Unutmadan traducir francés
579 traducción paralela
John, unutmadan, bu gece, Sarah da yemekte bizimle olacak.
"A propos John, Sarah dînera avec nous ce soir."
Unutmadan söyleyeyim, bay Carter aradı.
J'allais oublier. M. Carter a appelé.
Unutmadan söyleyeyim, bay Carter telefon etti.
J'allais oublier. M. Carter a appelé.
Unutmadan alsam iyi olur diye düşündüm.
Mieux vaut que je le fasse maintenant, avant d'oublier.
Unutmadan parayı kasaya koyar mısın?
Je sais. N'oubliez pas de mettre l'argent au coffre.
İyi espriydi! Unutmadan bunu anneme söylemeliyim.
Elle est bonne, celle-là!
Unutmadan Kennedy... şu ordu fikrini iyi bir düşün.
Au fait, Kennedy, réfléchis à cette idée d'armée.
Oh, Unutmadan!
J'ai oublié.
Bir hanımefendi olduğumu unutmadan buradan gitmem gerekiyor.
Vous me feriez oublier mes bonnes manières.
Anne, unutmadan söyleyeyim Charlotte'un yanında ona Doktor Jaquith demeyin.
Mère, j'allais oublier... ne l'appelez pas Dr Jaquith devant Charlotte.
Unutmadan söyleyeyim, ikimiz adına 25'er $ koydum.
A propos, j'ai mis 50 dollars pour nous deux.
Çabuk. Unutmadan... doktorla beraber büyükbabanın laboratuvarını ameliyathaneye çevireceğiz.
Du laboratoire de grand-père, nous ferons une salle d'opération.
Unutmadan, bunu ödünç almak istiyorum.
J'aimerais vous l'emprunter.
Unutmadan söyleyeyim. Annem hanım püskülü çalısı istiyor.
Avant que j'oublie... ma mère voudrait une brosse de jonc.
- Hayır, hayır. Unutmadan, yeni gösteri için hiç bir yeni çalışma yapma.
Rien, mais ne travaillez plus le nouveau ballet.
Unutmadan, gece iki'de bitirsek olur mu? Yarın uzun bir gün olacak.
Avant que j'oublie, je joue jusqu'à 2 h. J'ai une longue journée demain.
Ah, unutmadan, Eve, Bay Smith aşağıda seni bekliyor.
Au fait, Eve, M. Smith t'attend en bas.
Unutmadan, bir şey daha.
... encore une chose!
Unutmadan, biletin.
Ton billet.
- Unutmadan "Shields" P-E-B-B-E-L diye hecelenmiyor
Et ne tirez pas toute la couverture à vous.
Evli bir adam olduğumu unutmadan önce kendimizi buradan dışarı atalım.
Sortons. Avant que j'oublie que je suis marié.
Unutmadan Lester, bana bir iyilikte bulunur musun?
Oh! Lester... - Veux-tu me faire plaisir?
Ha, unutmadan, çavuş neden hemen polisi aramadığını sordu. - Nasıl arayayım?
L'inspecteur a demandé pourquoi tu n'as pas alerté la police.
Hayır, bırak unutmadan bitireyim.
Laisse-moi finir, avant d'oublier.
Ha, unutmadan, bu aylık performansınız için fişlerim var.
À propos... Pour mon spectacle de théâtre Nô, une trentaine de tickets, cela vous convient?
Unutmadan bir şey daha söyleyeyim.
Et faites gaffe, il y a deux chiens déchaînés.
Ah, unutmadan.
N'oublions pas...
Unutmadan motosikletli adam dönmüş mü?
dites donc! Il est revenu, ce matin, le jeune homme à deux-roues? Au même endroit.
Unutmadan, silahın biraz ağır.
Ton arme est dure.
Hiçbir ayrıntıyı unutmadan, tüm bu kaybolma hikayesini bana anlatmayı düşünür müydünüz?
Donnez-moi des détails.
Unutmadan, yayımcın aradı. Önümüzdeki haftaya dek dört bölüm istiyor, çizer için.
Ton éditeur réclame 4 chapitres pour le début de la semaine.
Unutmadan şunu imzalar mısınız, efendim?
Avant que je n'oublie, pourriez-vous signer ceci, monsieur?
Öğretmen, söyle bana tamamen ahlaki bir açıdan, iyiliği ve uygarlığı temsil ettiğimizi unutmadan sence yaptığım şey uygarca mıydı?
Dites-moi, maîtresse... d'un point de vue purement moral... et puisque nous sommes censés incarner la civilisation... vous trouvez que ce que j'ai fait, c'était civilisé?
Unutmadan, seni kırbaçlayan ben değilim.
Rappelle-toi, ce n'est pas moi qui te fouette. Ne t'inquiète pas, je survivrai.
Unutmadan söyleyeyim de, bir karara vardık.
Tout le monde veut donner quelque chose.
Unutmadan beyler, bunun sıradan bir UNESCO araştırma projesi olarak görülmesini istiyorum, başka bir şey değil.
En attendant, j'aimerais qu'on traite cela comme un simple projet de l'UNESCO, rien de plus.
Unutmadan söyleyeyim, hanımefendi,... bence hepsinin değişime ihtiyacı var.
À propos... Je crois qu'il faut changer leurs langes, demoiselle.
Çabuk, kâğıt kalem al ben unutmadan.
Il est fini! Vite, avant que j'oublie!
Tamam Jiggs, sorun değil. Ama her ihtimale karşı unutmadan söyleyeyim...
Vous êtes un chic type de toute façon.
Hiçbir şeyi unutmadan.
Je n'oublie rien.
Ha unutmadan efendim, bilimsel inceleme sırasında orada olmak ister misiniz?
Au fait, voudriez-vous tre present lors de l'examen technique?
Unutmadan, sizin de söylediğiniz gibi...
Avant que je n'oublie, ce que vous disiez,
Bak unutmadan önce diyeyim, senin mantığından gına geldi.
Faites-moi penser de vous dire que j'en ai plus qu'assez de votre logique.
Unutmadan bir şey daha.
Autre chose, avant que j'oublie.
Unutmadan, şu adresi yazar mısınız?
Avant d'oublier, pourriez-vous m'écrire l'adresse?
Ve unutmadan, çocuklarla da hiç ilgilenmiyormuş ve Louise bu yüzden olduğunu söylüyor.
J'oubliais, il regarde à peine les enfants. Louise dit que c'est à cause de ça.
Unutmadan, merkezi arayıp Rocky'ye buranın numarasını ver.
J'oubliais. Appelle Rocky au central et laisse ce numéro.
Unutmadan, bu Roman ve benden size hediye.
J'oubliais! De la part de Roman et moi.
Neyse, bunları unutmadan, bu uçağı Luton'a uçurabilir misiniz lütfen?
Cela étant, pouvez-vous m'emmener à Luton?
Gazetenizde bunlarla ilgili bir şeyler okuyacaksınız... ve bu mumyalanmış sahnelerde yasalaştırıldığını göreceksiniz. Unutmadan, bayanlar... bu, atalarınızın gelinini eşiğin diğer yanına nasıl taşıdığıdır.
Vous les lirez dans vos journaux... et les revivrez au travers de ces représentations de cire.
Ah, unutmadan.
J'allais oublier.
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutma bunu 38
unutmuştum 37
unutma ki 32
unutma sakın 19
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutma bunu 38
unutmuştum 37
unutma ki 32
unutma sakın 19