Size de traducir francés
30,310 traducción paralela
Bence bu size de uyar.
Un qui devrait vous plaire.
Tanrım. Size de, size de.
Merci à vous.
Size de.
Au revoir.
- Size de.
- Vous aussi.
- Size de.
- Bonsoir.
Bu sayfa babanızın mali düzenlemelerini veya kendisi için alacağı sağlık kararlarını size devredecek.
Ce document vous assure un avocat quand votre père ne pourra plus prendre de décisions financières ou médicales lui-même.
O güzel toz karışımdan size de bıraktığımı biliyorum.
Je vous ai laissé de la préparation en poudre.
Bu size ders olsun.
Que ça vous serve de leçon.
Eğer size yaptırım uygulamaya karar verirlerse sosyal yardımınızdan % 40 kesinti olacak. Ne olduğunu biliyorum.
S'ils décident de vous sanctionner, vous aurez 40 % en moins...
Çocuklar kantinde size yiyecek bir şeyler ayarlıyorlar.
J'ai vu les garçons de la cantine afin d'avoir quelque chose à manger.
Size yardım edeyim, Bayan Moxam.
Je vais vous donner un coup de main.
Size inanmamız mümkün değil.
C'est difficile de vous croire.
Yani, boktan bir veli olmak size bunu yapma hakkını vermez.
Un rôle parental de merde ne donne pas droit à un permis.
"Size her zamankinden çok ihtiyaç var."
On a besoin de vous plus que jamais.
Sevgili babanızın sizin eğitiminizi tamamlayacak vakti olsaydı eminim bunu size öğretirdi.
Votre cher papa vous l'aurait certainement appris s'il avait eu le temps de finaliser votre éducation.
Başlamadan önce Doktor Hanım, size terapist olarak ben atandım ama kadın terapisti tercih edersen benim için sakıncası olmaz.
Mais avant de commencer, Docteur, on m'a confié votre cas, et si vous préférez parler à une femme, je serais tout à fait d'accord avec ça.
Etmedim. Ama aynı konuşmayı Louis'le de yaşadık ve çözdük size teklifim şu, siz yok ederseniz ben de yok ederim.
Je ne l'ai pas fait, mais j'ai eu cette conversation avec Louis, on y travaille, et je suis ici pour te dire que je me débarrasserai de la mienne si tu te débarrasses de la tienne.
Bayan Gibbs, eğer ortada güç istismarı olduğunu öğrenirsem... -... tamamen size odaklanırım.
Maître Gibbs, si je découvre qu'il y a un abus de pouvoir ici, je retournerai mon attention vers vous.
Siz bu hikayeyi uydururken Bay Ross size güya kutsal gününüzün detaylarını oluşturmanıza izin verme kibarlığında bulundu mu?
Et quand vous arrivez avec cette histoire, est ce Mr. Ross vous a au moins laissé la courtoisie de choisir vos propres mémoires de votre supposé jour sacré?
Duruşmaya gidip beş yıl cezaya mahkum olacağınıza size üç buçuk yıl teklif ediyorum.
Au lieu d'obtenir au procès une peine de 5 ans, je vous offre trois ans et demi.
Sadece kamyonu kullandığınızı söylediniz ve size inanıyorum ve gerçekten suç işlemiş iki kişi de elimizde.
Vous avez dit que vous n'étiez que le chauffeur et je vous crois, et deux hommes ont déjà été arrêtés pour avoir commis le crime.
- Size babanız hakkında sorularımız var.
Nous avons quelques questions pour vous à propos de votre père.
Yani küçük bir şehri mi, yoksa bir mahalleyi mi yok edeceğiniz tamamen size kalmış.
On peut choisir de détruire une ville ou juste quelques rues.
Ulusal Güvenlik, Enerji Bakanlığı ve FBI sorgulama ekibi zaten geldi, ama işinize yarayacak her konuda size yardım etmem söylendi.
La Sécurité intérieure, l'Énergie et le FBI sont déjà passés, mais on m'a dit de vous aider au mieux.
Size 3 hafta önce icra mektubu gönderdik Bay Loescher
M. Loescher, la lettre de saisie a été envoyée il y a trois semaines.
Belki de Özel Ajan Weller'ın size güvenmemek için bir nedeni vardır.
Et bien... l'agent Weller avait sûrement de bonnes raisons de ne pas vous faire confiance.
Lütfen oturun. Size bir şey söylemek zorundayım.
Asseyez-vous, je dois vous parler de quelque chose.
Kayıtlarınızı açığa kim çıkardıysa, size saldırmaya çalışıyorlardı.
La personne qui a diffusé ce dossier a essayé de vous attaquer.
Size sormak istiyoruz Leyland okulunda başka bir öğrenciyi vurmadan önce
Nous aimerions vous demander... Combien de temps Taylor Blaine a-t-il été présent à Marshall avant de tirer sur un autre élève de l'école Leyland?
Eğer bir sorun olursa ve size ulaşmaya çalışırsam ne olacak?
Et si je dois te contacter en cas de problème?
Jane'in bir Truva atı olarak size gönderilen bir Sandstorm üyesi olduğunu düşünüyoruz. O zamandan beri durumu takip ediyorduk.
Nous pensons que Jane était un membre clé de Sandstorm, envoyée vers vous comme cheval de Troie, et on suit la situation depuis ce moment-là.
Bunu size söylememizin tek sebebi CIA Jane'i bulmadan önce onu yakalamak için yardımınıza ihtiyacımız olması.
On vous le dit maintenant parce qu'on a besoin de votre aide pour attraper Jane avant la CIA.
Biraz derine indim ve devlete güvenlik envanter kontrol etiketlerini tedarik eden şirketi buldum. Bulduğunuz etiketin gönderildiği adresi buldum ve adresi size gönderiyorum.
Donc, j'ai fouillé et j'ai trouvé la compagnie qui fournissait les autocollants pour contrôler les stocks au gouvernement, j'ai trouvé l'adresse de livraison où cet autocollant en particulier a été envoyé, et je te l'envoie tout de suite.
Haftalardır bunları size vermek için Turner'ın izin vermesini bekliyordum.
J'ai demandé à Turner pendant des semaines de vous les remettre.
O artık burada olmadığına göre bunları size verebilirim.
Maintenant qu'il est parti, il n'y a plus de raison.
Size hem sahada hem laboratuvarda ihtiyacım olduğu ortada olduğuna göre bunlar işinize yarar.
Comme nous avons besoin de vous deux sur le terrain et que le labo est libre, ils vont être utiles.
Biz de size doğru geliyoruz.
On est en train de vous rejoindre.
Size Nicole'ü serbest bırakın demiştim.
Je vous ai dit de relâcher Nicole. Où est-elle?
Bay Beakman, size tavsiyem konuşmayı bırakın ve kendinize bir avukat bulun.
M. Beakman, je vous conseille d'arrêter de parler et de vous trouver un avocat.
Onunla gidin de malları göstersin size.
Allez-y, les gars. Montre-nous ça.
Ayrıca Ezekiel'ın size güvendiğini de biliyorum.
Et qu'il a confiance en toi.
Litchfield Devlet Hapishanesi'nden bir mahkum size ulaşmak istiyor.
Une détenue de la prison fédérale de Litchfield veut vous contacter.
Ama isterseniz, bilgilerinizi yazarsanız size posta gönderebilirim.
Mais vous savez quoi? Mais si vous me donnez vos coordonnées, je vous enverrai un de nos prospectus.
Size Michael Clark Thompson'ı sunuyorum, Mike's Fix-It and Construction'ın sahibi ve şirket adına kayıtlı...
Je vous présente Michael Clark Thompson, propriétaire de Mike Réparation et Construction.
Tamam, madem... Madem itirafta bulunuyoruz... Hani size, Barry ile senin üniversite harcınız için para biriktirdiğim için bir ay dışarıda yemek yiyemeyiz demiştim ya, hatırlıyor musun?
Bon, puisque... puisqu'on se confesse, tu te souviens... quand j'ai dit qu'on ne pourrait pas sortir manger pendant un mois, car j'économisais de l'argent pour vos frais de scolarité?
Arada bir Dünya 2'de size görünürsem sakın şaşırmayın eşyalarını odanda sağa sola atarım.
Ne t'étonne pas si je passe sur Terre 2 de temps en temps, tu sais, juste pour balancer tes affaires dans ton bureau.
Babama size kızması için başka bir sebep daha vermek istemiyorum çocuklar.
Je veux pas donner une raison de plus à mon père de vous prendre la tête.
Biri size Pembe Siksok içer misin diye sorarsa onu hemen atın, çünkü boktan bir şey.
Si on vous offre un godet de Planant rose, balancez-le parce que c'est une saloperie.
Size yiyecek ve su verebiliriz.
On vous donnera de la nourriture et de l'eau.
Onun da size ihtiyacı yoktu ama buradasınız işte.
Il avait pas besoin de vous, mais vous êtes là.
Gelin de size yeni evinizi göstereyim.
Je vous montre votre nouveau chez-vous.
size de mutlu noeller 19
size değil 23
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
dell 45
size değil 23
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
dell 45