Işim var traducir francés
6,185 traducción paralela
- Çok işim var.
- Je suis très occupé.
Çünkü benim bir işim var zaten.
Parce que j'ai un travail.
Yapacak çok işim var.
Mais maintenant j'ai beaucoup de travail.
Ne işim var ne de evim.
Je suis au chômage et sans domicile.
Yeni makamımda hızlandırmam gereken bir sürü işim var.
J'ai beaucoup de choses à faire. Je dois m'organiser pour être à la page pour mon nouveau poste.
Burada ne işim var?
Qu'est ce que je fais ici?
Tabii, tabii, tabii, bak, işim var, baba.
Ouais, ouais, écoutes je suis occupé, papa.
Bunu söylemene memnun oldum çünkü sana göre bir işim var.
Je suis contente que tu dises ça, car j'ai un travail pour toi.
Yapacak bir sürü işim var.
j'ai beaucoup de travail à faire.
Sana okuldan sonra yoğurt yemeye gidelim mi diye mesaj attım, ve sen de bana işim var demiştin?
Je t'ai envoyé un texto après les cours pour voir si tu voulais aller manger un yaourt, et tu as dit que tu avais des projets?
Çünkü yapabiliyorum ama şimdi bir işim var, odaklanmalıyım. Twitter'da yazacağın saçma hikayeler için burada değilim.
Je peux le faire, mais je dois me concentrer sur mon boulot maintenant, j'ai plus le temps de remplir ta vie et alimenter tes tweets.
Benim de bir işim var.
Moi aussi j'ai un boulot.
Burada ne işim var, Lillian?
Qu'est-ce que je fais ici, Lillian?
- Yapacak işim var.
Et toi? J'ai un truc à régler.
Şimdi işim var.
Je suis occupé.
Buradan sonra bir işim var.
J'ai prévu un truc après ça.
Yapacak çok işim var.
J'ai beaucoup d'organisation à faire.
Yapacak çok işim var.
Je suis occupé.
İlaçlarımı alıyorum. Bir işim var. Ve çok çalışıyorum.
Et je travaille très dur.
Ne işim var avukatla? Ben de altıma don giymek istemiyordum ama şu halime bak.
J'ai pas besoin de mettre un pantalon, et pourtant, j'en porte un.
Bir saniyeliğine gittiğimi sanmıştım. Ama hâlâ yarım kalmış bir işim var.
Je pensais être partie mais il me reste des choses à faire.
- Benim burada ne işim var?
Qu'est-ce que je fais ici?
Tamam biraz daha işim var.
Ok, quelques minutes.
Sakin olun, size göre bir işim var.
On se calme, j'ai un truc pour vous.
- Şu an işim var.
- On est occupées.
Henry var, bir işim var, sevdiğim bir adam var.
J'ai Henry, un travail, un homme que j'aime.
Otur şuraya. Beyaz Saray'da bir işim var artık, Rosen.
J'ai un travail maintenant, Rosen, à la Maison Blanche.
Sana bir işim var...
J'ai du travail pour toi.
Senin için gerçek bir işim var.
J'ai un vrai boulot pour toi.
Bir işim var.
J'ai un... J'ai un truc à faire.
Benim iki işim var : İlki ve en önemlisi senin baban olmam.
J'ai deux boulots, et le premier, le plus important, c'est celui de père.
- İşim var.
Je suis occupé.
{ \ cHFBA800 } * * * [MRX] Senin için bir işim var.
MRX, j'ai un boulot pour vous.
Ama öyle olduğunu sanmıyorum, öyle olduğunu sanmıyorum, yani, bilirsin, yeteneğim olduğunu biliyorum, çok kibar ve kusursuzdum, bilirsin, iyi bir işim var, ufak değilim.
Mais je ne crois pas. Je ne crois pas. Je veux dire, je sais que j'ai des qualités.
İsim yapmaya hevesli birkaç silahlı çocuk var.
Y'a quelques gars qui sont armés, et qui voudraient bien se faire un nom.
İşim için buna ihtiyacım var.
J'ai besoin de ça dans mon travail.
Ne kayıtlı adresi ne de isim değişikliği gibi bir şey var.
Elle n'a pas d'adresse enregistrée. Pas de changement de nom, rien.
Oturacağı yerdeki isim kartını değiştirmeme gerek var mı?
Il faut que je change ça sur la carte qui indique où il est placé?
İsim kartı mı var?
Il y a une carte?
Bana yardım edersin belki. - İşim var.
File-moi un coup de main, mon frère.
Yapacak işim var ama.
Laisse-moi, je suis occupé.
Tamam mı? Bence çok garip birisin, çok ciddi cinsel sorunların var, benim bunlarla işim olmaz.
C'est clair que t'es un mec tordu qui a des méga problèmes sexuels et j'ai juste pas envie de m'en mêler.
İşim var.
J'ai un truc à faire.
Ehsan'ın hawala kayıtlarında herhangi bir isim yok, sadece transfer kodları var.
L'historique de l'hawala d'Ehsan n'indique aucun nom, seulement des codes de versements.
İsim var mı elinde?
Tu as des noms?
Hayatımı nasıl idame ettirdiğim hakkında fikrin var mı? Mesela işim?
Savez-vous ce que je fais, comme travail?
Tercih ettiğiniz bir isim var mı?
Y'a t-il un nom que vous aimeriez?
Ama işim var.
Mais j'ai ce truc. je ne peux pas venir au milieu du film...
- İşim var.
- J'ai un engagement.
Ayrıca burada başka bir işim daha var.
À part que j'ai des affaires ici.
- İşim var.
- Je travaille.
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
isim yok 36
işim yok 17
işim bitti 87
işim çıktı 17
işim başımdan aşkın 20
işim bu 64
varvara vasilyevna 23
isim yok 36
işim yok 17
işim bitti 87
işim çıktı 17
işim başımdan aşkın 20
işim bu 64