Uyanın traducir francés
4,159 traducción paralela
Uyanın artık.
Réveille-toi.
Kızlar, uyanın artık!
Les filles, il est temps de se lever!
Hanımefendi, uyanın!
Madame! Réveillez-vous.
- Uyanın hadi!
- Réveillez-vous!
- Uyanın!
Réveillez-vous!
- Uyanın hadi!
- Debout!
- Uyanın!
- Debout!
Lütfen uyanın, Bills-sama.
Réveillez-vous, Seigneur Bills.
Uyanın kızlar ve oğlanlar.
Debout debout, garçons et filles.
Uyanın.
Poutoulik. Réveillez-vous!
Ey işçiler, uykunuzdan uyanın!
Debout, les damnés de la terre
Uyanın ey tutsaklar!
Debout, les forçats de la faim!
Ey işçiler, uyanın uykunuzdan!
Debout les damnés de la terre...
Umarın her sabah acıyla uyanır! Her sabah!
J'espère qu'il ne dort pas et qu'il souffre!
Söylediklerimin hepsini Matmazel Cole'a anlat, böylece onun kızkardeşinin yaptığını sen de yapmayasın her zaman seni durduracak uyanık bir Poirot bulunmayabilir.
Dites à Mlle Cole tout ce que j'ai dit, que vous auriez fait ce que sa sœur a fait... si un Poirot vigilant ne vous avait arrêté.
Kadınların bu iş sırasında uyanık olması gerektiğini düşünmüyor. Mükemmel Dr. Norman.
Il ne croit pas que les femmes devraient être éveillées pour ça.
- Uyanın!
- Réveillez-vous!
Lohan'ın tarifine uyan ceket ve pantolon ve Paris Hilton'un bazı şahsi fotoğraflarını bulduk.
Nous avons trouvé une veste et un jean qui correspondent à une description de Lohan... Et quelques photos personnelles de Paris Hilton.
Uyanık mısın?
T'es réveillé?
Uyanık mısın?
Es-tu réveillé?
Uyanırsın ertesi gün...
♪ wake up tomorrow
Bir sabah uyanıp, Amerika'nın en iyi müzikalini yazmayı beklememelisin.
Tu ne peux pas juste attendre de te réveiller un jour et écrire la prochaine super comédie musicale.
Kablosuz bağlantınızı kesiyorum bu yüzden uyanıyorsunuz.
Je bloque votre Wi-Fi, donc vous vous réveillez.
Bu tanıma uyan bir kadın, bugün her yere cesetleri bıraktı.
Celle qui répond à cette description sème des cadavres dans toute la ville.
Uyanık mısın?
T'es réveillée?
Hey bebeğim, uyanık mısın?
Bébé, tu te réveille?
Hep uyanıksın zaten.
Tu es toujours réveillé.
Tamamen uykuya dalamayıp veya tam anlamıyla uyanık kalamadığımızdan dolayı etrafımızda neler döndüğünü anlamakta güçlüç çekeriz.
Et vu qu'on n'est ni totalement endormi et ni complètement réveillé, on a du mal à rendre sensé ce qui se passe autour de nous.
Uyanış'ının ilk evresine hoş geldin.
Bienvenue à la première étape du Réveil.
Bunun 10 katını düşün, Uyanış'ın senin önüne çıkaracağı eziyetli sınavı hayal edebilirsin.
Multiplie ça par dix et tu seras peut-être capable d'imaginer les épreuves éreintantes qui t'attendront pendant le Réveil.
Daha önce Uyanış öncesinde bir insan bulunmamıştı hiç.
Il n'y a jamais eu un humain présent à un Réveil avant.
Seni Uyanış'a götürecek yardımcıyı seçme zamanın geldi.
Il est temps pour toi de choisir une aide à emmener avec toi pendant la Renaissance.
Uyanış, Fae'lerin hayatında bir kere olur, Bo...
La Renaissance n'a lieu qu'une fois dans la vie d'un Fae, Bo...
Malesef Uyanış için çok ihtiyacın olan bir şey.
Tu en as désespérément besoin pour le réveil.
Bo, Uyanış bir korku şovu veya ölümün eşiğinden döndüren bir olay değil. - Bu...
Bo, le réveil n'est pas un film d'horreur.
Uyanışı atlatamaman için güzel bir şansın var.
Il y a de bonnes chances que tu ne réussisses pas le réveil.
Siz adamın tekinin kanını ovalarken ben gebeşin teki tarafından tabutumda haşat edilirken uyanıverdim.
Je me suis réveillé dans mon cercueil pendant que vous étaliez le sang d'un mec et d'autres gros morceaux sur moi.
Arkadaşlarınız uyanıyor.
Tes amis sont levé
Sanırım dayanma gücüm eskisi gibi değil. Bu yüzden evin dışında yolumu şaşırmış, onları dönüştürdüğümü bilmeden uyanır oldum.
Et ma tolérance n'était plus la même, et donc je me suis levé désorienté, sans maison, sans souvenir... mais je ne voulais vraiment pas savoir... que je les avais transformé.
EMC'nin sentetik maddesi bitince uyanık bir kimyacı gerçek adrenal sıvıları kullanmanın bir yolunu bulmuş.
Quand EMC a commencé à manquer de produit synthétique, un chimiste audacieux a inventé une formule utilisant les fluides surrénaux.
Uyanık mısın? Hıhı.
Tu es réveillé?
Kalkın ve uyanık durun.
Réveillez-vous... et restez éveillés.
Eşkalleri aradıklarımıza uyan bir grup adamın onlara ateş açtığını da bildirildi.
Ils se faisaient aussi tirer dessus par une bande de types correspondant à nos tireur d'ici.
Dostum, üniversitede bu dalavereyi yaparken uyanık bile kalamamıştın.
Mec, tu ne pouvais même pas rester éveillé en faisant ce truc à l'université!
Mide bulantısıyla uyanırım diye yatağımın yanına kraker koymayı severim.
J'aime garder des biscuits à côté de mon lit pour si je me réveille nauséeuse.
Bo, uyanıksın!
Bo, tu es levée!
- Bu bakış merak ediyor... Kurt adam Bo'nun uyanışını nasıl karşılıyor.
- Ce regard se demande... comment va le loup après le Réveil de Bo.
Uyanık mısın?
Hé, vous êtes éveillé?
Kızların ikisi kafaları kesilirken tamamen uyanıktı.
Deux des fillettes étaient tout à fait réveillées quand il leur a scié le cou.
- Hey, uyanıksın.
Hey, t'es réveillé.
Uyuyamayacaksam, burada uyanık kalmayı tercih ederim.
Si je n'arrive pas à dormir, autant passer une nuit blanche ici.