diye düşünüyorum. Buna araba kopyalama diyorlar. Hırsızlar bir aracı çalıp, araç kimlik numarasını kullanabilmek için aynı üretim yeri ve modele sahip bir araç bulmaya başka bir eyalete gidiyorlar
comment ça a pu arriver? 215 ) } on trouve une autre voiture du même modèle et on utilise son NIV.
Nereye gidiyorlar?
Où vont-ils?
Carmen ve Grace yarın Teksas'a gidiyorlar.
Elles partent au Texas demain.
Tamam bütün bu arabalar 1 galonla neredeyse 0 mil gidiyorlar.
Toutes ces voitures consomment énormément.
İki tane dokuzluk mermi kovanı bulundu ve şuan tetkik için hastaneye gidiyorlar.
On a retrouvé deux douilles de 9 mm et on a fait le tour des hôpitaux.
Sese doğru gidiyorlar.
Ils se dirigent vers le son.
Hayır, annelerine doğru gidiyorlar.
Non, ils retournent chez maman.
Olduğundan daha iyi gidiyorlar.
- Ils n'ont jamais été aussi loin.
Lejyondaki askerlerinize bildirin,... -... eve gidiyorlar.
Dites aux soldats de la 501e qu'ils rentrent à la maison.
Gidiyorlar.
Ils s'en vont.
Muhtemelen, Göçmenlik Bürosu'na doğru gidiyorlar. Orası da hedefler arasında yer alıyordu.
Peut-être vers le Département de l'Immigration, c'est une cible.
Başa baş bir şekilde bitiş çizgisine doğru gidiyorlar.
Ils approchent de l'arrivée au coude-à-coude!
Oraya gidiyorlar.
Ils sont en route.
Bir tuzağa doğru gidiyorlar.
Ils se dirigent vers un piège.
Bir tuzağa doğru gidiyorlar.
De quoi?
Birlikte hoşuma gidiyorlar.
Les deux sont cool.
Sence nereye gidiyorlar?
Où crois-tu qu'ils vont?
Bordo bir ciple güneye doğru gidiyorlar.
Ils se dirigent vers le Sud, SUV bordeaux.
Onlar... Onlar buradalar ve gelip gidiyorlar.
Vous savez, ils sont là, dans des flashs.
Bu arabalar tıpkı bir hayalet gibi geçip gidiyorlar, görünmeden, hatırlanmadan.
Il y a des voitures qui passent comme des fantômes, qu'on ne vit ^ pas, qu'on ne se rappelle pas.
Havaalanına doğru gidiyorlar galiba.
Ils vont vers le tarmac.
Çıkışlara gidiyorlar!
Ils s'enfuient!
Şu da var ki... Bir dakikaya kadar hazır olur. Geri viteste 70 mil hızla gidiyorlar.
Ils roulent, je peux vous le dire à la vitesse de 90 km / h, en marche arrière.
Bazen işteyken, camdan dışarı bakıyorum ve kalkan uçakları görüyorum, bir yere gidiyorlar ve düşünüyorum... Ben de bunu yapabilirim.
Certains jours au boulot, je regarde tous ces avions décoller, partir très loin, et je me dis que je pourrais le faire.
En zayıf köy ve kasabalara gidiyorlar.
La Nation du Feu s'attaque aux plus faibles.
Kaçıranlar iki binek araçla doğuya doğru gidiyorlar.
Les kidnappeurs se dirigent vers l'est en voiture.
- Çek o ellerini üzerimden. Benim gibi adamlar oraya hayatlarını kazanabilmek için gidiyorlar.
C'est notre boulot d'aller crever là-bas!
Gidiyorlar.
Ils sont en train de partir.
Tam önümdeler, doğuya doğru Lytle Koyu'na gidiyorlar!
Devant moi, en route pour Lytle Creek.
Henry Hudson üzerinden kuzeye doğru gidiyorlar çok da hızlılar.
Ouais, ils se--ils se dirigent vers le nord sur Henry Hudson, et il conduit très vite.
Tüm birimlerin dikkatine, görünüşe bakılırsa Inwood tepe parkına gidiyorlar.
A toutes les unités, il semble qu'ils se dirigent en direction de Inwood Hill Park.
Amerika Ligindeki tüm zamanların en iyi namağlubiyet rekoruna gidiyorlar.
En quête du record absolu de la Ligue Américaine :
Yarışçılar şu anda keskin virajı dönüyorlar ve yokuştan doğruca kumarhane köprüsüne gidiyorlar.
Les voitures prennent la chicane avant de s'engager sur le viaduc du casino.
Nereye gidiyorlar?
Mais où vont-ils?
Gidiyorlar.
Ils partent
Gidiyorlar mı?
Oh. Ils partent?
Hâlâ Roma'lının peşinden mi gidiyorlar?
Ils accourent toujours vers lui?
- Galiba gidiyorlar.
- Ils s'en vont!
Gidiyorlar.
On se tire.
Yarın gidiyorlar.
Vos parents eux partent demain.
Her sabah aynı yolu kullanarak okula gidiyorlar.
Elles prennent le même chemin pour aller à l'école.
Prentiss ve Reid M Caddesi'nde kuzey istikametinde gidiyorlar.
Prentiss et Reid se déplacent vers le nord.
Sence nereye gidiyorlar?
Ils vont où?
Köprüye gidiyorlar.
Alpha 101, Alpha 412 et Alpha 407 en route vers le pont de Charlestown. Le pont!
Sen büyüdüklerini fark edene kadar onlar arabaya atlayıp gidiyorlar.
Un jour, ils empruntent la voiture, et adieu!
Los Angeles'ın merkezine gidiyorlar.
Nombreux aéronefs ennemis qui mitraillent, cap à l'Est et le centre de Los Angeles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]