Çok üzgündü traducir francés
221 traducción paralela
Çok üzgündü.
Il était bouleversé.
- Bay Holmwood çok üzgündü. - Tabii.
Il était très bouleversé.
Beni aradı. Önceki gün burada geçen bir şey için çok üzgündü. - Ve ben de çok üzüldüm.
Il m'a appelé, il est bouleversé à cause de l'autre jour et il m'a bouleversé.
Geçen gün, trende, çok üzgündü.
L'autre jour, dans le train, il était triste.
Hayır, dün akşam saat 7'de eve geldiğinde... çok çok üzgündü.
II était bouleversé quand il est rentré à la maison à 19 h, hier soir.
O yatağa götürüldüğünde çok üzgündü.
De colère, iI s'est mis au lit.
Bir süre yanında oturup onu izledim. ... hıçkırarak salya sümük ağlıyordu ve çok üzgündü.
Alors, je suis resté là, à la regarder pleurnicher, gêné.
Çok üzgündü ve 1 saat boyunca onu teselli etmeye çalıştım.
Elle était toute triste, je l'ai consolée, c'est tout. - Tu es trop bon.
Marty dün yolumu çevirdi, çok üzgündü.
Marty m'a arrêté dans l'entrée, hier. Il était bouleversé.
Oh, sırası gelmişken sen yemekteyken bir adam aradı çok üzgündü, kiralık kasa anahtarlarını kaybetmiş.
Ah, au fait, un homme a téléphoné quand vous déjeuniez, tout bouleversé parce qu'il a perdu les clés de son coffre-fort.
Çok üzgündü.
J'étais ému.
Çok üzgündü, derhal eve gitmek istedi.
Ça l'a tellement vexé qu'il a voulu rentrer.
Dul kadın çok üzgündü.
La veuve n'avait pas apprécié.
Kendine hakim olup soğukkanlı görünmeye çalıştı... ama çok üzgündü. Duygularını kolayca açığa... vuran biri değildi... Leonard söz konusu olmadıkça.
Elle a essayé, vous savez... de faire semblant d'être calme... mais elle était trop renversée... et n'était pas du genre... à montrer ses émotions... excepté quand il s'agissait de Leonard.
Sesi çok üzgündü.
Il semblait énervé.
Sesi çok üzgündü.
Elle semblait bouleversée.
Önce çok üzgündü.
Au début, elle était triste.
Gerçekten de çok üzgündü.
Il était très en colère.
Çok üzgündü.
Elle était si triste.
Çok üzgündü.
Il était énervé.
Aldığı ceza yüzünden çok üzgündü.
Il était perturbé par sa condamnation.
"Oduncu çok üzgündü..."
Le bûcheron était très triste. "
Çok üzgündü.
Elle était bouleversée.
Scooter daima çok üzgündü.
Enfin, Scooter était si triste tout le temps
Ellen çok üzgündü.
Elle est désespérée.
Bay Poole çok üzgündü.
M.Poole en était bouleversé.
Biz eski dostuz. O çok üzgündü.
Nous sommes de vieux amis et il avait le cœur gros.
Kramer'a verdiğim o şifonyer yüzünden çok üzgündü.
Il est fâché à cause de la commode.
Çok üzgündü.
Il avait l'air abattu.
Jerry, bir arkadaşın geldi ve senin minibüsü aldığım için çok üzgündü.
Jerry, un de tes copains avait l'air fâché que j'aie ton van.
Seni terk ettiğini söylemek için aradı. Çok üzgündü.
Elle a appelé pour me dire qu'elle te quittait, elle était bouleversée.
Çok üzgündü.
Elle était juste triste.
Çok üzgündü.
Il était si triste.
Anlarsınız ya, Phyllis'ten ayrıldığımda, doğal olarak çok üzgündü ve bazı şüphelerinin peşinden koşmak konusunda çok daha kararlı hale geldi.
Et bien, vous voyez, quand j'ai rompu avec Phyllis, elle est devenue encore plus déterminée à prouver certains de ses... doutes.
Bakın, denedim. Peşinden gittim. Onunla konuşmaya çalıştım, ama çok üzgündü.
J'ai essayé, je lui ai couru après, je lui ai parlé, mais elle était mal!
Çok üzgündü. Kavgayla ilgili bir şey söyledi.
Il a parlé d'une dispute.
Willow çok üzgündü.
Willow était vraiment fâchée.
Çok üzgündü.
Et si triste.
Alex üç kere ödemeli aradı, çok üzgündü... sonra hatlar kesildi.
Mais Alex m'a appelée 3 fois, elle avait l'air mal. Qu'y a-t-il, elle n'est pas au bal?
Dr.Arjunan dan önce karım çok üzgündü, Divyas ın geleceğinden endişe duyuyordu.
On se faisait beaucoup de souci, ma femme craignait pour l'avenir de Divya.
Ama o çok üzgündü. Bilmiyorum. Arabaya bindim...
Elle était furieuse à cause de je ne sais quoi.
Çok, ama çok üzgündü, morali bozulmustu. Özellikle küçük gazete ve televizyon kanalları... ... bu filmlere harcanan...
Il était très triste et découragé... surtout parce que les petits journaux et chaînes télévisées... n'avaient pas du tout reconnu... l'énorme travail qu'il y avait dans ce film... et l'avait simplement rejeté.
Xander çok üzgündü.
Il était fâché.
Job çok üzgündü, ama dizlerinin üstüne çöktü ve ; "Tanrı verdi ve Tanrı geri aldı" dedi ve Tanrıya şükretti.
Job en fut accablé, mais il s'agenouilla et dit : "Le Seigneur donne et le Seigneur reprend." Et il loua le nom de Dieu.
Çok üzgündü.
Elle est triste.
Çok üzgündü.
Elle était comme ça.
İçeriye girişini kaçırdığımız için üzgünüm Kim ama Vi çok üzgündü.
Je suis désolé d'avoir raté ton entrée. Maman est vraiment bouleversée.
Çok sevecendi, ama hep üzgündü.
Douce, mais... triste.
Bunun için çok da üzgündü çünkü hepsi özel yapımdı.
Il était assez contrarié, car tout était fait sur mesure.
Çok da üzgündü.
J'étais secoué aussi.
O uzaktayken üzgündü, ama şimdi çok mutlu.
Depuis le départ des Faucons, elle ne mangeait presque plus.
çok üzgünüm 1758
çok üzüldüm 280
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok uzun zaman oldu 115
çok üzgün 38
çok uzak 78
çok uzun bir süre 23
çok üzücü 155
çok üşüyorum 45
çok üzüldüm 280
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok uzun zaman oldu 115
çok üzgün 38
çok uzak 78
çok uzun bir süre 23
çok üzücü 155
çok üşüyorum 45