English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zamanlardan

Zamanlardan traducir francés

651 traducción paralela
İlk zamanlardan beri aileler kızlarına eş seçmek için çeşitli yöntemler denediler.
Depuis la nuit des temps, les parents ont imaginé diverses manières de choisir un homme pour leur fille.
"Borgo Geçidi'nden aşağıya doğru uzanan engebeli dorukların üzerinde eski zamanlardan kalma harap şatolar yükselir."
"Sur les cimes escarpées surplombant le col de Borgo, se dressent les ruines de châteaux du temps jadis."
Orada olduğumuz zamanlardan bahsederken aldığı hali gördün mü?
Avez-vous vu sa réaction quand on lui a raconté notre aventure?
Maneviyat... Beş kez damıtılmış Noel coşkusunun maneviyatı sevginin, iyi olan her şeyin yılın bu zamanını diğer zamanlardan farklı kılan her şeyin.
C'est un alcool, distillé cinq fois, l'alcool de la joie de Noël, de l'amour, de tout ce qui est bon, de tout ce qui rend cette période de l'année différente de toute autre.
İlk zamanlardan beri... bu dünyadaki her büyük askere deli yakıştırması yaptılar. Deli ha?
Depuis la nuit des temps tous les grands soldats de ce monde ont été traités de fous.
Babanın çocukluğunda bu tarlayı sürdüğü zamanlardan beri orda duruyor.
Il a vu ton père labourer ce champ.
Canavarın kesin olarak öldüğü zamanlardan sonra güvende hissetmiştim.
J'ai cru pendant des années que le monstre avait été détruit.
Senin çok burnu kalkık olduğun ve sevgililerinin babalarının aniden sana garez bağlamaya başlamalarını merak ettiğin zamanlardan beri. Yanlış bir şey yok.
Depuis le temps où vous êtes grande comme ça et que vous vous demandez... pourquoi les pères de vos amies deviennent soudain si espiègles.
Çocukken bilardo salonunda oynadığı zamanlardan bilirim onu. Herkesi yenerdi.
Encore gosse, il battait tout le monde.
Şimdi dostlarım, sizi çok eski zamanlardan bu yana tanıyorum...
On le sais depuis longtemps,
Tabii onu yürümeye başladığı zamanlardan beri tanıyorum.
Je le connais depuis le berceau.
Bize yazılarını yüksek sesle okuduğun zamanlardan bahsettik.
Nous avons évoqué le temps où tu nous lisais tes manuscrits.
- Eski zamanlardan söz ederdik.
On pourrait parler du bon vieux temps...
Hornblower, bu günlerde hayattan aldığım tek zevk senin eve döndüğün zamanlardan oluyor sanki.
Par Dieu, le seul plaisir qu'il me reste dans cette vie, c'est quand vous rentrez de vos aventures.
- O zamanlardan, tek birşeyi hatırlıyorum
C'était assez pour mémoriser ma seule réplique.
İnsanların dünyanın düz olduğunu düşündüğü zamanlardan beridir çok olmadı.
Il fut un temps où les savants croyaient la Terre plate.
Çok daha zor zamanlardan geçtik.
On a connu de pires moments!
Bu en zor zamanlardan...
- C'est le moment le plus dur.
Ülkem, Pelias'ın babamı öldürdüğü zamanlardan daha zengin olacak.
Mon royaume redeviendra riche et fort... comme il l'était avant que ce tyran de Pélias assassine mon père.
Eski zamanlardan kalma bir isim.
C'est un nom antique.
Ve şövalyelerin cesur ve yiğit olduğu zamanlardan
Avait un si bon roi
Otur Thomas. Saflaştığım zamanlardan birine daha tanıklık et.
viens, Thomas, témoin de mes moments les plus doux.
KADİM ZAMANLARDAN BERİ SÜREKLİ KARANLIK...
Depuis les temps les plus reculés
Buradaki sanık gibi, o zamanlardan şimdiye kadar gelen bir vahşilik.
Une sauvagerie semblable à celui qui la maniait alors, continue à exister, à travers l'accusé!
Seyahat ettiğimiz zamanlardan biriydi.
C'est une des époques que nous avons visitées.
Eski zamanlardan beri insanlar ölüme yenik düşmüşler.
Depuis la nuit des temps Les hommes finissent par mourir
Kaydedilmiş olan her şeyden bile daha eski zamanlardan kalma bir kötülük.
Aussi diabolique qui soit!
O zamanlardan beri bayağı kilo aldığım kesin.
J'ai pris quelques kilos depuis.
Bu talihsiz zamanlardan bahsetmeyeceğim.
mais je ne veux pas parler de cette triste période.
O zaman sen de seni affettiğim zamanlardan kalan borcunu öde.
C'est tous les remerciements auxquels j'ai droit?
Biliyorsun, Petra ; ben ve Lester her şeyin bitmiş gibi... göründüğü zor zamanlardan geçtik.
Vois-tu, Petra, Lester et moi avons eu aussi une période où tout semblait fini.
İlk kocamla birlikte olduğum zamanlardan.
C'est de l'époque de mon premier mari, tu sais.
Kötü zamanlardan fazladır
II y en a surtout
Ben şahsen, Kont Lovignano'nun konutunun mağaralarında, çok eski zamanlardan kalma yazıtlar buldum.
J'ai moi-même découvert de très anciens graffiti... dans les grottes des comtes de Lovignano.
Eski zamanlardan bahsedelim.
C'est vrai. Passe chez moi.
Afrika'da olduğum zamanlardan hatırlıyorum onları.
Je me souviens d'eux, lorsque j'étais en Afrique.
Ayrıca el-cebir, al-goritma, el-kimya ve al-kol sözcüklerindeki "el" ve "al" lar da yine Arapçanın bilim dili olduğu zamanlardan kalan birer iz.
tous les "al" en algèbre, algorithm, alchimie et alcool sont justes des traces qui datent du temps où la langue arabe était le langage de la Science.
O zamanlardan beri yıldızlara ve Güneş'e duyulan hayranlık çok mantıklı.
Il est logique de vénérer le Soleil et les étoiles.
Daha o zamanlardan televizyonun insanlığın geleceği olduğunu biliyordum.
J'ai tout de suite compris que la télévision est le truc de l'avenir.
Mükemmel olmadığımızı ve zor zamanlardan geçtiğimizi biliyorum ama bunun yeniden başlamak için harika bir zaman olduğunu düşünüyorum.
Nous ne sommes pas parfaits et nous vivons un moment difficile, mais j'ai décidé que c'était l'occasion parfaite de repartir à zéro.
Beni, oynadığım zamanlardan hatırlayabilirsiniz.
Vous souvenez-vous de moi joueur?
Tehlikeli zamanlardan geçiyoruz.
Nous vivons une époque dangereuse.
İçkiyi ve dansı o zamanlardan yasaklamaya başladılar.
Alors ils se sont mis à faire des lois contre l'alcool, la danse, et le reste.
O zamanlardan beri ne zaman bir Amerikalı turist bu özel savaşların birinin ortasında yakalansa bana bir telefon gelir.
De temps en temps, un touriste américain se retrouve au milieu de ces guerres intestines, c'est souvent là qu'on m'appelle.
Zira en eski zamanlardan beri, 4. yüzyıldan 5. yüzyıldan, 6. yüzyıldan beri Hıristiyan misyonerler Yahudiler'e aslında şunu dediler :
Car dès les premiers temps, dès les IVème siècle, Vème, Vlème siècles, les missionnaires chrétiens avaient dit aux Juifs :
Unutmaya çalıştığımız bir gerçek. Şükür ki, zor zamanlar güzel zamanlardan çabuk unutuluyor.
Et certains passages sont saisissants à cet égard :
Yani şu an o zamanlardan biri değil mi?
Tu n'as donc pas envie?
Ve sanırım, bu da o zamanlardan biri.
Et je pense que c'est un de ces moments.
Özellikle de insanların daha fazla yardıma ihtiyaç duyduğu zamanlarda. Zor zamanlardan geçerken ve yardım alamazken.
C'est une époque où la détresse, le désespoir des gens sont de plus en plus profonds!
Bu da o zamanlardan biri.
Ils croient que seul le Saint sait manier un fusil aussi ancien.
Soz zamanlardan mı?
Récemment?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]