Nasıl birisi traducir francés
591 traducción paralela
- İşte duyun nasıl birisi olduğunu!
Vous entendez!
- Nasıl birisi? - Kim?
Comment est-elle?
Nasıl birisi olduğunu biliyorum. Seni öldürür.
Je le connais, il te tuera!
çünkü o'nu tanıyorum.O'nun nasıl birisi olduğunu biliyorum.
Parce que je le connais. Je sais quel genre d'homme il est.
Çünkü onun umursadığı tek şey sen ve senin gözünde nasıl birisi olduğu.
Parce qu'il tient à vous.
Nasıl birisi?
Qui est-ce?
Sizin nasıl birisi olduğunu bilmek istiyorken Susan da Annemle tanışmak istiyordu.
J'ai la chair de poule. Moi aussi.
Nasıl birisi?
Comment est-il?
Nasıl birisi olduğunu biliyorum.
Je sais ce que tu es.
Nasıl birisi?
C'est un haut personnage.
- nasıl birisi bilmiyorum..?
Comment aurais-je pu le regarder dans les yeux?
Albay Skimmel'ın nasıl birisi olduğunu, biliyorsun.
Vous connaissez le colonel Skimmel.
Senin nasıl birisi olduğunu bilmiyordum.
Je savais pas comment tu étais.
- Neden kendine işkence etmek istiyorsun? - Nasıl birisi olduğunu merak ediyorum.
C'est affreux de ne pas pouvoir imaginer quelqu'un.
- Teyzen nasıl birisi?
- Quel genre de femme est ta tante?
Aslında, tam olarak öğrenmek istediğim, nasıl birisi sizin ülkenizde gidip... eşinden boşanabilir?
En fait, je voudrais connaître la procédure de divorce, dans votre pays.
Nasıl ilerlediklerini nereden bileyim? Birisi uyarmış olmalı.
Comment voulez-vous que je sache qui les a mis au courant?
Birisi nasıl olurda general olabilir...
Comment peut-on devenir général sans...
- Birisi altı dubleyi nasıl idareli kullanabilir? - Bilmem.
Où est l'économie, par six verres?
Birisi sizin hakkınızda bir dosya hazırlasa, nasıl olurdu diye düşündünüz mü?
Et si on constituait un dossier sur vous...
Bir adam nasıl acı çeker bilirsin. Aşkın getirdiği hayalkırıklığının ufak acısını çekemeyecek kadar zayıf birisi misin? Acı.
Vous savez l'agonie qu'on peut subir...
Millet insan ruhunu anlayabilmiş nadir ressamlardan birisi. Bunu nasıl söylersin?
- Comment oses-tu dire ça?
Günümüzde birisi nasıl rahip olmak için çalışabilir!
Comment un homme moderne peut-il se faire prêtre?
Ama birisi Tanrı'ya nasıl inanabilir ki?
Comment peut-on croire en Dieu?
O.J. o zaman Fred'i nasıl ünlü ve zengin birisi yapacağını anlat.
Te dérobe pas. Comment tu vas faire de Fred un homme riche et célèbre?
Ben buradayım. Birisi, bu işe nasıl bulaştığımı söyleyebilir mi?
Commentj'ai pu me fourrer là-dedans?
Anlarsınız, eğer birisi küçük bir ihlal için başka birini öldüresiye kırbaçlarsa ciddi bir suç için cezalandırma nasıl olacak?
Si on flagelle un homme pratiquement à mort pour une infraction mineure, alors comment doit-on le punir pour une infraction grave?
Süper güçlerden birisi onları eline geçirecek olursa diğer tarafların pasif kalmasını nasıl bekleyebilirsiniz?
Si l'une des grandes puissances les a, les autres doivent agir.
Senin gibi birisi nasıl olur da böyle bir iş yapar?
Comment avez-vous pu accepter ce genre de travail?
Ve birisi ararsa, kim olursa olsun nerede olduğumu ve bana nasıl ulaşacağını bilmiyorsun.
Si on m'appelle, tu ne sais ni où je suis ni comment me joindre.
Nasıl yani? Birisi bana dedi ki, bazı kimseler var ve bunlar sizin Avrupa ve eğitimle ilgili yaklaşımlarınızı benimsemiyor. Yani bu ve benzeri şeyler.
D'après ce qu'on m'a raconté, peu de gens partagent votre sentiment sur l'Europe, sur l'éducation, sur d'autres choses comme ça.
Birisi uykusunda korktuğunu nasıl hissedebilir ki?
Comment veux-tu que quelqu'un qui dort ait peur de dormir s'il est en train de dormir?
Sizin gibi güzel birisi nasıl oluyor da kendisini çirkinliğe bakmaya zorluyor?
Une personne aussi belle peut-elle se condamner à confronter la laideur?
Sizin gibi neşe dolu birisi nasıl oluyor da tüm yaşamı boyunca hastalıklara bakmaya mahkum oluyor?
Une personne si pleine de joie peut-elle se condamner à confronter la maladie et la souffrance à vie?
Birisi onu kesip atmışsa nasıl tanıyabilirim ki?
Comment suis-je censé la reconnaître si on a tailladé son visage?
Nasıl olur da herhangi birisi beni fark etmez?
Est-ce possible qu'on ne me reconnaisse pas?
En ufak bir fotoğrafı bile saklayan, her türlü savaş anısını sevgiyle biriktirip koruyan General Hollister gibi birisi nasıl olur da tabancasını çaldıracak kadar dikkatsiz davranır?
J'ai du mal à croire qu'un homme comme le général Hollister, qui a conservé chaque souvenir de guerre, jusqu'à la moindre photo... C'est étrange qu'il ait permis qu'on lui vole son pistolet.
"yazma yeteneği olmayan birisi, nasıl böyle zekice bir cinayet işler?"
"Comment un type peu doué pour les énigmes " a-t-il commis un tel meurtre? "
Hayır müfettiş, aksine zavallı Hans'ı birisi nasıl öldürebilir onu merak ediyorum.
Non, inspecteur, pas du tout. Je me demandais comment quelqu'un avait pu tuer ce pauvre Hans.
Biraz açık bir soru olacak ama yolcu listesinde size farklı gelen birisi - Nasıl denir, garip birisi var mıydı?
Cela peut sembler une question évidente, mais sur la liste des passagers, y avait-il quelqu'un que vous qualifieriez... comment dire, "d'excentrique"?
Sizlerden birisi bu şeyleri nasıl kullanacağını biliyor mu?
L'un de vous sait comment se servir de ces choses?
Şerif nasıl ise birisi hakkınızda yazı yazacak.
Quelqu'un écrira sur vous un jour.
Birisi nasıl yumurta olabilir ki?
Comment une personne pourrait être un oeuf?
İlk defa dışarıdan birisi gelecek... ve nasıl olacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
C'est la première fois que quelqu'un vient ici... je suis impatiente, comment ça va se passer?
Ah, evet, neden, bugün izleyicilerimizin arasında Papa'ya... nasıl kiliseye çıkacağını öğreten birisi var.
Aujourd'hui encore, nous avons eu la visite de gens... qui veulent apprendre au Pape à gouverner l'Eglise.
Benim anlamadığım, birisi nasıl ölür?
Mais moi je comprends pas comment on meurt.
Nasıl olur da adamlarınızdan birisi siyah olur?
Comment se fait-il qu'un de vos hommes soit noir?
Şimdi hayal bile edemiyorum, birisi bu kadar nasıl sevebilir diye!
Je n'arrive pas à croire, qu'on puisse aimer si fort.
Böyle birisi nasıl olabilir?
Comment pourrait-il en être autrement?
Birisi nasıl benden fazla düşünebilir?
Ça me dépasse qu'on puisse réfléchir autant.
Tanecikler nasıl etkileşiyorlar? Nasıl bir arada duruyorlar? Yan ürünlerden birisi, çekirdek parçalanmasını keşfedip bombayı yapmak oldu.
L'un des sous-produits a été de découvrir la fission et de fabriquer la bombe.
birisi 209
birisi var 21
birisi geliyor 66
birisi yardım etsin 36
birisi bana yardım etsin 22
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
birisi var 21
birisi geliyor 66
birisi yardım etsin 36
birisi bana yardım etsin 22
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20