Numara traducir francés
15,739 traducción paralela
Onca zamandır numara yapıyormuş.
Elle nous a menti tout le temps.
- Numara neydi?
- Quel était le numéro?
Numara bir kullan-at telefona ait, operatörü de Centi-Com.
C'est un téléphone public... Exploité par Centi-Com.
Numara şimdi geliyor!
Le numéro arrive maintenant!
Aradığı son numara.
C'est le dernier numéro qu'il a appelé.
Bir numara, bu çok hoş.
Premièrement, c'est adorable.
İki numara, Gibbs hiçbir davayı yarıda bırakmaz. Sergei'nin davası olmasa bile. Hele benim yorumlarıma dayanarak asla bırakmaz.
Et deuxièmement, Gibbs n'abandonnerait jamais une affaire, encore moins l'affaire Sergei, et encore moins suite à mon idée.
Basit bir numara.
Un petit tour de magie.
O yüzden numara çekmeye kalkmayın.
N'essayez pas de m'embobiner.
Çünkü on numara görünüyor.
C'est extra et top.
Beş numara, penis büyütme.
Euh, numéro 5, agrandissement du pénis.
43 numara yine kayboldu.
Le 43 a encore disparu.
- Adı yok, sadece şifreli bir numara var.
Est-ce que cet atout a un nom?
81 numara mı? Nasıl oldu da 18'den 81'e geldik?
Comment en arrive-t-on au numéro 81?
Yani bu numara görüyor musun?
Donc ce numéro... Tu le vois?
Babam 81 numara giyerdi.
Mon père portait le 81.
Evet, izin sığlığına bakılırsa bu 36 numara giyen.
Oui, c'est une empreinte taille 20 avec un marquage peu profond.
Tebrikler, güzel numara.
Très bien. Merveilleux tour.
İyi numara!
Superbe astuce!
- Hanımefendi, Henry'nin dairesi kaç numara?
Quel est le numéro de l'appartement d'Henry? Le 517.
- Bana yeni bir numara mı yolladın? - Evet, sen ilgilenebilir misin?
M'avez-vous envoyé un nouveau numéro?
- Bu çok önemli, yeni numara.
- C'est très important.
Her şey numara mıydı?
Tout était donc faux?
Birkaç numara bildiğini duymuştuk.
On nous a dit que vous aviez un truc.
Numara falan yok.
Il n'y a pas de truc.
Az önce Dominic ya da Elias'la bağlantısı olmayan yeni bir numara geldi.
Nous avons un nouveau numéro qui n'est lié ni à Dominic ni à Elias.
- Ed'in öğrettiği bir numara. Bir duvarın arkasındaki boşluğu bulmaya yarar.
A a surpris Ed m'enseignant sur le fait de trouver un espace vide derrière un mur.
Bu bilinen en eski numara.
C'est le principe de la braguette.
1 numara, bu klasörü götürme.
Primo, n'apporte pas ce classeur.
2 numara, yanına biraz önlem almalısın aperatif gibi şeyler.
Deuzio, il faut que t'achètes une protection, donc apporte à manger, OK?
Aslında bilgisayarlarla ilgili her şeyi bildiği halde teknolojiden hoşlanmaması hakkında numara mı yapıyor yani?
Quoi, tu veux dire que l'aversion pour la technologie de Gibbs est Fausse? et il s'y connaitrait en ordinateur depuis tout ce temps?
Numara 40.
Numéro 40.
Sagebrush yolu 32 numara.
32 Sagebrush Lane.
En iyi kanıtımız fiziksel olan. Katil Sullivan'ı öldürmeden önce antreye 46 numara çamurlu bot izi bırakmış.
Le meilleur indice était des empreintes de bottes boueuses taille 42 dans le hall.
Sullivan'ın katiliyse her yere 46 numara ayakkabı izi bırakmış.
L'assassin de Sullivan a laissé des empreintes taille 42 partout.
Sullivan'ın evinin her yerinde 45 numara ayakkabı izi bulduğunuzu söylemiştin.
Un bon moyen pour ne pas être inculpé. Vous vous souvenez que le tueur avait laissé des empreintes de taille 42 partout dans l'entrée de Sullivan.
Dört numara, Iütfen öne çık.
Numéro quatre, un pas en avant s'il vous plaît.
Beş numara, Iütfen öne çık.
Numéro cinq, un pas en avant s'il vous plaît.
Beş numara, soluna dön.
Numéro cinq, tournez vous sur votre gauche.
Uyuşturucu, şantaj, sigorta dolandırıcılığı her numara varmış herifte.
Drogue, extorsion, escroqueries d'assurances, il est dans tout ça.
Şu an kaldığın oda, 64 numara.
La chambre où vous logez, la 64.
Sadece bir tane numara biliyorum ve o da oyun kartlarıyla yapılıyor.
Je ne connais qu'un tour, et c'est avec des cartes.
Bu numara için ellerini çakmak olarak kullancağız.
Celui là implique un briquet et ta main.
Sadece bir numara biliyorum. ve o da sadece oyun kartlarıyla yapılıyor.
Je ne connais qu'un truc et c'est avec un jeu de cartes.
Ona birkaç numara öğretmiştim.
Je lui ai appris une ou deux choses.
numara yapmıyor.
Non, elle ne joue pas la comédie.
Gerçek şu ki, bir terapistken numara yaptım.
En vrai, je me sentais pas bien, comme psy.
Ama numara iptal olmuştu.
Je l'ai appelé au moment ou j'avais Ella, mais il a été déconnecté.
Yanlış numara herhalde.
Ca doit être un faux numéro.
Ford'un evinde bu 45 numara ayakkabıları bulduk.
Il a mis les chaussures de Sullivan, plus petites, et mis en scène la découverte du corps.
Onunla tanıştığımızda bu 40 numara mokasenleri giyiyordu.
son armoire en était pleine.