Nasıl bir iş traducir francés
498 traducción paralela
Burada ki insanlara nasıl bir iş yapacaklarını söylemiyor mu? Hayır.
Ce n'est pas lui qui organise le travail?
Bu seferki nasıl bir iş?
De quel genre est-elle?
Nasıl bir iş çıkardınız?
La mission a réussi?
- Nasıl bir iş?
- Quel type de travail?
Bu nasıl bir iş ki düzenbazlara ihtiyaç duyuyorsun?
Pour quelle sorte de job as-tu besoin de bandits?
Başınıza nasıl bir iş aldığınızın farkında mısınız?
Vous savez où vous mettez vos pieds?
Yaşlılar, hastalar ve evsizler için yerler var ama başarısız olanlar için yok. Başarısızlık bulaşıcı bir hastalıktır. Bu nasıl bir iş Chance?
Il y a quatre mois, le professeur Burtus Haven Smith se présenta contre le candidat de Finley.
Nasıl bir iş?
- Quel genre de travail?
Nasıl bir iş?
Quelle place?
Yetişkin biri için bu nasıl bir iş?
A ton âge!
Birlikte nasıl bir iş yapabiliriz, Bay Travis?
Et comment ferons-nous, M. Travis?
Bu nasıl bir iş?
Ce n'est pas l'horaire!
Nasıl bir iş?
Quel genre d'affaire?
- Nasıl bir iş?
- De quel type?
Sence nasıl bir iş için vasıflısın?
Pour quel travail te crois-tu qualifié?
Oh, nasıl bir iş?
Et que faites-vous?
Tam olarak nasıl bir iş?
Quel genre d'affaire?
Nasıl bir iş yapıyorsun?
A quelle saloperie es-tu mêlé?
Kibarlığımdan, bir adam nasıl bir iş yüzünden taşraya gider diye sormayacağım.
Je ne te demande pas ce que tu y faisais!
- Peki nasıl bir iş?
Quels genres d'affaires?
Böyle bir adama nasıl iş verirsiniz?
Comment pouvez vous supporter un tel individu?
Sen yanımda yokken hiçbir yerde iyi bir iş çıkartamam, bunu biliyorsun. ... sensiz nasıl başımı eğebilirim?
Je ne ferais de bon travail nulle part sans toi, tu le sais bien.
Bir iş çıkarsa size nasıl ulaşabileceğimi bilmiyorum.
Je ne sais pas où vous joindre si quelque chose se présente.
O ben olmalıyım. Bu iş yeni bir karateciye nasıl verilir?
Il ne faudrait pas que le poste nous échappe... pour être donné à un instructeur intello suivant la mode moderniste.
En geç bir saat sonra söyleyeceğim size ; nerede pusu kuracağınızı,... tam sırasını kollayıp nasıl davranacığınızı. Bu akşam bitmeli bu iş.
D'ici une heure au plus, je vous ferai savoir où vous poster, et le meilleur moment pour l'embuscade, l'instant propice, car ce doit être fait ce soir, et à distance du palais.
Bir kulüp nasıl iş yapar biliyorum.
Je sais faire rentrer l'argent!
Bir iş bulurum nasıl olsa.
Je trouverai d'une façon ou d'une autre.
Hem bu nasıl bir iş ki zaten? Pislik.
Tu parles d'un boulot!
- O iş nasıl olur kestiremiyorum. Sizi burada görmek bir zevk Bayan Neves.
- Je ne vois pas comment. - Quel plaisir, Mlle Eve!
- ( Fiskos ) Özel bir iş. - Nasıl?
C'est privé.
Nasıl bir resmi iş?
- Je n'aime pas ça.
Söyle bana, iş olmadan bir adam nasıl yaşayabilir?
Comment continuer à vivre... sans boulot?
İki yetişkin gibi davranıp güzel bir plan hazırlayalım, ben iş görüşmelerimi yapabileyim, siz de... o görüşmeleri her nasıl adlandırıyorsunuz, bilemem.
Tentons de nous comporter en adultes et de réfléchir à une solution, pour que je puisse avoir mes conversations d'affaires et vous vos... appelez cela comme vous voudrez.
Bu düşünceni hiç sevmedim. Bunu değiştirecek başka bir düşüncem yok. Hadi.Bu iş nasıl yapılır sana göstereceğim.
j'ai jamais aimé ce mec j'ai pas changé d'avis je vais vous montrer comment on tire
Söyle bakalım, senin gibi tatlı bir kız nasıl olur da hayatını böyle bir iş yaparak kazanır?
Comment une gentille fille comme toi se retrouve-t-elle dans un milieu pareil?
Benim iş kolumdaki biri böyle bir aleti nasıl taşır?
Comment quelqu'un dans ma ligne de travail peut-il se balader avec un engin pareil?
Ne iş yaptığını kontrol edeceğim, bakalım nasıl bir para önerecek.
Faut voir ce qu'il a fait, parler de ton cachet.
Silindirik bir objenin de bu iş için nasıl kullanıldığını gösterdim.
Le même usage peut être fait d'objets cylindriques.
Senin gibi birisi nasıl olur da böyle bir iş yapar?
Comment avez-vous pu accepter ce genre de travail?
Bir gün tarihe nasıl yazılacağını düşündüğümde bir imparatorluğun kararlarının sadece açgözlü iş adamları dalavereci generaller, ve görmemezlikten gelen siyasetçiler tarafından alınmasını...
Quand je pense que l'histoire dira un jour qu'un empire a été dirigé par des hommes d'affaires avides, des généraux rusés et des politiciens intrigants...
Nasıl olur da aklı başında biri... tamamen delice bir iş yapabilir?
Comment un homme sain d'esprit peut-il commettre un acte aussi dément?
Isıtıcı ve onları nasıl kullanacağını öğretecek bir birlik istiyorsun.
Vous voulez des flingues et des hommes pour vous apprendre à vous en servir.
Nasıl olsa önemli bir iş yaptığım yoktu. Bu yüzden katıldım.
Je ne faisais rien d'autre de très important, donc me voilà.
Tahmin edebileceğin gibi, bu iş yüksek önem derecesinde... ve de biz şahsen bu görüşme hakkında şey hissetmemeni... oh, nasıl anlatsam... bazen itiraflarımız sıkı bir şekilde perdeleniyor.
C'est un travail de haute-confiance, comme vous pouvez l'imaginer... et nous pensons que vous ne correspondez pas à... oh, comment pourrais-je dire... nos critères rigoureux de selection.
Çok iyi bildiğin gibi, bu iş yüksek güvenlik isteyen bir iş... biz de şahsen şey gibi hissetmemeliyiz... oh, nasıl söylesem- - olayları göründüğü gibi değerlendirmemeliyiz. Kim bu?
C'est un travail de haute confiance, comme vous pouvez l'imaginer... et nous pensons personnellement... que notre entretien- - oh, comment dire- - nos exigences sont strictes qui parle?
"Uzaklardaki bir olayın nasıl gerçekleştiğini açıklayamadınız?",... veya "Işık demetlerinin doğasını açıklayamadınız?" gibi soruları her zaman "Ben hipotez üretmem." diyerek yanıtlamıştır.
"Vous n ´ avez pas expliqué pourquoi la pesanteur agit," "Vous n ´ avez pas expliqué comment l'action à distance pourrait avoir lieu," ou en effet "vous n ´ avez pas expliqué pourquoi les raies de la lumière se comportent de la manière qu'ils sont,"
Düşündüğümden de fazla ödeme yapacağınız bu iş nasıl bir şey olabilir ki?
Pourquoi vous voulez "m'embaucher" comme vous dites?
Yaşayacak başka bir yer bulsan ve ben de iş bulur bulmaz sana 600 dolarını geri versem nasıl olur?
Je vous rembourserai vos 600 $ dès que j'aurai du travail.
Isıt onu! Yüzbaşım, bir çatışmadayken benzinimiz biterse kızın nasıl olduğunu bana anlatırsınız.
Si ça chauffe et qu'on se retrouve en panne de gasoil, vous me direz si elle valait le coup.
Nasıl göründüğüm benim bileceğim bir iş.
Ma mine me regarde, moi.
Siz belediyede bize yardım edeceğiniz yerde konuşmaktan başka bir iş yapmıyorsunuz. Nasıl yardımcı olabiliriz?
Pendant qu'à la mairie vous discutez, nous, nous avons besoin d'assistance concrète.
nasıl bir şey 94
nasıl biri 157
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir şeydi 29
nasıl bir his 21
bir işim çıktı 20
nasıl biri 157
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir şeydi 29
nasıl bir his 21
bir işim çıktı 20
bir isim 33
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37