Hepsi orada traducir francés
539 traducción paralela
Mektup geldiğinde hepsi orada olmayacak zaten.
Ils ne seront pas tous là quand la lettre arrivera de toute façon.
Hepsi orada mı?
Le compte est bon?
" Kısaca, bilgilerimin hepsi orada.
La somme totale de mes connaissances.
Hepsi orada.
- Tout est là.
- Kazandık! Hepsi orada kalsın.
Laissons les choses en rester là.
- Hepsi orada.
- Ils sont tous la.
Hepsi orada işte, 50.
Le compte y est... Cinquante.
Hepsi orada değil.
Vous ne savez pas tout.
Hepsi orada, Metellus Cimber'den başka. O da seni evinde aramaya gitti.
Tous sauf Metellus, parti chez toi te chercher.
Hepsi orada.
Ils y sont tous :
Hepsi orada. Marylebone'den gidip onları almalarını iste. Ganimeti toplarlarken onları suçüstü yapın.
Il faut les prendre sur le fait, quand ils encaisseront.
- Hepsi orada.
- Tout est là.
Birinci sınıf kadınların hepsi orada.
Il n'y a que des femmes de grande classe là-bas.
Aile kütüğüne bakın, hepsi orada yazıyor.
Regardez dans le livret de famille, tout y est.
Bak tam karşındalar. Küçük tahtaların hepsi orada.
Regarde, devant toi, tu vois ces lattes de bois?
Haydi gençler. Genç bayanların hepsi orada.
Les demoiselles sont toutes là.
Hepsi orada.
Tout est là-bas.
Saymana gerek yok, hepsi orada.
Compte pas, tout y est.
Hepsi orada yazıyor.
Tout est là-dedans.
Hepsi orada mı?
Tout y est?
Ama eğer hepsi orada kapalıysa onları görmek için nasıl gireceğiz?
Mais s'ils sont tous enfermés dans cette cité hermétique, comment allons-nous les voir?
Hepsi orada.
Tout est là.
Hepsi orada.
C'est là.
Hepsi orada var.
Tout est là.
Hepsi orada dedektif. Kendi sözlerinizle.
Tout est là, inspecteur, dans vos propres mots.
- Sayabilirsin, hepsi orada.
Comptez-le, tout est là.
- Hepsi orada.
Tout est là, comptez-le.
Tüm bu kızlar, hepsi orada.
Toutes ces filles. Elles sont toutes là.
O gece orada binlerce insan vardı, hepsi beni gördü!
Le stade était plein à craquer ce soir-là! On m'y a vu!
Orada yazanların hepsi doğru.
C'est tout à fait exact.
Orada altı cinayet olmuştu, hiçbiri çözülemedi... ayrıca hepsi köyün önemli insanlarıydı.
Il y a eu 6 meurtres qui demeurent impunis... et ce sont tous des hommes importants dans le village.
Hepsi orada gazetede.
C'est dans les journaux. Papa?
Ona aşık oldum... Orada olanın hepsi buydu.
Je regrette que tout cela soit arrivé.
Spink ve Robson'da aradığım şey yoktu hani şu içinde barometre filan olan şu hepsi bir arada saattlerden ama Broadham şubelerini aradılar, ve orada bir tane varmış dediler ben de 13 : 30 trenine atlayıp almaya gittim.
C'était une de ces horloges avec un baromètre. Il n'y en avait qu'à la succursale de Broadham. Aussi ai-je pris le train de t3h30 pour aller l'acheter.
Orada hepsi var.
- Tout est dans la lettre.
Yüzündeki en ufak ayrıntıyı bile biliyordum ve hepsi orada var.
Je la connaissais si bien.
Yüzlercesi orada kıpırtısız duruyor hepsi bu yöne bakıyor, bekliyor.
Ils sont des centaines... à attendre, figés... à regarder de ce côté, patiemment.
Orada olursan, arkanı dönmeni isterim hepsi bu. Diğer tarafa bakmalısın.
Si vous êtes là, j'espère que vous ne regarderez pas, c'est tout, que vous regarderez ailleurs.
Şimdi hepsi emekli oldu ve orada başka yaşlı insanlarla salon oyunları oynuyorlar.
Maintenant, ils sont retraités... et ils jouent au Bingo avec les autres retraités.
Hepsi tümüyle orada, yüzünde.
C'est inscrit sur votre visage.
Halliwell, Denison, Hughes, hepsi de orada.
Halliwell, Denison, Hughes, ils sont tous là.
Orada ilk pozisyonda görüyoruz ve hepsi çıkmaya hazır...
En pole position, prêt à démarrer,
Zaten hepsi orada oturuyorlar öylece.
Tout est ici.
Eski mahkeme binası. Orada hepsi...
Dans l'ancien Palais de Justice.
Hepsi sizi bekliyor Senyor, yarın öğlen orada olacaklar.
Ils vont tous vous rencontrer Senior, ils seront là demain vers midi.
Veznedara göre, hepsi orada görünüyor, ki bu soygun amaçlı olmasını ortadan kaldırıyor.
Ça exclut le vol.
Hepsi orada, lanet sahilde olacaklar.
Rien que du fond de sable.
Derneğin birçok üyesi orada olacak, hepsi seninle tanışmak için can atıyor.
Presque tous les membres de l'Association seront là. Ils veulent vous rencontrer.
Gözünüzde orada oturan yaşlı bunakları, su sürahilerini canlandırın. Ve hepsi de çok bıkkın görünüyorlardı. Her şeyi daha önce de duymuş gibiydiler.
Imaginez tous ces vieux mecs assis, là, avec l'air de se barber, comme s'ils savaient déjà tout.
Hepsi orada değil, dostum.
Pas tout.
Bu yüzden sen bana birşey anlatana kadar tek gerçek bu sonra hepimiz eve gideriz, ve orada olacak hepsi bu.
À moins que vous n'ayez un autre argument, on rentre chez nous.
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada olurum 25
orada duruyor 22
orada biri mi var 55
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada olurum 25
orada duruyor 22
orada biri mi var 55
orada mı 137
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17