Ne istiyormuş traducir francés
752 traducción paralela
Ee, ne istiyormuş?
Oue voulait elle?
- Ne istiyormuş?
- Que veut-elle?
Bir bak bakalım ne istiyormuş, Cora.
Essaie de savoir ce qu'il veut.
- Ne istiyormuş?
Que veut-il?
Ne istiyormuş?
Que veut-il?
Ben açarım, Mary. Kimmiş, ne istiyormuş ben bakarım.
Laissez J'ouvrirai moi-même
- Ne istiyormuş? Aynı evde yaşıyoruz ama o gidip mektupları yönetim kuruluna yazıyor.
Nous habitons la même maison et il envoie des lettres au Conseil...
Ne istiyormuş?
Que voulait-elle?
En büyük sadistimiz ne istiyormuş?
Que voulait le sadique?
- Ne istiyormuş? - Seni.
- Qu'est-ce qu'elle voulait?
- Ne istiyormuş?
Mais qu'est-ce qu'elle veut?
- Ne istiyormuş?
- Que veut-il?
- Ne istiyormuş?
Qu'est-ce qu'elle veut?
Bayan Tucker mı? Ne istiyormuş?
Qu'est-ce qu'elle veut?
- Ne istiyormuş?
- Pourquoi?
Ne istiyormuş halan?
Que voulait-elle?
- Git bayan ne istiyormuş bak.
- Va voir ce que veut la dame. - Oui, papa.
- Ne istiyormuş?
Que voulait-il?
Cooper ne istiyormuş?
Pourquoi il a tué?
- Ne istiyormuş?
Pourquoi?
Willy ne istiyormuş?
Pourquoi appelait-il?
Ne istiyormuş? Annarella tren seferlerini gösteren tarifeyi istiyormuş.
Annarella l'envoyait chercher l'horaire des trains, pour la correspondance.
- Bu "beyefendi bozuntusu" ne istiyormuş?
Et que veut-il, ce bougre d'homme?
- Cooney albaydan ne istiyormuş?
- Quelles sont les nouvelles?
Bakalım ne istiyormuş.
Elle s'est déplacée exprès.
Ne istiyormuş?
- Que voulait-il?
- Senden ne istiyormuş?
- Qu'est-ce qu'il te voulait?
Ne istiyormuş? Beni Cumartesi sinemaya götürmek istiyormuş.
Il m'invitait au cinéma pour samedi.
- Ne istiyormuş?
Que veut-elle?
- Cantelli. Ne istiyormuş?
Cantelli, pourquoi?
Ona yiyecek verdim. Ne istiyormuş?
- Il ne sait pas lire les pancartes?
Bu uğursuzlar ne istiyormuş öğrenmeye çalışmalıyız.
Il faut essayer de découvrir ce que veulent ces horreurs.
Ne istiyormuş?
Que veut ce crétin?
Ne istiyormuş?
Qui est-ce?
Git ve bak bakalım ne istiyormuş.
Va voir ce qu'elle veut.
- O adam ne istiyormuş?
Que veut-il?
Ne istiyormuş?
Qu'est-ce qu'il voulait?
- Yargıç Thompson ne istiyormuş?
- Que voulait le juge Thompson?
- Evet, ne istiyormuş?
Que veut-elle? Toi!
Yapamadım. Müfettiş ne bilmek istiyormuş?
Que voulait savoir l'inspecteur?
- Ne istiyorsun Daisy? New York'dan geldiğini söyleyen bir bey sizinle görüşmek istiyormuş.
Un Monsieur demande à vous voir.
- Ne bilmek istiyormuş?
- C'est-à-dire?
Ne istiyormuş?
Que voulait-il?
- Ne istiyormuş?
- À quel sujet?
- Ne istiyormuş Louie? - Bas git!
- Écoute.
Baban ne öğrenmek istiyormuş?
Que veut savoir votre papa?
- Hayır, ona tehlikeli olduğunu söyledim. Tehlikeli olmasını istiyormuş.
- Il ne veut pas que je la désamorce.
Nadia artık ne onu ne de çıktığı diğer erkekleri görmek istiyormuş.
Il m'a dit qu'elle veut plus le voir, ni aucun autre.
Peki şu muhasebeci ne istiyormuş?
Mais enfin, qu'est-ce qu'il veut?
Ne istiyormuş?
Que me veut-elle? Elle est vulgaire.
İyi bir Apaçi'ymiş, barιş istiyormuş. Kimse ateş etmesin diyor.
Il dit qu'iI est un bon Apache, pacifique et qu'iI ne faut pas le descendre.
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istiyorsun benden 62
ne istersin 198
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsan 17
ne istersen onu yap 35
ne istiyorsunuz benden 17
ne istiyorum biliyor musun 25
ne iş yapıyor 98
ne işin var burda 21
ne istiyorsan onu yap 29
ne istedi 50
ne işin var burada 245
ne istiyor 187
ne istersen onu yap 35
ne istiyorsunuz benden 17
ne istiyorum biliyor musun 25
ne iş yapıyor 98
ne işin var burda 21
ne istiyorsan onu yap 29
ne istedi 50
ne işin var burada 245
ne istiyor 187