Seni tanımıyorum traducir francés
1,630 traducción paralela
Ben... Yani, şey... Pekala, seni tanımıyorum.
Non, je ne vous connais pas.
Seni tanımıyorum.
Je ne te connais vraiment pas.
Seni tanımıyorum bile.
Ecoute, je ne sais rien sur toi.
O zaman seni tanımıyorum.
Oh, oui. Je - Je ne vous connais pas.
Seni tanımıyorum.
Je ne vous connais pas.
Niye? Seni tanımıyorum. Seni tanımak istemiyorum.
Purée, bitosse, y a rien à savoir.
Seni tanımıyorum bile.
Je ne te connais même pas.
Bak ben... ben seni tanımıyorum bile.
"Regardez, je.. je ne même vous connais pas."
Seni tanımıyorum, niçin seni aramış olayım ki?
"Je ne te connais pas, alors pourquoi dois-je te téléphoner?"
Seni tanımıyorum...
Je vous connais pas.
- Seni tanımıyorum.
- Je vous connais pas!
Seni tanımıyorum!
Je vous connais pas!
- Seni tanımıyorum, dostum.
- Je ne te connais pas, mon pote.
Seni tanımıyorum.
Je... Je ne te connais pas.
- Seni tanımıyorum ile.
- On ne se connaît pas.
Cidden, Seni tanımıyorum.
Vraiment, je ne vous connais pas.
Ah baba şimdi bile seni tanımıyorum.
Guilford Kikuko Inoue : Cécile Tetsu Shiratori :
Ah baba şimdi bile seni tanımıyorum.
Ôgi Nobuo Tobita : Clovis Jôji Nakata :
Ah baba şimdi bile seni tanımıyorum.
Cornelia Mitsuaki Madono : Ôgi Kazunari Tanaka :
Ah baba şimdi bile seni tanımıyorum.
Yoshida Ken Narita : Jeremiah Akeno Watanabe :
Ama seni tanımıyorum, bu da demektir ki, beni tanıyor olmalısın.
Mais je ne te connais pas, ce qui signifie que toi tu me connais.
- Seni tanımıyorum. Tanıyor muyum?
- Je ne te connais pas, si?
Hayır, seni tanıyorum çünkü sen Tom Dobbs'sun. Ama aslında tanımıyorum.
Je vous connais parce que vous êtes Tom Dobbs, mais je ne vous connais pas vraiment...
Elbette seni henüz yeteri kadar iyi tanımıyorum ve ekilmek istemiyorum.
Bien sur. Je te connais pas encore assez. Je veux pas me faire baiser.
Seni tanıyorum ama sen beni tanımıyorsun.
Vous ne me connaissez pas.
Beni tanımıyorsun ama, ben seni tanıyorum.
Vous ne me connaissez pas mais je vous connais.
Senle bir süredir burada beraberiz ama seni yeteri kadar tanımıyorum.
On travaille ensemble depuis longtemps.. .. et j'ignore qui vous êtes.
Seni daha tanımıyorum bile.
Je te connais même plus.
Seni tanıyorum düşünüyorum, ben biliyorum bu yüzden derinlerde istiyorsun doğru olanı yapmak ve onları hastaneye onu atalım.
Si tu en as conscience, alors au fond de toi, tu sais qu'il faut le transporter dans un hôpital.
Seni pek tanımıyorum, ama bir milyon papeli kullanabileceğimden adım gibi eminim.
Je ne sais pas pour vous, mais je pourrais utiliser un million de dollars.
Seni o kadar iyi tanımıyorum Luke.
Je ne te connais pas très bien, Luke.
Dinle Corrado, seni o kadar iyi tanımıyorum ama sen...
Corrado, écoutez. Je ne vous connais pas bien, mais il va falloir...
Seni tanımıyormuş gibi yapmaya çalışıyorum ama...
Je fais semblant de ne pas te connaître, mais...
Seni ne kadar zamandır tanıyorum. Bir yıldan biraz fazla mı?
Donc, je vous connais depuis quoi, un peu plus d'un an maintenant?
Dostum seni hiç tanımıyorum bile.
C'est comme si je ne te connaissais pas.
Seni tam olarak tanımıyorum. Ama burada seninle otururken seni hayatım boyunca tanıyormuşum gibi hissediyorum.
On se connaît à peine, mais assise là avec toi, j'ai l'impression de te connaître depuis toujours.
Sanırım seni tanıyorum Teatime.
Moi? Je ne suis pas un voleur, madame.
Beni tanımıyor olabilirsin Lionel... ama ben seni tanıyorum.
Vous ne me connaissez probablement pas, Lionel... mais je vous connais.
Haftaya manastıra katılıyorum bu yüzden özür dilerim. Ama seni bir nevi iyi hissettirecekse, bana dokunan en son erkek sen olacaksın,... tabi yemin etmeden önce İtalya'da birisiyle tanışmazsam. Görüşürüz!
Je rentre au couvent la semaine prochaine alors désolée, mais si ça peut te consoler, tu seras le dernier homme à m'avoir touchée à moins que je ne rencontre quelqu'un en Italie avant que je ne prononce mes voeux.
Sanırım seni tanıyorum.
J'en suis quasiment certain.
Seni pek tanımıyorum. Ama sana kendimle ilgili bir şey söyleyeyim.
Je n'en sais rien, je te connais à peine.
Seni tanıdığımı sanmıyorum. Evet, tanıyorsun.
- Je ne crois pas vous connaître.
Seni tanımıyorum bile.
Vous êtes juste un gars sur le bord de la route.
Seni tanıyorum ve tanımıyorum.
Je te connais, et je ne te connais pas.
ve seni tanımıyorum!
Je connais tout ceux qui bossent ici, et je ne vous connais pas.
Yaparım, gerçekten kızarım. Çünkü seni iyi tanımıyorum.
Je le ferais, mais je serais furieuse parce que je vous connais pas si bien.
Seni Brown'dan mı tanıyorum?
Est-ce qu'on se connait de Brown?
Sanırım seni tanıyorum.
Je pense te connaitre.
Seni tanıdığımı sanmıyorum.
- Je ne crois pas vous connaître.
Seni bu konuşmayı yapacak kadar iyi tanımıyorum.
Je ne vous connais pas assez pour avoir cette conversation.
Seni daha yakından tanımaya çalışıyorum desem, inanır mısın?
Tu croirais que j'essaie de mieux te connaître?
seni tanımıyorum bile 44
tanımıyorum 192
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni görmek istiyorum 81
seni istiyorum 270
seni anlamıyorum 181
seni seviyorum baba 42
seni gördüğüme sevindim 550
tanımıyorum 192
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni görmek istiyorum 81
seni istiyorum 270
seni anlamıyorum 181
seni seviyorum baba 42
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni bekliyorum 106
seni çok özlüyorum 22
seni özledim 350
seni seviyorum bebeğim 22
seni hep seveceğim 33
seni öldüreceğim 623
seni çok merak ettim 17
seni seviyorum tatlım 16
seni orospu çocuğu 306
seni bekliyorum 106
seni çok özlüyorum 22
seni özledim 350
seni seviyorum bebeğim 22
seni hep seveceğim 33
seni öldüreceğim 623
seni çok merak ettim 17
seni seviyorum tatlım 16
seni orospu çocuğu 306