Paranoia traducir francés
685 traducción paralela
Bak anne, bu sadece yumurta paranoyası.
Là, Mama, tu fais une paranoia sur les oeufs.
Bu bir işaret değil mi? Anlamı "biz saldırmadan önceki yıl." Al, sadece paranoia yapıyorsun.
Mais un jour, quand j'avais dix ans, je me suis battu avec un gars.
Kusura bakma O'Connell ama paranoya mantıksız ve tedirgin hareketleri ima eder.
Excusez-moi, O'Connell, mais le terme "paranoia" implique un état irrationnel et très agité.
Hiç "incinme korkusu" diye birşey duydun mu?
- Trop bête. Vous avez déjà entendu parler d'une chose appelée paranoïa?
Bunların dışında başka birşey ima etmek, utanç duyman gereken paranoyak bir güvensizlik anlamına gelir.
Suggérer le contraire montre une paranoïa dont tu devrais avoir honte.
- Bu paranoyak patlamalardan bıktım.
- J'en ai assez de cette paranoïa.
- Paranoyak mı?
- paranoïa?
Çünkü bu paranoyak tantrumlarla ikimizi de incitmekten vazgeçmelisin.
Arrête de te faire du mal avec ces accès de paranoïa.
Tıbbi anlamı paranoya.
Le terme médical est "paranoïa".
Queeg'de her türlü akut paranoya belirtisi var.
Le capitaine Queeg souffre de paranoïa aiguë. Il va craquer.
Paranoyak kelimesini o söylemeden önce bilmezdim bile.
Je ne savais pas ce qu'était la paranoïa avant qu'il m'en parle.
"Paranoid" ve "Paranoya" arasındaki fark nedir?
Quelle est la différence entre "paranoïaque" et "paranoïa"?
Hayır, neler var neler, paranoya, şizofreni duygusal gelgitler, içe kapanıklıklar, kardeş rekabeti, ne isterseniz var.
On a la paranoïa, la schizophrénie, l'ambivalence... l'état de manque, la rivalité entre frères et sœurs. - Vous le nommez, on l'a. - Joey?
Bu dozlarda şiddetli paranoya olur.
Cette dose déclencherait la paranoïa.
Beyin dalgaları paranoya cinneti gösteriyor.
Il présente des signes de paranoïa. Que s'est-il passé?
Bu paranoya altı aydır devam ediyor.
Elle souffre de paranoïa depuis 6 mois.
Bu gençlerde paranoyanın izlerini görüyorum
Il règne une paranoïa certaine chez ces jeunes.
Sonra Maria Zani ile tanışır yani onu kışkırtmayı, aşağılamayı paranoyasını arttırmayı seven bir erkek delisiyle.
Là, il rencontre Maria Zani, une nymphomane qui aime le provoquer, l'humilier, ravivant sa paranoïa.
Majeste, psikiyatristlerce parayona olarak bilinen bir akıl hastalığının ileri bir aşamasındadır.
Sa Majesté se trouve dans un état avancé d'un mal bien connu, la paranoïa.
Hadi! Hayır, soruma cevap verin Rahip Paranoya.
Non, répondez à la question, Père Paranoïa.
Hahn bunun "paranoya" olduğunu söyledi.
Hahn parle de... paranoïa.
Kendisinde akut paranoya belirtileri var.
Il souffre de paranoïa aiguë.
Katatonya, dementif dengesizlik, pasif şizoid paranoya.
Catatonie, démence précoce, paranoïa schizoïde passive.
- Bu şartlar altında sinir bozukluğu...
- Et sa paranoïa...
"Paranoya veya Büyü" diye bir kitap yazmıştı.
Il a écrit un livre appelé "paranoïa et magie", et croyez moi,
- Sadece paranoyadan ibaret olmasın Bay Bennell?
- S'agit-il d'un cas de paranoïa?
- Pek değil. - Biz de öyle. Haftada bir gün toplanıyor içimizi döküyoruz.
Dès que tu réunis 50 artistes dans une pièce, tu obtiens une charmante combinaison de ragots, paranoïa, jalousie, peur, frissons, haine, convoitise et simulacre.
Üçüncü kolordu komutanı Tümgeneral Joseph W. Stilwell'e Güney California'nın savunulması görevi verildi.
"Sur la côte Ouest, la paranoïa s'empara de toute la population..." "les citoyens pris de panique étant convaincus que la Californie..."
Egemenliğin yıkıldığı söylentileri ve korkusu bütün ülkeyi baştanbaşa dolaşıyordu.
Rumeurs et paranoïa envahissent les campagnes... touchant les plus faibles.
Paranoyaklaşmaya başladın.
- Vous faites de la paranoïa. - Ce n'est pas de la paranoïa.
O olaydan sonra Kimba'nın paranoyası fırladı.
La paranoïa de Kimba est montée en flèche après ça.
Bu normal paranoyaklık.
Non, ça ce n'est que de la paranoïa parfaitement normale.
Gün geçtikçe büyüyen bir tür kendinden memnun, seçici bir paranoya var "Onlar" ve "Biz" hissi, bu çok tedirgin edici.
Il se crée même une paranoïa arrogante et élitiste, "eux"... contre "moi"!
Bir dakika, bu paranoyaklıktan başka bir şey değil.
Non, attends, c'est de la paranoïa.
Hâlâ bu paranoya ve korkunun sembolünün, yeni yaşamımın yuvası olmasını ironik buluyorum. yeni yaşamımın yuvası olmasını ironik buluyorum.
Pourtant, quelle ironie que ce monument de paranoïa et de peur, devienne la maison de ma nouvelle, et sérieuse vie.
Şahsi paranoyanızı ve zafere karşı olan susuzluğunuzu tatmin etmek için, savaşı göze almanın bir anlamı yok.
Je ne vois pas pourquoi risquer la guerre pour satisfaire votre paranoïa et soif de conquêtes personnelles.
Bazı insanlar bunu paranoya olarak düşünebilir.
Certains penseront à de la paranoïa.
Paranoid aldanmaların çoğu karışıktır, ama bu çok dahice.
La paranoïa est souvent compliquée. Mais ça, c'est génial.
Mektup, karikatüriste gizli bir yerde estetik paranoyası olan bir kişi tarafından dehşet verici ve acayip bir suçun işlendiğini anlatıyordu.
La lettre racontait au dessinateur qu'un horrible crime semblait avoir été commis par une personne souffrant de paranoïa dans un endroit secret.
Profesör Plum, illüzyon yeteneğiyle paranoidlere akıl hastası katillere yardım eden bir psikiyatr profesörüydünüz.
Professeur Violet. Vous avez été psychiatre, spécialisé en paranoïa, démence et mégalomanie.
Rusya, paranoyamız sayesinde milli değerlerini anlıyor.
La Russie est galvanisée par notre paranoïa.
Belki de, sadece biraz bir paranoyaktır.
C'est peut-être de la paranoïa.
Bence sen paronayoklaştın.
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Tu sais quoi? { \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Je pense que tu fais de la paranoïa.
- Baba, bu bir paranoya. - Bu paranoya değil. Bunu her zaman yaparlar, Annie.
- Ce n'est pas de la paranoïa, ils font ça Annie.
Sen paranoid hayal görüyorsun.
Tu fais de la paranoïa hallucinatoire.
Nevrotik-kimyasal troma yüzünden paranoid kriz geçirdiğiniz mi?
Que vous soyez en crise de paranoïa après un trauma neurochimique?
Tikleri ve paranoyası normal davranış belirtisi mi sence?
Vous trouvez que ses tics et sa paranoïa sont sains?
Bu paranoya değil, bir gerçek.
Ce n'est pas de la paranoïa, ça.
Ne paranoya ama.
Tant de paranoïa.
Ama akla uygun kuşkudan... azgın paranoyaya giden yol düşündüğümüzden çok daha kısadır.
Puis, insidieusement, le souci légitime fait place à une paranoïa rampante qui devient pire que le mal.
Üstlerim benim kayboluşumu sorgularken, paranoya seviyesinde şüpheci ve hoşgörüsüz tavırlar sergilediler.
Quand mes supérieurs m'ont questionné au sujet de ma disparition, Ils ont montré un degré de suspicion et d'intolérance frisant la paranoïa.
paran 31
paran var 16
paran var mı 160
paranın 16
paranoya 20
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranı alacaksın 35
paranız var mı 25
paran var 16
paran var mı 160
paranın 16
paranoya 20
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranı alacaksın 35
paranız var mı 25