English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zannetme

Zannetme traducir francés

147 traducción paralela
Ama sakın kendimi koruyamayacağımı zannetme.
Mais ne croyez pas que je ne me protégerai pas.
- Beni aslında neşeli zannetme bu sadece, 20 yıla elveda demenin en az zor yolu.
Que mon humeur ne vous trompe pas, Constance. C'est la façon la moins difficile de dire adieu à 20 années.
Beni Johnny zannetme ihtimalleri var.
Je vais les faire courir.
Bundan bahsetmeyeceğimi zannetme.
Ne crois pas que je vais me taire.
Seni kınadığımı zannetme sakın, ama hasta numarası yapanlar olabilir.
Ne prenez pas ça pour vous, mais il y a toujours des tire-au-flanc.
Bunu söylemek istemezdim Bay Blaireau ama.. 20 yıldır yaptığın kaçak avcılığı bilmediğimizi zannetme.
Ce n'est pas à moi, mon cher Blaireau, qu'il faut venir en raconter, à moi qui depuis 20 ans, vous achète du gibier quand la chasse est fermée.
Seni görmedim zannetme. En iyi lokmaları hep ona ayırıyorsun. Seni her gün izledim ve dilimi tuttum.
Je vous voyais bien garder les meilleurs morceaux pour lui.
Senden korktuğumu zannetme.
D'après vous, par peur?
Hadi ama hayatım. Ellerini onun üzerinde gezdirdiğini fark etmediğimi zannetme sakın.
Allez, mon trésor... j'avais bien remarqué que tu posais tes mains sur elle.
Beni gaddar bir geri zekalı zannetme!
Ne te fiche pas de moi!
Düşünmediğimi zannetme.
- Ne pense pas que je ne...
Zannetme.
Arrête de penser.
Ben... Yüzbaşısın diye buranın patronu olduğunu zannetme.
Ce ne sont pas vos galons qui vont m'impressionner.
Beni kırdığını zannetme.
Claude, ne pense jamais que tu m'as fait du mal.
Sakın kendini samimi zannetme ya da dürüst.
Je ne crois pas que tu sois vrai.
Daha iyi biri olduğunu zannetme.
Vous vous croyez meilleur que les autres?
Tatlı yiyeceğini zannetme.
Mais n'attends pas de dessert!
Herkesle yattığımı zannetme.
Parce que je n'ai couché avec quelqu'un d'autre.
Direklere tırmanıp senin kıçını kurtarmaktan başka... yapacak işim yok zannetme.
J'ai mieux à faire que d'escalader des tours pour ramener ton cul en bas.
Adi bir çift küpe göndererek bir şeyler yapabileceğini de zannetme. Fakir bir kızın kulaklarına bir çift küpe.
Tu crois m'avoir avec des boucles d'oreille?
Bunu o kadar zor zannetme.
Ne le prend pas mal.
Duymadım zannetme.
Je vous ai entendus.
Kendini bir şey zannetme.
Cessez de raconter des histoires.
Bitti zannetme.
C'est pas fini.
Annemle bir kez bademcik tenisi yaptın diye onu tanıdığını zannetme.
T'as joué au tennis avec ses amygdales... mais tu la connais pas. On peut pas lui parler.
Sakın o feminist boklarından olduğumu zannetme ama...
Tu vas penser que je suis féministe ou j'sais pas quoi.
Kazanamayacağımı zannetme. Öz babalar her gün bu tür davaları kazanır.
Des pères naturels gagnent leurs procès tous les jours.
- Hiç yol üstü değil. Sırf bugün sarayında yatmayacaksın diye kötü olmadığını zannetme. Tamam.
Ca fait vraiment un détour.
Beni kandırdığını zannetme.
Tu ne me la fais pas!
Bu yazıyı yazıyorum çünkü sinirliyim... ve ailelerinize bir şeyler söylemek istiyorum, çocuklarınızı hetoroseksüel zannetmeniz... onlara acı verebilir.''zannetme'de iki tane n kullanmamış mı?
J'écris ceci car je suis furieux. " " Je veux dire à tous nos parents " " que croire que nous sommes tous hétéros nous fait du mal. "
Öyle olduğunu zannetme.
Ne le pense pas.
Bölgende iki üç kişi öldü diye kendini bir şey zannetme.
Ne vous y croyez pas trop parce que vous avez deux cadavres dans votre cour.
Bu konuyu dusunmedigimi zannetme.
Tu crois que j'y ai pas pensé?
Zannetme, beynini kullan.
Faut moins penser, et plus réfléchir.
Birlikte 150 yıl geçirdik diye, beni tanıdığını zannetme.
On a passé 1 50 ans ensemble, mais tu ne me connais pas.
Bu arada o golf sopalarını son kullandığımda kötü atış yapmıştım. Bu yüzden, onları lanetlediğini bilmediğimi zannetme!
Et quand j'ai repris les clubs, j'ai frappé un 110, alors je sais que tu leur as jeté un sort.
Sakın beni ucuz numaralar yapan büyücülerden zannetme!
Ne me prenez pas pour un magicien de pacotille.
O yüzden, saygınlık bunalımında önceliğin olduğunu zannetme.
Tu n'es pas la seule dont l'amour-propre est en berne.
Telefonda dediğim gibi, taraf tuttuğumu zannetme.
Je vous l'ai dit, je suis impartial.
Benden o kadar kolay kurtulacağını zannetme!
Si vous croyez vous débarrasser de moi comme ça...
Beni yıldırabileceğini zannetme.
Vous tentez de faire pression sur moi?
Maçı kimin kazandığını bildiğini zannetme.
Vous devez pas connaître les résultats du match...
Hatırlamadığımı zannetme.
Ne croyez pas que j'ai oublié.
- Herkesi kendi gibi dürüst zannetme kardeşim.
- Ils sont pas tous honnêtes, frère.
Dar bakış açınla ahlak kazandığını zannetme.
Ne crois pas pouvoir me faire la morale avec ton point de vue borné.
Beni bıçakladığını unuttuğumu zannetme.
J'ai pas oublié que tu m'as planté.
Bunu düşünmediğimi zannetme dostum.
Et ne crois pas que je n'y ai pas déjà pensé, mon ami.
Beğenmediğimi zannetme.
Ce n'est pas que ça ne m'a pas plu.
Şaka yapıyorum zannetme.
.
Kendini bir bok zannetme.
Tu n'as pas tous les droits.
Yapamayacağımı zannetme.
Et entre quatre yeux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]