English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yapabileceğimiz bir şey yok

Yapabileceğimiz bir şey yok traducir francés

714 traducción paralela
Öyleyse yapabileceğimiz bir şey yok.
Rien à faire.
Yapabileceğimiz bir şey yok.
Nouis ne pouvons rien à cela.
Sevgilim yapabileceğimiz bir şey yok.
Il n'y a rien que nous puissions faire, ma chérie.
Yapabileceğimiz bir şey yok, değil mi?
Nous n'y pouvons rien, n'est-ce pas?
Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- Pouvons nous faire quelque chose?
Yapabileceğimiz bir şey yok.
On n'y peut rien.
Yapabileceğimiz bir şey yok. Niye heyecanlanalım o halde?
Alors, pourquoi nous énerver?
Tarzan, ben de senin kadar sabırsızım ama yapabileceğimiz bir şey yok.
Il me tarde, aussi, mais il faut attendre.
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- On ne peut rien faire?
John raporu ile geri dönene kadar ilaveten bizim yapabileceğimiz bir şey yok.
Il n'y a pas grand-chose qu'on puisse faire avant le rapport de John.
Kendini aptal yerine koymak istiyorsa yapabileceğimiz bir şey yok.
Si elle tient à être la risée de la ville.
- Yapabileceğimiz bir şey yok. - Mantıklı olmak zorundasınız. Kontratımı iptal ediyor ve payımı istiyorum.
Un peu de bon sens, j'annule le contrat, et je me fous des autres, moi c'est moi!
Korkarım hayır. Bu gece burada yapabileceğimiz bir şey yok.
On ne pourra rien faire d'ici à ce soir.
Artık yapabileceğimiz bir şey yok.
On ne peut plus rien faire.
Artık burada yapabileceğimiz bir şey yok.
Je suppose que nous ne pouvons rien faire de plus ici.
- Yapabileceğimiz bir şey yok.
- On n'y peut rien.
Çünkü... yapabileceğimiz bir şey yok, değil mi?
C'est parce que... À quoi bon y penser?
- Yapabileceğimiz bir şey yok.
Réfléchis, réfléchis.
Karantina konusunda anlaştık. Daha fazlasını öğrenene kadar yapabileceğimiz bir şey yok.
On est d'accord pour l'isoler, ça suffit pour l'instant.
Bay Spann, karınız bize işe yarar bir şeyler söyleyene kadar gerçekten yapabileceğimiz bir şey yok.
Si votre femme était plus précise...
Yapabileceğimiz bir şey yok.
Nous ne pouvons rien faire.
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
Ne peut-il en être autrement?
Yapabileceğimiz bir şey yok.
On ne peut rien faire pour lui.
- Yapabileceğimiz bir şey yok mu?
- On peut rien faire?
Görünüşe göre yapabileceğimiz bir şey yok.
Tant pis.
Ev için yapabileceğimiz bir şey yok.
On ne peut pas sauver la maison.
Burada yapabileceğimiz bir şey yok.
Il n'y a rien que nous puissions faire.
Marco haklı - yapabileceğimiz bir şey yok!
Calme-toi, Barbara! Marco a raison, nous ne pouvons rien faire! BARBARA :
Susan, yapabileceğimiz bir şey yok.
On ne peut rien faire.
Yapabileceğimiz bir şey yok. Sana odanı göstereyim.
Nous ne pouvons rien faire, Je vous montre votre chambre.
Yapabileceğimiz bir şey yok.
C'est la fin.
Adam ölecek, bunun için yapabileceğimiz bir şey yok.
Cet homme va mourir. On ne peut rien y faire.
Yapabileceğimiz bir şey yok.
On ne peut rien faire.
- Bizim yapabileceğimiz bir şey yok.
- On n'a pas le temps.
Geri dönüp geceyi Emily ve Schlocker ile geçirmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.
Écoutez, on ne peut rien faire si ce n'est rejoindre Emily et Schlocker.
Yapabileceğimiz başka bir şey yok.
On ne peut rien faire de plus.
Motorlarınız durursa, uçağınız çalışmazsa, ya da herhangi bir sorun çıkarsa bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Si votre avion cale, qu'il ne démarre pas immédiatement, qu'il y a un problème, nous n'aurons pas le temps d'y remédier.
Yapabileceğimiz başka bir şey yok.
Il n'y a pas d'autres solutions.
Hayatta kalmak için buna mecburum, çünkü her şey her geçen gün daha da... kötüye gidiyor ve yapabileceğimiz başka bir şey yok.
Parce que j'ai tout vendu pour vivre, et la vie est pire.
Bir süre için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
On ne peut rien faire pour le moment.
Üzgünüm, Poldi, ama artık bunun için yapabileceğimiz bir şey yok.
Obéis-lui!
Yapabileceğimiz fazla bir şey yok.
Je la connais bien. Il n'y a plus rien à faire.
- Yapabileceğimiz başka bir şey var mı? - Hayır, sanırım yok.
- Ça ira comme ça?
Yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
On n'y peut rien. Il est là.
Bizi boğazlamak isterlerse yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
S ´ ils veulent nous égorger on n ´ y peut rien.
Artık bu gece yapabileceğimiz daha fazla bir şey yok.
et je ne vois pas ce que nous pourrions faire de plus ce soir.
Onun için yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
On a rien pu faire pour lui. Il n'y avait rien à faire.
Evet, korkarım onun için yapabileceğimiz hiç bir şey yok, Susan.
MARCO : Oui, j'ai bien peur que nous ne puissions rien faire pour elle, Susan.
Bankalardan haber gelene kadar yapabileceğimiz başka bir şey yok.
On ne peut rien faire tant que les banques n'ont pas répondu.
Yapabileceğimiz başka bir şey yok.
On ne sait rien faire d'autre.
Yapabileceğimiz fazla bir şey yok gibi görünüyor Bayan Lynne.
Nous ne pouvons pas faire grand-chose, Mme Lynne.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]