Işim başımdan aşkın traducir francés
172 traducción paralela
Çok fazla yeni arkadaş edinme, dalavere ve dedikodu da istemiyorum. Zaten işim başımdan aşkın.
Ne te fais pas trop d'amis et épargne-moi de nouveaux potins.
Bana bak, dalga geçiyorsan, işim başımdan aşkın.
Je n'ai pas trop le temps de rigoler. Je te vois déjà tirer la langue.
Kusura bakmayın, işim başımdan aşkındı.
Je vous ai fait attendre mais j'ai beaucoup à faire.
Sezon için gelenler çok, benim de işim başımdan aşkın.
Messieurs, je croule sous le travail.
Zaten şu anda işim başımdan aşkın.
J'ai déjà les dents du fond qui baignent.
Elbet, yardım etmek isterim ama bu ay gerçekten işim başımdan aşkın.
J'adorerais t'aider mais je suis fauché en ce moment.
- Sınav kağıtlarıyla işim başımdan aşkın.
J'ai des corrections par dessus la tête. - Ça va vous prendre un bon massage.
Öldürülecek o kadar insan var ki işim başımdan aşkın.
Tant de gens à tuer, et si peu de temps!
Çok isterdim ama işim başımdan aşkın.
D'ordinaire j'adorerais, mais je suis débordé en ce moment.
Benim işim başımdan aşkın.
Je suis débordé, tu vois?
Zaten işim başımdan aşkın.
J'ai pas assez de problèmes?
Bak, bugün işim başımdan aşkın, tamam mı?
Ecoute. J'ai beaucoup à faire aujourd'hui, d'accord?
- Burada işim başımdan aşkın.
Ecoutez, je suis sur une enquête.
Evlenecek mi? Bak, Tru, işim başımdan aşkın.
Là je suis très occupé, tu sais.
Çok yoğunum, işim başımdan aşkın.
Je suis surchargé. Désolé.
Lex, şu anda işim başımdan aşkın.
Lex j'ai les mains occupées pour l'instant.
Tony, işim başımdan aşkın.
Tony, je suis saturé.
Kuyruğa gir Ryan, işim başımdan aşkın.
Fais la queue, Ryan, je suis surbooké.
Sağ ol anne ama şu anda işim başımdan aşkın.
je suis un peu débordé là.
Birkaç hafta olmuştur, işim başımdan aşkın.
Pas depuis quelques semaines, je suis débordé au boulot.
Zaten işim başımdan aşkın.
J'ai trop à faire.
İşim, onu düşünemeyecek kadar başımdan aşkın.
Oui, et Noël va arriver tellement vite!
İşim başımdan aşkın.
J'ai du travail.
Sadece altı tane ceza aldım. İşim başımdan aşkın.
J'ai reçu six mauvais points et tout ce travail à faire.
İşim başımdan aşkınken, aklım buna takılsın istemem.
Je ne veux pas être distrait quand j'ai du travail.
İşim başımdan aşkın. Pazarlıkla falan uğraşamam.
Je ne marchande pas.
İşim başımdan aşkın.
Je suis occupée.
İşim başımdan aşkın.
Je suis occupé.
İşim başımdan aşkın.
Je suis très occupé.
Ama bavul hazırlamalıyım. İşim başımdan aşkın olacak.
Je n'ai pas fait ma valise...
İşim başımdan aşkın.
J'ai beaucoup trop de travail.
İşim başımdan aşkın ve unutmuşum.
J'ai beaucoup trop de boulot.
İşim başımdan aşkın. Yaşlı Leland şu raporlar yüzünden sırtımdan düşmüyor.
Le vieux Leland me tanne pour que je finisse mes rapports.
İşim başımdan aşkın.
Je dois être partout à la fois.
İşim başımdan aşkın.
J'ai été débordé.
- İşim başımdan aşkın.
- Je sais.
Çünkü ben burada kalıp çalışmalıyım! Çatıyı kaplamam gerek,... temeli kontrol etmem gerek, her tür ince işi yapmam gerek. İşim başımdan aşkın, sense sadece birkaç piliç bulacaksın.
Je reste bosser, je dois finir le toit, les fondations, tout ça... et toi t'as qu'à trouver des meufs.
İşim biraz başımdan aşkın.
Je suis submergé de paperasse.
- İşim başımdan aşkın.
- Complètement submergée.
Üstüme varma. İşim başımdan aşkın.
Me fais pas suer, j'ai des soucis.
- Bak, gerçekten, gerçekten meşgulüm. 3 e kadar yetiştirmem gereken yığınla raporum var. İşim başımdan aşkın.
Attend Trev je suis très occupé j'ai plein de rapports à finir pour les trois d'en haut et ils sont a mes fesses tu comprend?
Zaten işim başımdan aşkın.
Je suis perdu.
İşim başımdan aşkındı ve acısını senden çıkardım.
Je suis noyée de boulot et j'ai passé mes nerfs sur toi.
İşim başımdan aşkın.
Je suis vraiment débordé.
İşim başımdan aşkın -
J'ai déjà bien assez.
İşe dönmem gerek. İşim başımdan aşkın.
- Au travail, je suis submergée.
- İşim başımdan aşkın. İki makale bitirmeliyim ve George Steinbrenner'la röportajım var.
Mais je dois finir deux articles et interviewer George Steinbrenner!
İşim başımdan aşkın.
- Bien sûr.
Şimdi olmaz, Perry. İşim başımdan aşkın.
Pas maintenant, Perry, je suis débordé.
- İşim başımdan aşkın.
- Je suis vraiment dépassée.
İşim başımdan aşkın zaten.
Comme si je n'avais pas assez de problèmes!