English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ L ] / Ler

Ler traducir francés

5,004 traducción paralela
Tamam. Küçük kızlar ve Valkyrie'ler, Rus sihirbaz Kenzlana'yı takdim ederim.
Petites filles et Valkyries, je vous présente la magie russe de Kenzlana.
Vanity'ler bölümündeki editörlerden birisi.
C'est un des éditeurs de la section "Vanité".
Vanity'ler bölümünde ne var peki?
C'est quoi, la section "Vanité"?
Peki. Yani eğer beni Vanity'ler bölümüne koymak istiyorsa...
Je veux dire, s'il veut parler de moi dans sa section,
- Aşırı tepki gösteriyor. Yakacak parası olabilir ama bu on binler değil on milyonlar.
Il peut avoir de l'argent à brà " ler, mais ce n'est pas des dizaines de milliers, mais de millions.
Ava ise yönetmek istiyor.
Ava veut la contrà ´ ler.
MH-60'la hiç uçmadim ama bizim Huey'ler o irtifayi kaldiramiyor, değil mi?
Je n'ai jamais volé dans un MH-60, mais les vieux Hueys ne pouvaient pas voler à cette altitude, non?
150 ekran LCD televizyon, iPad'ler, kameralar, hepsi yepyeni.
TV LCD 60 ", ipads, appareils photo... que du neuf.
Çocuğun nasıl yatırıldığını göz önünde bulunduralım ve hazır Brand'ler başkomiserin yanındayken gidip evlerini arayalım.
Vu comment elle est mise pour reposer en paix, Cherchons du côté de la maison des Brand pendant qu'ils seront avec le capitaine.
ve tüm Jenkins'ler ölene kadar asla durmayacağım!
Je n'arrêterais jamais jusqu'à ce que le dernier Jenkin soit mort!
Son kontrol ettiğimde Jumbee'ler de Elemental'di
Aux dernières nouvelles, les Jumbees étaient aussi des élémentaires.
Evet, o kapsülleri DRN'ler üzerinde kullanmayı bıraktığımızda herkesin ulaşabileceği bir yerde olmaya başladı.
Ces modules sont tombés dans le domaine public après l'arrêt de la fabrication des DRN.
Geçen hafta, MP5'ler, SUV ve Hamed'i şehir merkezinde, ekonomik kalkınma konferansında öldürme emri içeren bir sevkiyat aldılar.
La semaine dernière, il ont reçu une cargaison de MP5, et de 4x4, et l'ordre de tuer Hamed à la conférence sur le développement économique en ville.
- Romney basın ofisinde çalıştım ve ve söyleyebilirim ki ortalama olarak geçtiğimiz 6 ayda Haber Gecesi Cumhuriyetçi'ler hakkında 14 tane olumsuz haber yaptı ve...
J'ai travaillé dans l'equipe de presse de Romney et je peux vous dire qu'en moyenne sur les six derniers mois. News Night à sorti 14 infos négatives sur les républicains et sur tout le monde
- Büyük ihtimalle M-80'ler.
M-80, le plus probable.
David'ler koridorun karşısında yaşıyorlardı.
Les David habitaient juste en face.
Adı Hector, ve kendisi kiralık askerdir, Cheyenne'ler için.
Hector, et c'est un mercenaire pour les Cheyennes.
70'ler iyi ama 80'ler daha iyi.
70 % c'est bien. 80 % c'est mieux.
- Burke'ler.
- Burkes.
M4A1'ler askeri seviye silahlardır.
Ce sont des armes militaires.
- Fae'ler!
Tout le monde!
Una Mens'ler her yerde.
Les Una Mens sont partout.
Bunu teknede unutmuşsun. LSAT'ler yaklaşıyor, ihtiyacın olur diye düşündüm.
Tu as laissé ça sur mon bateau, je sais que les exams approchent, tu pourrais en avoir besoin.
Wilkes'ler yabancı.
Les Wilkes sont des étrangers.
- Ya Wilkes'ler çok iyiyse?
- Et si les Wilkes sont géniaux?
Evet, Wilkes'ler doğum günlerine, tatillere, cenazelere topluca giderler.
Les Wilkes viennent en nombre pour les anniversaires, vacances, funérailles.
Belki de Wilkes'ler fikirlerini değiştirir.
Peut-être qu'ils se raviseront.
80'ler deki bir filmde hissettim kendimi şimdi.
C'était comme l'intrigue d'un film des années 80.
Pak'ler kim?
Alors, qui sont les Paks?
Schumacher'ler mi?
Les Schumacher?
Schumacher'ler dört farklı çift terapisine gitmişler ve oradaki ziyaretçilerden biri, onun evine zorla girdiklerini söyledi.
Bien, les Schumachers sont allés dans quatre autres thérapies dans lesquelles un des autres membres disait que leur logement avait été cambriolé.
- Dinle, Schumacher'ler kurbanlarını tanıyorlar, tamam mı?
Regardez, les Schumachers... Tu sais quoi? Ils connaissent leurs victimes, d'accord?
AK'ler hakiki Rus malı.
Les AK sont des originaux russes.
Vur-kaç'ın bir ödeşme olduğunu biliyoruz çünkü 520'ler Delcampo'yu öldürdü.
On sait que la fusillade était une vengeance car les 520s ont tué Delcampo.
Tasarladığım özel Nike'ler gibi. Önlerinde "Tommy'nin Ayacıkları" yazıyordu.
Comme mes Nike personnalisées, avec "Orteils Mortels" sur le bout du pied.
Bir bakıma, kaçması Cotchins'ler için iyi olmuş çünkü eğer bu adam gelip düğünü basmasaydı çok para kaybedebilirlerdi.
C'est une bonne chose qu'elle se soit enfuie, pour les Cotchins parce que si ce gars n'était pas venu pour le mariage, ils auraient perdu beaucoup d'argent.
Bunlar e-mail ler mi?
Ces emails?
Sanırım bu Ritthamel'ler değil.
Je ne pense pas que ce soit les Ritthamels.
O adamlar onlar Vory'ler.
Ces hommes... Ce sont des voleurs.
Gemini'ler ölüyordu.
Les Gemini mourraient tous.
- Stacy'ler bir parti düzenliyor bu yüzden kalamayacağım.
- Stacy a organisé une fête, donc je ne vais pas pouvoir rester.
Ama Stacey'ler zengin.
Mais Stacey est riche.
Kensi ve Deeks'in Jermaine Stewart hakkında konuşurlarken duydum. Bu yüzden 80'ler haftası olduğunu düşündüm.
J'ai entendu Kensi et Deeks parlant de Jermaine Stewart, donc j'ai pensé que c'était la semaine des années 80.
Bunu 80'ler deki video kasetler ile yapmak çok daha zor olurdu.
Ça aurait été beaucoup plus difficile de s'en tirer avec des bandes vidéos dans les années 80.
A'lar ve B'ler var ama C yoktu.
" Des A, des B, mais jamais un C.
Haberin olsun son Augustine'ler için bu işin sonu hoş olmadı.
Juste pour te prévenir, ça n'a pas bien fini pour les derniers vampires Augustine.
Tüm Dunphy'ler için çok güzel bir gün oldu.
Super journée pour tous les Dunphys.
Neden dünyadaki Daphne'ler hep müziği seçme hakkı kazanırken Marshall'lar yol geçiş ücretlerini öder, biliyor musun?
Sais-tu pourquoi les Daphné du monde choisissent toujours la musique Et les Marshalls ont payer tous les péages?
! 80'ler çok çılgın zamanlardı.
C'était une époque folle, les années 80.
Karışmam ki zaten.
Comme si j'allais m'en mêler.
Dünkü Goonie'ler hakkında konusuyorsun.
Arrête de mentir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]