Tatlısın traducir francés
4,854 traducción paralela
Castle, çok tatlısın.
Castle, c'est vraiment mignon.
Çok tatlısın, çok sevimlisin ama bir gecede 40 kişiyle yapamayacak kadar sıskasın.
Ecoute, tu es mignonne et tu es adorable, mais tu es beaucoup trop maigre pour en rapporter plus que 40 en une nuit.
- Çok tatlısın.
- Adorable.
Tişörtün bir şahane! Çok tatlısın.
Il est génial, ton t-shirt.
Ne tatlısınız.
Tu es si gentil.
Çok tatlısınız.
C'est trop mignon
Çok tatlısın.
Oh, t'es si mignonne.
Çok tatlısın!
T'es trop gentille!
Çok tatlısın.
T'es mignonne.
Çok tatlısın.
Vous êtes mignonne.
Tüm bulaşıkları yıkamışsın, çok tatlısın.
Vous êtes si gentille d'avoir fait toute la vaisselle.
Çok tatlısın.
Aww. C'est mignon.
Ne tatlısın.
Oh, tellement mignon.
Çok tatlısın.
Vous êtes jolie.
Teşekkürler. Sen çok- - Çok tatlısın.
Merci, t'es... c'est adorable.
Affedersiniz, Lindsay Lohan tatlısını hangi kaşıkla yedi acaba?
Ici, Lindsay! Excusez--moi, lequel était Dessert, la fourchette de Lindsay Lohan?
Çok tatlısın, komiksin zeki, yetenekli ve hoşsun.
Tu es vraiment gentil, drôle, intelligent, talentueux et mignon.
Ne kadar da tatlısın.
Oh, vous êtes adorable.
Öncelikle, çok tatlısın.
Premièrement, c'est très mignon.
Ne kadar tatlısın, beni düşünüyorsun.
C'est gentil de te soucier de moi.
Her zamanki gibi çok tatlısınız Bayan Sullivan.
Toujours aussi charmante, Mme Sullivan.
Eğer elemanların bana sırt çevirmesinden dolayı kendimi iyi hissetmemi sağlamaya çabalayacaksan, çok tatlısın ama deneme bile.
Si tu essaies de me remonter le moral à cause de ces mecs qui s'en prennent à moi, c'est gentil mais oublie.
Gerçekten çok tatlısın.
Vous êtes si gentil.
Evde, yönetimde ve yatak odasında bu genç adam malvarlıklarını artırıyor, bununla sınırlı olmamak üzere buna arabası da dâhil. Ah Nolan, tatlı, umutsuz Nolan.
Et ce jeune homme a le privilège de posséder sa propre voiture.
Tatlım, artık bu konu hakkında onunla konuşmalısın.
Chérie, tu dois commencer à lui parler de ce genre de chose.
Baba Winger'ın evine ne getirmemi istersin vegan kabak tatlısı iyi mi?
Qu'est-ce-que vous voulez que j'apporte à la maison de Papa Winger, de la tarte à la citrouille végétarienne?
Biftek tatlısı için de yer bırakmayı unutmayın.
Gardez de la place pour le pain de viande.
Üstümde oturan tatlı yaşlı kadının mumyalanmış kocası var, 15 yıldır yanında.
La jolie jeune fille dans l'appartement du dessus... mari momifié depuis 15 ans
Benzine bulanmış durumdasın, onu diyor, tatlım.
Elle veut dire que vous êtes couvert d'essence, chéri.
Tatlım, büyük ihtimal ömür boyu cezalısın.
Oh, et, chérie, tu es probablement punie pour la vie.
- Selam, Ray. Çok tatlısın.
Tu es si gentil.
Bir problemin var, tatlım, ve bununla savaşmanın tam sırası.
Tu as un problème, ma puce, et il est grand temps de l'affronter.
Haklısın tatlım.
Oh... tu as raison, chéri.
Bana da en sevdiğim tatlı patates tadında Japon şekerinden almış onun parasını kendisinin verdiğini düşünmek istiyorum.
Non, Brice les a empruntés à son bureau pour les donner à maman, pour sa nouvelle entreprise. Et il m'a apporté le bonbon Japonais saveur patate douce que j'adore que je suppose qu'il a payé.
Tatlım, eğer ona birileri saldırmış olsaydı şimdiye kadar haber alınırdı.
Mais s'il avait été attaqué ou agressé, ils l'auraient retrouvé depuis longtemps?
Burası karışılacak nokta değil tatlım.
Ce n'est pas le moment de s'y mettre, mon cher.
Tatlı yaşlı bir hanım. Kimsenin canını yakmazmış.
Une jolie petite mamie, qui ne ferait pas de mal à une mouche.
Aman Tanrım. Çok tatlıymış.
Oh mon Dieu, n'est-elle pas la plus mignonne?
Uzaklaştırma almasa daha tatlı olurdu.
Il le serait davantage s'il n'avait pas été renvoyé.
Tatlım gidip uyandırır mısın lütfen?
Mon cœur, va la réveiller, tu veux bien?
Terry, tatlım, bakar mısın?
Terry, chéri... désolé...
Müzik tanıdık gelmişti, sonra fark ettim ki İlk Kez'in başka bir versiyonuydu. Owen'ın tatlı serenatı Matty'nin kötü davranışını hazmetmeyi çok daha güçleştirmişti.
La musique avait l'air familière, et c'est là que j'ai réalisé que c'était une autre version de "Première Fois", et la douce sérénade d'Owen m'a fait avaler la pilule concernant le mauvais comportement de Matty
Peteşiyal kanama tatlıdan boğulduğunu gösteriyor ama bu normal çikolatalardan değil.
L'hémorragie pétéchiale suggère qu'elle s'est étouffée avec le dessert, mais ça n'est pas du chocolat habituel.
Çok tatlısın.
Oh. C'est gentil.
Benim için tatlı bir sürprizi varmış, anlarsın ya.
Elle m'a préparé une surprise gourmande si tu vois ce que je veux dire.
Tatlım, tarayıcıyı uzatır mısın?
Chérie, tu peux me passer le scanner?
- Tatlım, 50'liliği bozar mısın?
Vous pouvez faire la monnaie sur 50?
Kendini suçlamamalısın tatlım.
Tu vas devoir faire une pause, chérie.
Tek söylediğim o bayırdaki ışığın sahip olduğum her şeyden daha tatlı olmalarını sağlıyor.
Ce que je dis, c'est que cette lumière sur cette colline Les fait avoir un gout plus doux que tout ce que j'ai jamais pu avoir
Depresyonda mısın, tatlım?
Tu es déprimé, mon bichon?
Çok tatlısınız!
Aah! C'est trop mignon!
tatlım 9499
tatlim 61
tatlı rüyalar 182
tatlı 220
tatlım benim 20
tatlı kız 40
tatlı şey 52
tatlı çocuk 58
tatlı değil mi 17
tatlı bezelye 20
tatlim 61
tatlı rüyalar 182
tatlı 220
tatlım benim 20
tatlı kız 40
tatlı şey 52
tatlı çocuk 58
tatlı değil mi 17
tatlı bezelye 20