Sorun olmayacak traducir francés
588 traducción paralela
Sorun olmayacak.
Tout va bien se passer.
Sorun olmayacak.
Ne t'en fais pas pour ça.
O sana bir zerre bile sorun olmayacak.
Il ne te causera pas le moindre probléme.
Bir sorun olmayacak.
- Bonsoir.
Bir da asla size sorun olmayacak.
Il ne te causera plus jamais d'ennuis.
Yeni borunun ayarlanması gerekiyor. Sorun olmayacak.
La nouvelle bielle a besoin d'être ajustée.
Bu doğru olabilir ama sorun olmayacak dediğiniz sağ kanattan yoğun baskı görüyorum.
Le flanc droit dont on ne devait pas se soucier nous pose des problèmes.
Herkes burada kalmanı kabul etti. Şerif yardımcısına gidebiliriz. Eminim hiçbir sorun olmayacak.
Il a décidé que si vous voulez rester, vous êtes le bienvenu.
Sorun olmayacak - eğer buradan gidersen tabii.
Pas si vous passez votre chemin.
Artık sorun olmayacak Lou.
Il n'y en aura pas, Lou.
Eğer Blanche bizi kontrattaki "Blanche'la yaptığımız her film için Jane'le film yapmak zorunda olduğumuzu" söyleyen... şu maddenin dışında tutacak olursa. O zaman Bebek Jane'nin kontratı hiç sorun olmayacak.
Si Blanche renonçait à la clause qui nous oblige à faire un film avec Baby Jane pour chaque film avec Blanche, tout s'arrangerait.
Willie, bu kez yataya geçmeden önce 10 metre dümdüz aşağı kazacağız. Böylece tünelin bulunması ve kazma sesi sorun olmayacak.
On creusera jusqu'à 10 mètres, avant de partir à l'horizontale pour éviter la détection au son ou par sondage.
- Bir sorun olmayacak. - Sadece Don'un temsilcileriyiz.
Mais vous serez presque le boss.
Sanırım, sorun olmayacak.
Il ne fera pas de bêtises.
Ama önce havam biteceği için su sorun olmayacak.
Bien sûr, sans air, l'eau n'a plus importance.
Yakında dul McBain artık sorun olmayacak.
Bientôt, la veuve McBain ne sera plus un problème.
Sadece yap dediğimi yapıp demediklerimi yapmasan bir sorun olmayacak.
Tu ne comprends rien, mais tant pis. Tout ce que je te demande, c'est d'exécuter mes ordres.
Artık Meadowood sakinleri ile bir sorun olmayacak. Havaalanını sabah 7'ye kadar kapatmakla görevlisin.
De façon à ne pas créer de problèmes avec les résidents de Meadowood, je vous demande de fermer l'aéroport jusqu'à 7 h demain matin.
Burada sorun olmayacak.
II n'y aura pas de problèmes ici.
Yani sorun olmayacak diyorsunuz?
Donc je pourrais...
Kontrat sorun olmayacak.
Le contrat ne posera pas de problème.
- Sorun olmayacak. Zaten aysız dönem.
- Il n'y a pas de lune en ce moment.
Sanırım sorun olmayacak.
Ça devrait aller.
Sorun olmayacak.
Il s'en sortira.
Peki zengin bir toplumda yaşıyorsan ne olur? Ekmek parası sorun olmayacak kadar şanslı olduğunu düşün.
Mais que se passe-t-il si on vit dans une société plus prospère... et qu'on a la chance de ne pas avoir à s'inquiéter de ça?
- Sorun olmayacak dedim.
Tout ira bien, j'ai dit!
Herkes dinlesin, hiçbir sorun olmayacak!
Tout va bien se passer.
Hayır, sorun olmayacak.
Non, ça va aller.
Ludwig gidince, muhafızları altetmek sorun olmayacak.
Oui. Ludwig parti on pourra maîtriser les gardes.
Aslına bakarsan, fazla sorun olmayacak gibi.
Même s'il n'y a pas grand-chose à faire.
Sorun olmayacak.
C'est pas grave.
Hayır, zamanında bitirmek bizim için sorun olmayacak.
On finira à temps sans problème.
Hiç bir sorun olmayacak. [Ticking] Hektor merhamet dilenirken,
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Il n'y aura pas de problèmes. { \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Achille l'attacha à son char... { \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } puis il jeta son corps pour qu'il soit dévoré par les chiens sauvages.
Bir şeye ihtiyacımız olursa, sorun olmayacak.
On sera parés en cas de problème.
Eğer genç olsaydı, sorun olmayacak mıydı?
Parce que tu crois que s'il était jeune, tu ne dirais pas non?
Hiç sorun olmayacak. - Hayır, hayır!
Non, essayez sur moi.
- Sizi temin ederim, efendim sorun olmayacak.
- Papa! - Je vous assure... que tout se passera bien.
Sorun olmayacak.
Ne vous inquiétez pas.
Leo artık bizim için sorun olmayacak.
Leo ne nous embêtera plus.
Leo artık bizim için sorun olmayacak.
Léo ne sera plus un problème pour nous.
Bu konu bizim için sorun olmayacak Henry.
Henry, mon ami... cela ne nous entamera pas.
Sorun olmayacak.
Tout ira bien.
Seni yerleştirmek sorun olmayacak.
et je n'aurai aucun mal à te placer.
Potaya değerse sorun olmayacak.
Bon... Si le panier est direct, c'est que je serai un papa modèle.
Sorun çıkarmadan gel. Bir şey olmayacak.
Sors et tout se passera bien.
Herhangi bir sorun olmayacak.
Oui.
Sorun değil. Hiç yumruklaşma olmayacak.
Il ne va pas y avoir de bagarre.
Mr. ve Mrs. Buckman, bu sorun öylece yok olmayacak.
Monsieur et madame Buckman, le problème ne se réglera pas tout seul.
Sorun olmayacak, şef.
Tout ira bien, Chef.
- Senin için sorun olmayacak mı?
- Ça va aller?
Sadece gelecek sefere sorun bu kadar kolay olmayacak.
Mais la prochaine fois, le problème ne sera pas si simple.
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
olmayacak 119
olmayacak mı 17
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun olur mu 68
sorun mu var 211
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22
sorun olur mu 68
sorun mu var 211
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22