English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Iyi geldi

Iyi geldi traducir francés

2,149 traducción paralela
İşimi kaybettiğim için üzgünüm ama bir sürü "Anneciğim" karikatürü çizmek iyi geldi.
J'étais contrarié d'avoir été suspendu de la patrouille, mais j'ai dessiné pleins de Zou-oui maman et je me sens mieux.
Bu bira çok iyi geldi.
Cette bière est excellente.
- Evet, iyi geldi.
- Bien.
Seni bir dakikalığına görmek bana iyi geldi. Beni sakinleştirdi.
Ça m'a apaisé de voir ton visage un instant.
Seni görmek kalbime iyi geldi.
Ça me réchauffe le cœur de te voir.
Seninle konuşmak iyi geldi.
Ça fait du bien de parler avec toi.
Resmen içimi rahatlattın Bay Hawkins durumun farkında olduğunu bilmek çok iyi geldi.
Ça me soulage énormément, M. Hawkins, de voir que vous maîtrisez la situation.
- Evet, bu iyi geldi.
- Ça fait du bien, juste là.
Seninle konuşmak iyi geldi.
Te parler m'a aidé.
- Bana sesi iyi geldi. O seninki idi.
Je veux une autre culotte.
Bir dostu görmek iyi geldi.
C'est bien de voir un ami.
Bu çok iyi geldi.
Très thérapeutique.
Doğrusu çok da iyi geldi bana.
Et je l'avoue, ça fait du bien.
Nasıl iyi geldi bir bilsen.
- Ça fait un bien fou.
Uzun bir yürüyüşten sonra bu iyi geldi.
Après une longue marche, c'est divin.
- Nasıl iyi geldi!
Merci.
Sarah, sonunda bunu duymak o kadar iyi geldi ki.
Ça fait du bien de t'entendre dire ça.
Teşekkürler, Peter,... bu çok iyi geldi.
Merci, Peter, je me sens super bien.
Kestirmekten daha iyi geldi.
C'était plus vivifiant que de faire une sieste.
Geri dönmek çok iyi geldi.
- C'était bien d'y aller. - D'accord.
İyi akşamlar. Pablo Neruda'yla yaptığımız uzun bir tren yolculuğu aklıma geldi.
Je me rappelle un long voyage en train avec Pablo Neruda.
Oh, Bu iyi geldi.
Ah, ça fait du bien.
Gerçekten iyi fikir, çünkü çişim geldi.
Bonne idée, j'ai envie.
Üç gün sonra, 500kilo Afganistan otu ve dünyadaki en iyi haşhaşlar Kabil'den geldi ve Frankfurt ve Shannon aktarmasıyla New York'a gitti. Ertesi gün Greenwich köyünde içilebilirdi.
Trois jours plus tard cinq cents kilos d'afghan noir, le meilleur haschich au monde furent acheminés par avion de Kaboul, via Francfort et Shannon, vers New York, le lendemain, il était fumé à Greenwich Village,
Bana iyi bir fikirmiş gibi geldi.
Ça semblait une idée tout à fait valable.
Bu iyi bir şey, Jeremy sonunda kendine geldi.
C'est bien que Jeremy se soit enfin décidé.
O zaman iyi bir fikirmiş gibi geldi.
Sur le moment, l'idée m'a plût.
Bugün de, senin başına iyi bir şey geldi.
Aujourd'hui, il vous arrive une bonne chose.
- İyi geldi.
Ça va mieux!
Bana iyi gibi geldi.
J'ai l'impression que c'était bien.
Tekne mi? Evet. Suya girmek bana da iyi bir fikir gibi geldi üniversiteli.
Oui, aller dans l'eau est une excellente idée.
- Pizzalar geldi! - Şimdi iyi adamım, öyle mi?
Je suis un brave mec, maintenant, hein?
- Ama sonra üniversite işi geldi. - Ki Sınır Tanımayan Doktorlar her iyi doktorun hayalinin işidir.
- Médecins sans frontières, c'est super.
İyi olduğumu söylemişlerdi, ama aniden kan geldi.
Ils ont dit que c'est OK, mais soudain du sang est sorti.
Ben bira isteyecektim, ama bu da iyi geldi.
J'allais dire se boire une bière, mais c'est bien aussi.
- Aklıma iyi bir fikir geldi.
- J'ai une bonne idée.
Bu çok iyi geldi. Vay..
Ça fait du bien.
Bir kez daha söylüyorum çünkü iyi geldi :
Je le redis car ça fait vraiment du bien :
Duş iyi geldi.
Trop bonne, la douche!
- Bence artık küçük J için iyi geceler deme vakti geldi.
Petite J. doit dire bonne nuit.
İyi geldi mi?
C'est bien
- Yok, iyi. Taşikardi geldi. - Baksana ya.
Il y a une tachycardie.
- İyi geldi mi?
Ça fait du bien?
- İyi, bana iyi gibi geldi.
- Oui. - Ça va bien.
Dün akşamdan daha iyi bir şey başıma geldi.
- J'ai eu encore mieux hier soir.
İyi geldi mi?
Ça va mieux?
Şey, eğer Alberto'nun Tanrı'yla arası iyi değilse sanırım sonumuz geldi.
Sauf si notre Alberto a attiré les faveurs du type au dessus de nos têtes, ça pourrait être la fin.
İyi aklına geldi.
- C'est trop bon.
Hayır, şehir dışından iki tane müşterim geldi ve iyi vakit geçirtmemiz gerekiyor.
J'ai deux clients qui sont en ville, et ils doivent s'amuser un peu.
Hayır, tam tersi iyi geldi.
Non, du tout.
Neden öyle geldi bilmiyorum ama bence ikiniz çok iyi anlaşacaksınız. Harika.
Super.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]