English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Gittin

Gittin traducir francés

8,022 traducción paralela
Nereye gittin?
Où es-tu allé?
Nereye gittin?
Où étais-tu?
Elbisemi falan unutmadın, Marco'yu görmeye gittin.
Mais non. Tu es passée voir Marco.
- Niye gittin oraya?
Pourquoi faire? - Je te cherchais.
- Sen hiç gittin mi?
- Tu n'y a jamais été?
- Evet. - Uranyum madenine mi gittin?
Tu es allé à la mine d'uranium?
Sen hangi sihirbazlık şovlarına gittin?
À quel genre de spectacle de magie tu es allé?
Kasabanın yanmasını izlemeye gittin sanıyordum.
Je croyais que tu étais parti au poste d'observation regarder la ville cramer.
Çarşamba günü çabaladım, ertesi gün çabaladım, ve buğün de çabalamayı istiyordum, ama sen şu voleybol oyununu, oynamaya gittin, sonra öğrendim ki, aslında kız erkek karışık oynamışsın... herneyse işte.
J'ai essayé mercredi, j'ai essayé hier, et j'aurais essayé aujourd'hui, mais tu es parti jouer au volley, et j'ai appris plus tard que c'était en fait mixte...
Psikoloğa falan gittin mi?
Tu as vu un psy?
Lippitt Park'a gittin MR çektirmeye değil.
Tu es allé au parc Lippitt, et non à l'hôpital.
Nerelere gittin?
Et où vas-tu?
Askere mi gittin?
Vous l'étiez?
Nereye gittin sen, Julia?
Où es-tu passée, Julia?
Tuvalete gittin sanıyordum.
T'allais pas aux toilettes?
Öylece basıp gittin!
Tu as disparu.
- Grupça Randevu'da tanıştım. Yani kendini güzel gösterebileceğin çirkin kızlarla dolu bir randevulaşmaya gittin ve adamı oyunu getirdin.
Bien, bien, donc tu es allée à un groupe de rencontre avec une bande de filles moches pour te faire paraître belle, et tu as piégée un gars.
Pazar, pazartesi gelmedin. Üçüncü günde sinemaya gittin. Baba, bir dakika.
Tu n'es pas venue dimanche, lundi et le troisième jour, tu es allée voir un film.
- Kiminle gittin?
Qui t'as accompagné?
Sen hangi üniversiteye gittin?
Quelle était ton université?
Nereye gittin?
T'es allé où?
WrightWood Otel'inde poker oynuyordum. Poker oynamak için Dallas'a mı gittin?
Je jouais au poker à l'Hotel Wrightwood.
Hiç gittin mi? Hayır. Büyük olduğunu duydum.
Non, il paraît que c'est grand.
- Değil miydin? Şehrin öbür tarafına nasıl gittin?
Comment as-tu traversé la ville?
Ben doğduğum anda çekip gittin.
Tu es parti le jour de mon anniversaire.
Tom, nereye gittin?
Tom, tu es parti?
Gray'in barına gittin mi hiç?
Tu as déjà été au Gray's Pub?
Jules, liseyi bitirdin, üniversiteye gittin, emlakçılık lisansı aldın süper zeki bir çok büyüttün ama hiç kitap okumadın mı yani?
Jules, tu as été au lycée, à la fac, tu as un diplôme d'agent immobilier, tu as élevé un gamin intelligent, et tu n'as jamais lu un livre?
- Pekala, doktora gittin mi?
- Ok. Va chez le médecin?
Hayır! Andy, kaç iş görüşmesine gittin?
Andy, combien d'entretiens as-tu passé?
- Hiç cennete gittin mi? - Cennet?
- Je voyais pas ça comme ça, le paradis.
Sen gittin. Ben değil.
Tu l'as fait, pas moi.
Evet, bu yüzden gittin.
Ouais, alors tu es partie.
Holly'lere gittin mi?
Tu es allé voir chez Holly?
Beni bırakıp gittin. Ben de Jessica'yla takıldım ve o da bir tane çocukla yiyişiyordu.
Tu m'as abandonnée, j'ai passé la soirée avec Jessica, qui a roulé une pelle à un mec.
Hapisane kapanırsa diye sana tavsiyede bulunuyorum çünkü Albany'e kaçmadan önce bizi dolandırıp gittin ben de bölgenizdeki seçmenleri kocanın yalancı, yolsuzluk yapan ibnenin biri olduğuna dair bilgilendirme eğiliminde olabilirim.
Je suggère juste que si la prison devait fermer, comme vous nous avez escroqués avant de filer à Albany, je pourrais être tenté d'informer les électeurs de votre district que votre mari est un enculé menteur et détourneur de fonds.
- Woodstock'a mı gittin?
Vous étiez à Woodstock?
Sen Vassar'a gittin!
Tu es allée à la fac!
Yunanlı'ya gittin değil mi!
T'as trouvé le Grec!
Gittin ölülerin arasından bir haham mı bulup geldin?
T'as été chercher un rabbin chez les morts?
- Elbette. - O zaman neden gittin?
- Mais tu es partie.
- New York'a gittin mi hiç?
- Êtes-vous déjà allée à New York?
Üzgünüm. Gittin sandım.
Désolée, je croyais que vous étiez partis.
- Gittin.
- Tu es parti.
- Nereye gittin demin?
On vas-tu?
- Abraham'ı görmeye mi gittin?
Tu es allé voir Abraham? Oui.
Nereye gittin?
Où êtes-vous partis?
Sonrada gittin.
Ensuite tu es partie.
- Sonra eve mi gittin?
Et vous êtes rentré?
- Doğruca eve mi gittin?
Vous êtes rentré directement?
Çok ileri gittin Dell.
Tu es allé trop loin, Dell.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]